Türkiye genelinde olduğu gibi KESK tarafından Çaycuma'da da 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu Değişiklik Tasarısına karşı protesto eylemi yapıldı. Çaycuma Öğretmenevi önünde başlayan protesto eylemine KESK Çaycuma Bileşenlerinin yanı sıra CHP İlçe Başkanı Şeref Köktürk, DSP İlçe Başkanı Ersin Dilek ve çok sayıda kişi katıldı.

 

Sık sık “AKP yasanı al başına çal”, “Kölelik değil, toplu sözleşme”, “AKP'nin istediği köle memur olmayacağız” sloganların atıldığı eylemde KESK Çaycuma Bileşenleri adına Eğitim-Sen Çaycuma Temsilcisi İsmet Akyol konuşmasında hükümeti sert bir şekilde eleştirerek; “Hükümet tarafından değiştirilmek istenen yeni tasarı, kamu emekçilerinin iş güvencesine saldırmaktadır. Getirdiği disiplin uygulamaları ile kamu emekçilerinin kaderini amirlerin subjektif, tek yanlı değerlendirmelerine teslim etmektedir. Tasarı kamu emekçilerinin esnek çalışma düzenine geçmesini hedeflemektedir. Tasarı, kamu görevlileri arasında çalışma barışını bozacak ve tamamen idarecinin insiyatifi ile yandaş memur yaratmayı hedefleyen başarı ve ödül sistemini getirmektedir.” dedi.

 

SİYAH ÇELENK BIRAKILDI

Eylem sonunda AKP İlçe binası önüne sloganlarla yürünerek siyah çelenk bırakıldı. Çelenk üzerindeki tasarıyla oluşacak yeni memur tiplemesini anlatan karikatür dikkat çekti. AKP İlçe Binasının önüne bırakılan çelenkte yeni memur tipi, “konuşmayan, görmeyen ve duymayan”  memur olarak tarif edildi. Akyol; Ankara'da KESK MYK üyesi Akman ŞİMŞEK ve SES MYK üyesi Meryem ÖZSÖĞÜT'ün, şube yöneticilerinin de aralarında bulunduğu KESK yöneticileri ile Siirt'te AKP il binası önünde, 657 Sayılı Devlet Memurları Yasası'nı protesto etmek isteyen 25 KESK üye ve yöneticisinin gözaltına alınmasını kınayarak başladığı konuşmasında şöyle dedi; “Bugün burada siyasi iktidarın 657 sayılı yasada yapmayı planladığı değişikliğe karşı itirazımızı dile getirmek için bir aradayız. 657 sayılı yapılacak değişiklik tasarısına kökten itiraz ediyoruz. Siyasi iktidarın kamu emekçilerinin temsilcilerine sormadan, danışmadan kamuoyundan kaçırarak kapalı kapalı ardında, “ben yaparım, olur” anlayışıyla gündeme getirdiği sinsi bir tasarıyla karşı karşıyayız. Tasarı açıklandığında neden kamuoyundan, kamu emekçilerinden gizlendiği de ortaya çıkmıştır. Çünkü bu tasarı kamu emekçilerinin ekmeğiyle oynamayı amaçlamaktadır. Çünkü bu tasarı kamu emekçilerini kapıkulu yapmayı amaçlamaktadır. Çünkü bu tasarı kamu emekçilerinin iş güvencelerini ellerinden almayı amaçlamaktadır.

 

