CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk Haziran 2011 seçimlerinin üzerinden 2 yıl geçtiğini hatırlatarak AKP iktidarında Cumhuriyetin Kurucusu Atatürk yerine PKK lideri Bölücübaşı Öcalan’ın Türk Ulusuna kurtarıcı olarak sunulduğunu öne sürdü.

 

* Bugün, halkın iradesiyle seçilmiş Sayın Prof. Dr. Mehmet Haberal ve İzmir Milletvekilimiz Sayın Mustafa Balbay olmak üzere 8 milletvekili aradan geçen 2 yıla karşın hala tutukludur. Parasız Eğitim istiyoruz diyen üniversite öğrencileri, saygın üniversite hocaları, namuslu gazeteciler, asker sivil binlerce yurttaşımız “Ergenekon”, “Balyoz”, “Kafes”, “Odatv” ve benzeri uydurma siyasal davalarla cezaevlerinde çürütülmektedir. 

 

* Cumhuriyet devriminin en temel kazanımı Eğitim ve Öğretim Birliği Yasası, Çağdaş ve laik eğitim 4+4+4 gibi ucube, gerici, bilimsellikten uzak bir yasayla ortadan kaldırılmış, özel yaşama sık sık müdahalelerde bulunulmuş, kürtajla ilgili açıklamalar yapılmış, Türk Hava Yollarında kabul edilemeyecek çeşitli yasaklar ve alkol ilgili düzenlemeler getirilmiş, ülkemizi kurtaran ve Cumhuriyetimizi kuranlara seviyesiz göndermeler yapılmış, Türkiye Cumhuriyetinin değiştirilemez maddeleri tartışmaya açılmış, “Türkiye Cumhuriyeti” adı tabelalardan silinmiş, onurumuz olan ulusal bayramlarımız yasaklanmış, daha pek çok kabul edilemeyecek, toplumumuzu geren gelişmeler bu dönemde gerçekleşmiştir. 

 

* 2011 seçim döneminde TTK’ya 2500 işçi alınacağı sözü verilmesine karşın, “TTK zarar ediyor, başka bir model üzerinde çalışıyoruz” gibi söylemlerin arkasına saklanılarak gizli hesapların içerisine girilmiştir.  Filyos Limanının temelinin atılması “İrlanda’nın insafına ve AB’den gelecek hibe yardımlarına” bırakılmıştır.  Zonguldak bu iki yılda da genel bütçeden hak ettiği payı alamamış, aldığından fazlasını veren 12 ilden birisi olmuş, bazı iller ödediği verginin 6 – 7 katı kamu yatırımı alırken, ödediğimiz verginin ancak 1/4’ü kamu yatırımı olarak Zonguldak’a geri dönmüştür.

 

CHP Zonguldak Milletvekili TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Ali İhsan Köktürk 12 Haziran 2011 Milletvekili Genel Seçimlerinin yıldönümünde yaptığı uzun yazılı açıklamasında, AKP iktidarına yüklendi.
Açıklamasında ülke halkının barışçıl yöntemlerle hak aramasının önünün tamamen kapatıldığını da vurgulayan Köktürk,  “Seçim sonrasında yaptığı ünlü balkon konuşması ile “Halkın her kesimini kucaklayacağını, herkesin hükümeti olacağını, AKP’ye oy versin vermesin kazananın Türkiye olduğunu”, falan söyleyen Başbakanın büyük bir iktidar gücüyle vaatlerini gerçekleştirme konusunda önünün alabildiğince açıldığı tarihtir” dedi.
Köktürk açıklamasında görüşlerini şöyle dile getirdi:

 

