KESK Çaycuma Bileşenleri AKP Çaycuma binası önünde TBMM Plan Bütçe Komisyonunda görüşülmeye devam eden ‘Torba Yasa’yı meşalelerle protesto etti ve sık sık ‘AKP torbanı al başına çal, İMF için değil çalışanlar için yasa’ sloganlarını attı.

Alkış, slogan ve meşalelerle Çaycuma Öğretmenevi önünden AKP Çaycuma İlçe binası önüne kadar yürüyen KESK üyeleri, yasa geri çekilene kadar eylemlerine devam edeceklerini belirtti.

Eğitim sen Çaycuma Temsilcisi İsmet Akyol  ‘Torba Yasa’yla başta emekçilerin iş güvencesi olmak üzere tüm toplum kesimlerine yönelik bir saldırı dalgası ile karşı karşıya kalındığını belirterek işçi ve memur konfederasyonlarına birlikte mücadele etme çağrısında bulundu. Akyol şöyle dedi:

“TBMM’de görüşmeleri devam eden, torba yasa olarak da bilinen emekçilerin haklarına yönelik, yeni saldırı dalgası Plan Bütçe Komisyonunda görüşülmektedir. 2002 yılından bu yana iktidarda olan AKP hükümeti sürdürdüğü neo liberal politikalar ile ülke tarihinde görülmemiş bir sermaye desteğini arkasına almıştır. Halka dayanmayan bir anlayışla hareket eden, varlığını sermayeye borçlu olan AKP bu süreç içinde hem ekonomik hem de sosyal alanda, başta emekçiler olmak üzere toplumun ezilen bütün kesimleri üzerinde baskıcı ve otoriter uygulamaları hayata geçirmiştir.

Kamuoyunda torba yasa olarak bilinen tasarı ile AKP hükümeti, emekçilere yönelik bir saldırı planı daha ortaya koymaktadır. Bu yasanın amacı, işverene her türlü kolaylığı sağlarken; emekçilerin ücretlerini düşürmek, engellilerin istihdamını azaltmak, çalışma saatlerini yükseltmek, kamu emekçilerinin sürgüne yollanmasının önünü açmak, belediyelerin taşeronlaşmasını hızlandırmak, alın terimizle biriktirdiğimiz işsizlik fonunu kalıcı olarak işverene açmak, esnek çalışmayla iş güvencesini kaldırmak, kamuda kadrolaşmayı ve biat kültürünü yaygınlaştıracak rekabetçi bir anlayışın hakim olduğu bir yapı inşa etmektir. AKP hükümeti böylece iş hayatından tutun da sosyal hayata kadar birçok alanda otoritenin-iktidarın mutlak üstünlüğünü sağlamaya çalışmaktadır.

AKP iktidarı açısından, seçim öncesi egemen sınıfın güvenini yeniden sağlamak, hala kendisinin tek alternatif olduğunu düşündürmek ve olası bir iktidarda kimlere hizmette kusur etmeyeceğini göstermesi bakımından bu yasa ayrı bir öneme sahiptir. Bu bağlamda Türkiye’de demokrasi krizdedir ve bu torba yasa tasarısı Abdülhamit uygulamalarına örnektir. Bu yasa faşizan zihniyetin, vahşi kapitalizmin ve neo liberal politikaların saldırısıdır!

Biz emekçiler iktidarların halkın, emekçilerin, yoksulun, gençliğin, ezilenlerin menfaatleri için çalışması gerektiğine inanıyoruz! Bütün bu nedenlerle bu torba yasayı engellemek için sesimizi yükseltiyoruz!

Esnek çalışma koşullarına, Güvencesizleştirilmeye, Ekmeğimizin küçültülmesine, Çalışma saatlerinin uzatılmasına, Taşeronlaştırmaya,  Birikimlerimizin sermayeye sunulmasına, Asgari ücrete razı edilmeye, Sürgüne yollanmaya, Kötü çalışma koşullarına ve Sömürüye, baskıya, şiddete karşı sesimizi yükseltiyoruz!

Biz emekçiler, bu yıkıcı, yok edici anlayışa, bu görmezden gelme tavra karşı bu yasa üzerinde bir direniş hattı örgütlemek zorundayız. Bu bağlamda toplumun bütün kesimlerine, emek ve dayanışma örgütlerine, gençliğe, demokratik kitle örgütlerine; vahşi kapitalist saldırılara ve neo liberal politikalara karşı; emek, eşitlik, demokrasi ve özgürlük mücadelesi için ortaklaşa verdiğimiz mücadelede birlik olma çağrısını yineliyoruz!

Bütün bu nedenlerle KESK olarak Ankara’da TBMM’de, Türkiye’nin diğer illerinde ise AKP il ve ilçe binalarının önündeyiz! Mücadelemiz meydanlarda en geniş emek ve demokrasi güçlerinin ortak mücadelesi ile sonuna değin sürecektir! Bu süreçte biz emekçiler; emek ve demokrasi için, baskıcı uygulamalara, yıkıcı, yok edici, tasfiyeci anlayışa karşı durmak için meydanlarda olacağız!

Mevcut taleplerimiz görmezden gelinmeye devam ederse meşru eylemliklerimiz her geçen gün artarak, güçlenerek, çoğalarak emek ve demokrasi güçleriyle daha da yükselecektir!”