TESLİM ETMEKTİR

Çünkü bu tasarı kamu yönetimini toplumsal fayda ekseninde değil, sermaye etkinliği ekseninde yeniden kurmayı amaçlamaktadır. Kamu emekçilerinin bu tasarıyı kabul etmesi, iş güvencelerine yönelik bu açık kastı sineye çekmesi mümkün değildir. Tasarı, kamu emekçilerinin iş güvencesine saldırmaktadır. Getirdiği disiplin uygulamaları ile kamu emekçilerinin kaderini amirlerin subjektif, tek yanlı değerlendirmelerine teslim etmektedir. Tasarı zaten olumsuz ve hiyerarşik olan kamuda çalışma düzenini daha da hiyerarşik, ast-üst ilişkilerine tabi bir düzen haline getirecektir. Ayrıca bu düzenleme kamu emekçilerinin amirlerin hukuka aykırı olan emirlerine uymama yönündeki Anayasal haklarına da aykırıdır. Tasarı kamu emekçilerinin esnek çalışma düzenine geçmesini hedeflemektedir. Türkiye'de emekçiler iki yıldır mevcut esnek çalışma modeli olan 4B, 4C ile mücadele ediyor; TEKEL direnişi bunun mücadelesidir, emekçiler 1 Mayıs'ta güvencesizliğe karşı mücadeleyi yükseltiyor. Hükümetin yanıtı tüm kamu emekçilerini 4B, 4C gibi esnek çalışma modellerine göre çalıştıracak bu taslak oluyor. Değişiklikte yer alan kamuoyunda özel sektörden CEO transferi yapılabilmesi olarak bilinen özel sektör yöneticilerinin kamu kurumlarına idareci olarak atanması konusu çok önemli sakıncalar içermektedir. Özel sektörde başarılı olmak için yöneticilerin işletmeleri kâra geçirmeleri gereklidir. Başarı vasıfları Kârlılık olan yöneticilerin bu vasıfları ile kamu hizmetlerinin sosyal, objektif nitelikleri arasında büyük bir çelişki vardır. Özel sektörden yönetici transferi kamu kurumlarını ticarethane olarak gören bir zihniyetin ürünüdür. Kamu kurumları şirket, kamu hizmeti alan yurttaşlar müşteri değildir.Tasarı sicil sistemini kaldırmayı yerine memur bilgi sistemini getirmeyi öngörüyor. Tasarı Mevcut sicil sisteminin bazı olumsuzlukları olmakla birlikte, buradaki eksikliklerin düzeltilmesi yerine görevleri kanunla belirlenmiş olan kamu hizmeti olan kamu görevlileri arasında çalışma barışını bozacak ve tamamen idarecinin insiyatifi ile yandaş memur yaratmayı hedefleyen başarı ve ödül sistemi getirilmektedir. Tasarının içerdiği Avrupa Konseyi ve uluslar arası sözleşmelerin gereği olarak getirilmesi zorunlu kimi haklar ve iyileştirmeler 4B'lileri, 4C'lileri kapsam dışında tutmaktadır. Tasarı ebeveynlik haklarıyla ilgili olumlu değişiklikler içermekle birlikte kamu emekçilerinin en temel talebi olan doğum sonrası ücretli izinin süresini arttırmamıştır. 8 Hafta olan bu iznin en az 16 hafta olması gerekmektedir. Ayrıca ücretsiz izinle ilgili maddeye ücretsiz izinde geçen sürelerde her türlü özlük ve emeklilik haklarının korunacağı hükmü getirilmelidir. Kreş hakkının devletçe üstlenilmesi yasal güvenceye kavuşturulmalıdır. Tasarı bu haliyle toplumsal cinsiyet eşitsizliğini gidermekten uzaktır.Tasarıda öngörülen sendika üyesi olan kamu emekçilerine Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında olmak üzere yılda 4 defa toplam 122 Liralık toplu görüşme ödeneği verilmesi yandaş sendika yaratmayı amaçlamaktadır.

 

YAŞASIN MÜCADELEMİZ

Ayrıca bilindiği gibi toplu görüşme ödeneği uzun zamandır yandaş bir konfederasyon tarafından her fırsatta talep edilmektedir. AKP iktidarı döneminde % 900'lere varan üye artışlarıyla şişirilen bir konfederasyonun bu talebinin tasarıda yer alması diğer konfederasyonlardan gizlenen tasarının bu konfederasyonla paylaşılmış olduğu kuşkusunu doğurmaktadır. KESK olarak 2 milyonu aşan kamu emekçisinin sesi olma iddiasındayız; kamu emekçileri hareketini biz yarattık, memur, kapıkulu kavramlarına karşı bugün onur duyduğumuz kamu emekçisi kavramını biz inşa ettik; KESK gerçek sendikadır, gücünü emekçilerden alır, KESK'in yönünü emekçiler belirler.Bugün 15 Haziran, 15-16 Haziran direnişinin 40. yıldönümü. Türkiye emekçileri için çok önemli bir gün. KESK olarak 15-16 Haziranların ruhunu taşıyoruz. Haklarımız için, özgür demokratik bir ülkede barış içinde yaşama özlemimiz adına bu tasarıya direneceğiz. İşsizliğe, güvencesizliğe, örgütsüzlüğe boyun eğmeyeceğiz! Siyasi iktidarın emek karşıtı politikalarını sineye çekmeyeceğiz! Bütün emekçileri, kamu emekçilerini, emek dostlarını, diğer konfederasyonları bu mücadeleye davet ediyoruz! Bütün kamu emekçilerini iş güvencelerini ellerinden almaya çalışan, kamu emekçisini kapıkulu yapmaya çalışan, geleceklerini karartan bu tasarıya karşı öz mücadele örgütleri KESK'te güçlerini birleştirmeye çağırıyoruz. Bu tasarı hemen geri çekilmelidir. Kamu emekçileri grevli toplu sözleşme haklarının hayata geçirilmesi konusunda geri adım atmayacaklardır. Siyasi iktidar kamu emekçilerin mevcut haklarını elinden almaya yönelik tasarıyı geri çekmeli toplu sözleşme masasına oturacağını açıklamalıdır. Yaşasın emek, barış ve demokrasi mücadelemiz!”