TOTALİTER REJİM İNŞA ETMEYE ÇALIŞTI
Ne yazık ki, aradan geçen 2 yıl içinde Başbakan o ünlü balkon konuşmasının tersine, totaliter bir rejim inşa etmeye çalışmış ve bunda da başarılı olmuş, toplum kesimlerinin birbirine karşı kindar haline getirmiş, içinden geçtiğimiz bugün, taraflı tarafsız herkesin gördüğü üzere ülkemizi bugün yaşadığımız kaosun içine sürüklemiştir…
Bugün, halkın iradesiyle seçilmiş Sayın Prof. Dr. Mehmet Haberal ve İzmir Milletvekilimiz Sayın Mustafa Balbay olmak üzere 8 milletvekili aradan geçen 2 yıla karşın hala tutukludur. Parasız Eğitim istiyoruz diyen üniversite öğrencileri, saygın üniversite hocaları, namuslu gazeteciler, asker sivil binlerce yurttaşımız “Ergenekon”, “Balyoz”, “Kafes”, “Odatv” ve benzeri uydurma siyasal davalarla cezaevlerinde çürütülmektedir. 
Anayasa ve yasadan doğan gösteri yapma hakkını kullanan küçücük çocuklar, gençler, lise ve üniversite öğrencileri fişlenmektedir. 

 

YARGI ELE GEÇTİ
Yargı Sayın Başbakanın ve Cemaatleşmiş güç odaklarının arka bahçesine dönüşmüştür. 
Orantısız güç kullanımı, tazyikli su ve biber gazı AKP iktidarının diktasının sembolleri haline dönüşmüştür. 
Halkımızın barışçıl yöntemlerle hak aramanın önü tamamen kapatılmıştır. 
Yine bugün, demokrasilerdeki temel ilkelerin tersine aldığı % 50 oyla her şeyi yapabileceğini zanneden, diğer kesimlerin hassasiyetlerine, ülkemizin sahip olduğu değerlere ve yaşam biçimlerine ağır saldırılar gerçekleştiren bir iktidar anlayışı söz konusudur.  

 

SEVİYESİZ GÖNDERMELER
Cumhuriyet devriminin en temel kazanımı Eğitim ve Öğretim Birliği Yasası, Çağdaş ve laik eğitim 4+4+4 gibi ucube, gerici, bilimsellikten uzak bir yasayla ortadan kaldırılmış, özel yaşama sık sık müdahalelerde bulunulmuş, kürtajla ilgili açıklamalar yapılmış, Türk Hava Yollarında kabul edilemeyecek çeşitli yasaklar ve alkol ilgili düzenlemeler getirilmiş, ülkemizi kurtaran ve Cumhuriyetimizi kuranlara seviyesiz göndermeler yapılmış, Türkiye Cumhuriyetinin değiştirilemez maddeleri tartışmaya açılmış, “Türkiye Cumhuriyeti” adı tabelalardan silinmiş, onurumuz olan ulusal bayramlarımız yasaklanmış, daha pek çok kabul edilemeyecek, toplumumuzu geren gelişmeler bu dönemde gerçekleşmiştir. 

 

APO KURTARICI GİBİ SUNULDU

AKP iktidarının son iki yıllık döneminde terörle uzaktan yakından alakası olmayan “Haberal ve Balbay” gibi değerler “Terörist” olarak nitelendirilirken, 30 bin cana mal olan PKK “Aktivist” nitelendirilmesine terfi etmiştir. Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk yerine PKK lideri, Bölücübaşı Abdullah Öcalan bizzat Sayın Başbakan tarafından Türk Ulusuna kurtarıcı olarak sunulmuştur.   

Ekonomik olarak baktığımızda, ülkemizin tüm Cumhuriyet kazanımlarının haraç mezat elden çıkarılması dolu dizgin devam etmiştir. 

 

SATIYORLAR
Ülkemiz, özellikle yine bu 2 yıllık dönemde çıkarılan “Yabancılara Toprak Satış Yasası”,“Petrol Yasası” gibi yasalarla ülkemiz adeta kapitülasyonlar dönemini kat kat aşan ağır bir bağımlılık sürecine sokulmuştur.  
“Karşılıklılık İlkesi”, İmar planı içerisinde yer alma, işyeri ve mesken olarak kullanma, ilçenin ve ilin yüzölçümünün % 10’nu aşmama gibi tüm sınırlamalar kaldırılarak yabancılara tek kalemde “600 dönüme varan” toprak satışının önü açılmış, tarım alanlarımız, su havzalarımız dahi satılmaya başlanmıştır… Cumhuriyet döneminin 80 yılında satılan toprak parçasının 10’larca katı sadece AKP’nin bu son iki yılında gerçekleşmiştir. 
Geride bıraktığımız ay içerisinde çıkarılan Petrol Yasası ile Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının, petrol arama ve çıkarma konusundaki tekel hakkı ortadan kaldırılmış, yabancı petrol şirketlerine petrol arama ve çıkarma izni verilmiş, bununla da kalınmayarak, yabancı şirketlere ülkemizde çıkardıkları petrolün 7/8’ine sahip olma hakkı verilmiştir. Hatta yabancı şirketler devlet payı olarak bırakılan 1/8’ini de bedelini ödemek koşuluyla yurdumuz dışına çıkarma hakkını elde etmişlerdir. Böyle bir uygulama bizi ağır yükümlülük altına sokan ve Cumhuriyetle kurtulduğumuz kapitülasyonlar döneminde bile görülmemiştir. Bağımsız, ayakları üzerinde durabilen onurlu hiçbir devletin böyle bir anlaşmaya olanak tanıması mümkün olmamasına karşın, “Gaflet, delalet ve hatta hıyanet” içeren böyle bir düzenleme AKP’nin teklif ve çabalarıyla TBMM’den geçirilebilmiştir.

