Dünyada her  yıl milyonlarca can alan Akciğer Kanserinin en nadir belirti veren kanser türlerinden biri olduğunu söyleyen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Sarıyya Mammadova, “Akciğer Kanserinin en sık belirtisi öksürüktür. Öksürüğün dışında geçmeyen nefes darlığı, kanlı balgam ve tekrarlayan enfeksiyon gibi şikayetler görüldüğü takdirde vakit kaybetmeden bir hekime başvurulmalı” dedi.

En sinsi ilerleyen kanser türlerinin başlarında gelen akciğer kanseri, çoğu zaman ileri aşamalara gelene kadar önemli şikâyetlere yol açmıyor. Ancak bazı ipuçları erken teşhisin hayati önemde olduğu bu kanser türünde hayat kurtarıcı olabiliyor. Medical Park Ereğli Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Sarıyya Mammadova, akciğer kanserinin belirtilerini, sebeplerini ve bu ölümcül kanserden korunma yollarını anlattı.

YÜZDE 80’İ KÜÇÜK HÜCRELİ

Akciğer kanseri, normal akciğer dokusundan olan hücrelerin kontrol dışı çoğalarak kitle (tümör) oluşturması ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Burada oluşan kitle öncelikle akciğer dokusunda büyür, daha ileriki aşamalarda ise metastaz geliştirerek çevre dokulara veya dolaşım yoluyla uzak organlara (karaciğer, kemik, beyin gibi) yayılabilir. Akciğer kanserleri mikroskop altında izlenen hücrelerin görüntüsüne göre “küçük hücreli akciğer kanseri” ve “küçük hücreli dışı akciğer kanseri” olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Akciğer kanserlerinin yaklaşık yüzde 80’ni küçük hücreli dışı gruptadır.

8 ÖNEMLİ BELİRTİYE DİKKAT!

Akciğer kanseri, genellikle ileri evrelerde teşhis edilebiliyor. Ancak aşağıdaki belirtilerin biri veya birden fazlasının görülmesi akciğer kanserini düşündürebileceği için vakit kaybetmeden hekime başvurulması hayati önem taşıyor:

1. Öksürük: Genelde en sık saptanan belirtidir. Ancak, hastalar tarafından çoğunlukla dikkate alınmaz, çeşitli nedenlerle doktora başvurulması geçiştirilir.

2. Ağızdan öksürükle birlikte kan gelmesi: Kişiyi en çok korkutan ve hekime başvurmasını sağlayan şikayettir.

3. Nefes darlığı ve bazen hırıltılı nefes alıp verme,

4. Geçmeyen göğüs ve kol ağrısı,

5. Ses kısıklığı,

6. Tekrarlayan ya da iyileşmesi geciken akciğer enfeksiyonları,

7. Boyun ve yüzde şişlik,

8. İştahsızlık, kilo kaybı ve yorgunluk.

PASİF SİGARA İÇİMİ VE AİLESEL YATKINLIK ETKİLİ

Akciğer kanserinin nedenleri arasında sigara kullanımı ilk sırada gelse de, son dönemde çevre kirliliği ve havadaki kanserojen maddelerin de etkili olabileceği biliniyor. İşte akciğer kanseri olmanıza neden olabilecek 5 önemli risk faktörü:

1. Sigara (tütün) kullanımı:
Akciğer kanseri gelişiminde ispatlanmış en önemli risk faktörüdür. Akciğer kanserlerinin yüzde 90’ı sigara nedeniyle oluşur. Günlük içilen sigara adedi ve içilen yıl sayısı arttıkça risk artmaktadır. Uzun süre sigara içen her 7 kişiden 1’inde akciğer kanseri gelişir. Sosyoekonomik düzeyi gelişmiş ülkelerde sigara içiminin başarılı bir şekilde önlenmesi sayesinde, bu ülkelerde akciğer kanseri sıklığı nispeten daha azdır. Ne yazık ki ülkemizde halen bu oran çok yüksektir.

2. Pasif sigara içimi:

Başkalarının içtiği sigaranın dumanına maruz kimseler de akciğer kanseri açısından risk altındadır. Son yıllarda kapalı alanlarda sigara içilmesinin önlenmesine yönelik çalışmaların en önemli nedeni budur.

3. Fibröz mineraller ve radyoaktif maddeler (asbest, erionit ve radon):

Mesleksel ve çevresel açıdan maruz kalınan bu maddeler yıllar içinde nefes yolu ile akciğer ve zarına yerleşip kanser oluşturabilir.

4. Ailesel yatkınlık:

Akciğer kanseri kalıtsal bir hastalık değildir ancak hastanın özellikle birinci derece yakınlarında risk artmaktadır. Bu nedenle akciğer kanseri olan kişilerin çocukları ve yakın akrabaları diğer risk faktörlerinden (özellikle sigaradan) uzak durmalıdır.

TARAMA TESTLERİYLE KORUNMAK MÜMKÜN MÜ?

Bazen hastalık oldukça ileri aşamalara gelene kadar önemli bir şikayete yol açmayabilir. Bu sinsi karakter, akciğer kanserini tehlikeli yapan en önemli faktördür. Bu nedenle yukarıdaki yakınmalar hissedildiğinde, uzun süreli sigara kullanımında veya belirtilerin risk faktörlerinden her hangi birine maruz kalındığında hemen bir doktor kontrolünden geçilmelidir.

Sigara içen, daha önce bırakmış veya pasif içiciler, orta yaşın üzerinde ve ailesinde akciğer kanseri hikayesi olanlar risk grubunda kabul edilirler. Bu kişilere tarama amaçlı bir takım testler yapılması uluslararası akciğer sağlığı otoriteleri tarafından önerilmektedir. Bütün kansr türlerinde olduğu gibi, akciğer kanserinde de erken tanı etkili tedavi ve beş yıllık sağkalım açısından çok önemlidir.

ERKEN EVREDE TEDAVİ DAHA ETKİLİ

Akciğer kanseri tedavisinin göğüs cerrahisi, göğüs hastalıkları, onkoloji, radyasyon onkolojisi, patoloji ve yeterli yardımcı sağlık personeli birimlerini barındıran merkezlerde yapılması önemlidir. Hastalık ne kadar erken evrede yakalanırsa tedavi şansı da o oranda yüksektir. Tedavideki temel yaklaşım kanserli dokunun tamamen ameliyatla çıkarılmasıdır. Tümörün 1 santimden küçük olduğu 1. Evre akciğer kanserinde, tümör dokusu cerrahi olarak çıkarıldığı takdirde tedavi şansı yüzde 90’lara kadar çıkabilmektedir. Ameliyat sonrası veya öncesi hastalığın yayılımına göre radyoterapi ve/veya kemoterapi yapılabilmektedir. Ameliyat şansı olmayan hastalarda ise radyoterapi ve kemoterapi uygulanabilir. Kemoterapi dışında son yıllarda kullanılmaya başlanan immunoterapi ve akıllı moleküller grubundaki bazı ilaçların da uygun olan hasta grubunda yaşam süresini uzattığı gösterilmiştir.