TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Zonguldak İl Temsilcisi Şaban Koç, bölgede meydana gelen sel felaketini değerlendirdi, insanoğlunun kendisinin neden olduğu kendisinden kaynaklanan bu tür olaylara doğal afet denilemeyeceğini vurguladı.

 

TÜNELLER GELİŞ YOLUNDA KAPALI

Heyelan ve su baskını açısından yüksek tehlike potansiyeline sahip olan Karadeniz bölgesinde doğa olaylarının afete dönüşmemesi için yapılan tespitler ışığında bölgede yara sarmak yerine risk azaltma stratejisine dayalı bir afet yönetim sistemi oluşturulması ve ulusal ölçekte hazırlanacak Afet Risklerini Azaltma Strateji Planının bir parçası olarak ‘Karadeniz Bölgesi Afet Risklerini Azaltma Strateji Planı’nın bir an önce oluşturularak hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Koç’un açıklamaları şu şekilde:  “06 Haziran 2014 tarihinde bölgemizde yağan aşırı yağışların etkisiyle, Zonguldak Merkez, Kozlu, Çaycuma, Devrek, Ereğli ile Alaplı ilçelerinde meydana gelen sel ve heyelan olaylarında çok sayıda ev, işyeri ve araçta maddi hasar meydana gelmiştir. Zonguldak-Ankara karayolu trafiğe kapanmış, Akçakoca –Ereğli arası tüneller oluşan selden önemli ölçüde etkilenmiştir. Tüneller Ereğli’ye geliş yönünde hala kapalı durumdadır.

 

“AFETE DÖNÜŞMESİ KAÇINILMAZDIR”

Bu olaylara doğal afet demek pek mümkün değildir. İnsanoğlunun kendisinin neden olduğu, kendisinden kaynaklanan bu tür olaylara doğal afet denemez. Deprem, sel ve toprak kayması gibi olaylar birer doğa olayıdır, bu tür olayları afete dönüştüren insanoğlunun kendisidir. Çarpık kentleşmenin önüne geçmezseniz, özgün dere yataklarını daraltırsanız, bu dere yataklarına çok katlı binalar dikerseniz ve de halkı bu tür olaylara karşı bilinçlendirmezseniz, bu doğa olaylarının afete dönüşmesi kaçınılmazdır.
 

İNSAN FAKTÖRÜ

Ülkemizin yerleşim birimleri, jeolojik, jeomorfolojik ve meteorolojik koşullarımız nedeniyle başta depremler olmak üzere, heyelan, su baskını gibi doğal afetler ile de sık sık karşı karşıya kalmaktadır. Bu doğal koşulları bir risk haline getiren ve heyelanları tetikleyen temel faktör ise; plansız-programsız yapılaşma ve doğaya yapılan müdahalelere seyirci kalan yönetim anlayışı ile insan faktörüdür. 

 

“DEFALARCA DİLE GETİRDİK”

Benzer acıların neredeyse her iki yılda bir yaşandığı Karadeniz Bölgesinde hala gerekli derslerin ve önlemlerin alınmaması, özellikle yaz aylarındaki her yağışın bir afete dönüşmesi kabul edilemez bir durumdur. Zonguldak ve ilçeleri, bu anlamda ciddi tehdit altındadır. Bizler gerek TMMOB olarak, gerekse jeoloji mühendisleri odası olarak, 1998 yılında Zonguldak-Bartın ve Alaplı’nın Aşağıdağ köyünde meydana gelen, can ve mal kaybına neden olan sel ve heyelanlardan beri, her aşırı yağışlarda oluşan bu olumsuzlukları defalarca dile getirdik. Yerleşim yerlerinde sadece sel baskınları değil, akla, plana ve bilime aykırı yapılan çalışmalar da felakete neden olmakta ve bu gidişatla olmaya da devam edecektir.
 

“RİSK HARİTALARI ÇIKARILMALI”

Yerel yönetimler tarafından, başta kent merkezlerinde, kent merkezlerinin dışında, beldelerde, köylerde dere yataklarında, kırsallarda yapılacak her türlü yapıların ve yolların yer seçimleri esnasında mutlaka jeolojik ve jeoteknik etüt çalışmaları yapılmalı, vatandaşların, İl Özel İdaresi ve Belediyelerin, başta dere yatakları olmak üzere, her istediği yere konut yapmaları engellenmelidir. Dere yatakları gelişigüzel doldurulmamalı ve daraltılmamalıdır. Dere yataklarına yakın yerlere, çok katlı konutlar yapılmamalıdır.  Başta merkez olmak üzere, il ve ilçelerimizde bu tip taşkınlara ve sellere maruz kalabilecek alanlar belirlenerek risk haritaları çıkartılmalıdır. Varsa, bunlar kamuoyu ile paylaşılmalıdır”

 

(Haber Merkezi)