 

BÜYÜK TAHRİBAT
İntibak Yasası denilen “Aldatma Yasası” ile emekliler kandırılmıştır. 
Emek kesimi perişan edilmiş, asgari ücretle çalışanların oranı % 50’lerin üzerine çıkmıştır.
Yine bu dönemde esnaflarımız SGK pirim borçlarını ödeyemez ve ayakta duramaz hale gelmiş, tarım kesimi adeta çökmüştür.  
Bu örnekler, yaratılan tahribat AKP’nin iktidarı döneminde sayılamayacak kadar çoktur.

 

ZONGULDAK’A HAKSIZLIK
Zonguldak açısından baktığımızda; sözler tutulmamıştır: 
2011 seçim döneminde TTK’ya 2500 işçi alınacağı sözü verilmesine karşın, “TTK zarar ediyor, başka bir model üzerinde çalışıyoruz” gibi söylemlerin arkasına saklanılarak gizli hesapların içerisine girilmiştir. 
Filyos Limanının temelinin atılması “İrlanda’nın insafına ve AB’den gelecek hibe yardımlarına” bırakılmıştır. 
Cumhuriyetin ilk ili olan Zonguldak’ın yolları “Ya köstebek tarlasına ya da Ölüm yoluna” dönmüştür.
Zonguldak bu iki yılda da genel bütçeden hak ettiği payı alamamış, aldığından fazlasını veren 12 ilden birisi olmuş, bazı iller ödediği verginin 6 – 7 katı kamu yatırımı alırken, ödediğimiz verginin ancak 1/4’ü kamu yatırımı olarak Zonguldak’a geri dönmüştür. 

 

TOPLUMU KIŞKIRTIYOR
Ancak: AKP’nin maskesi düşmüştür.  Sayın Başbakanın maskesi düşmüştür.    Halkımız, özellikle gençlerimiz Zonguldak’ta da, Türkiye’nin her köşesinde de, kandırılmaya, haksızlığa, baskıya ve diktaya karşı sokaklara dökülmüş ve yurdun her yanında büyük bir sivil- meşru bir direniş başlamıştır.  Bugün, süreci doğru okuyamayan ya da her zaman kutuplaştırarak seçim kazanmayı başaran AKP’ye karşı toplumun her kesiminden büyük tepki vardır.  Başbakan bir an önce toplumu kışkırtmaktan, “Cami’de içki içildi” “Türbanlı kız kardeşimin türbanı çekildi” gibi gerçek dışı beyanlarla yönlendirmeye çalışmaktan vazgeçmelidir. 
Aksi takdirde oluşabilecek “provokasyonlardan” ve olaylardan birinci derece sorumlusu Sayın Başbakan olacaktır. 

 

DİKTATÖR !
Demokrasiyle yönetilen bir ülkede milyonlarca insan “Diktatör istifa” diye hep bir ağızdan bağırıyorsa, Sayın Başbakan ve AKP iktidarı ellerini başlarının arasına alıp düşünmelidir.  
AKP’nin yarattığı ve sürdürdüğü tüm bu olumsuz sürece karşın, Türkiye Cumhuriyeti, genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle, yurtsever tüm insanlarıyla Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerinin ve mirasının dışında aydınlık günlere şüphesiz ulaşacaktır…