“Yerli Malı Haftasını hatırlayan var mı şimdi, ilkokulda ülkede üretilen ve yetiştirilen ürünlerin o haftada sergilenirdi. Şimdi ise Türkiye’nin tarım ve hayvancılık bile dışarıya bağımlı hale geldi. Dünya’da en fazla canlı hayvan ithal eden ikinci ülkeyiz.”

 “Tersaneler bölgesi hakkında ne düşünüyorlar? Bölgenin 5 yıl sonraki durumu hakkında ne programladılar?  Eğer Ak Parti Zonguldak il teşkilatının ve il milletvekillerinin bu konularda bir fikri yoksa, o zaman “at yarışı spikerliği” durumuna düşerler.”

Saadet Partisi (SP) Zonguldak İl Başkanlığının düzenlediği “İl Divan Toplantısı” sonrası yapılan açıklamada, iktidar partisi AKP’ye yüklenildi.

Türkiye’nin polemik siyasetinden dolayı gerçek gündemine bir türlü dönememekte olduğunu belirten SP, “ Gerçek gündemimiz çöken ekonomidir. İşsizlik gerçeğidir. Artık sürdürülemeyen iç ve dış borçtur. İşte Türkiye’nin gerçek meselesi üreten değil tüketen ekonomi modelidir. Bitirilen tarım, yok edilen hayvancılıktır. Yapılan yanlış yatırımlar, yürütülen yanlış politikalardır.” Dedi.

SP yazılı açıklaması şöyle:

“İKTİDAR HASTALIĞI TEŞVİK EDİYOR” 

Tıpkı tarımda olduğu gibi sağlıkta da çok yanlış yatırımlar yapılıyor. Bildiğiniz gibi Türkiye’nin dört bir yanına şehir hastaneleri kuruluyor. Bunlardan 18 tanesinin sözleşmesi imzalanmış durumda. 3 tanesi ihale sürecinde, 2 tanesi karar aşamasında, 8 tanesi  de Yüksek planlama kurulunun onayını bekliyor. Devlet tıpkı köprülerde olduğu gibi, bu hastanelerde de yüzde 70 doluluk garantisi veriyor. Yani yüzde 70 doluluk sağlanamadığı zaman aradaki fark milletin cebinden çıkacak. Aynen yapılan yol, köprü ve hava alanları gibi.  Aynen Osman Gazi Köprüsü’nde olduğu gibi. Osmangazi’de istenen rakama ulaşılamadığı için devletin yani bizim cebİmizinden 2017’nin ilk 50 gününde 225 Milyon Tl çıktı. Şehir hastaneleri projesiyle adeta iktidar hastalığı teşvik ediyor. Hükümete çağrımız; Derhal şehir hastanelerinin hepsini durdurun. Eğer sağlık yatırımları üzerinden de bir rant meselesine girerseniz çuvallarsınız

“DAHA DA BATIYORUZ”

Türkiye vergi rekortmenleri listesi yayınlandı. Kurumlar vergisinde ilk 10 rekortmenin 8’i banka.  Rant ekonomisi budur. Osmanlı çökerken de en çok kazanan galata bankerleriydi.  İşte Türkiye’nin gerçek meselesi üreten değil tüketen ekonomi modelidir. Bitirilen tarım, yok edilen hayvancılıktır. Yapılan yanlış yatırımlar, yürütülen yanlış politikalardır.  Bütün bu yanlış politikalara rağmen herhangi bir önlem alamayarak  daha da batıyoruz. Bu şekilde bu politikalarla devam edilirse ne yazık ki daha çok bataklığa gömüleceğiz. Türkiye’nin itibarı dışarıda da yerlerde maalesef. Türkiye artık IMF’nin bile borç vermeyeceği bir ülke haline geliyor ne yazık ki. Öbür taraftan vergi rekortmenlerin ilk sırasındaki açıklanmadı. Şahıs olsa açıklanmayabilir ama bu bir kurum neden açıklanmıyor?”

“ÇİFTÇİYİ SIFIRLARSINIZ”

 Yerli Malı Haftasını hatırlayan var mı şimdi, ilkokulda ülkede üretilen ve yetiştirilen ürünlerin o haftada sergilenirdi. Şimdi ise Türkiye’nin tarım ve hayvancılık bile dışarıya bağımlı hale geldi. Dünya’da en fazla canlı hayvan ithal eden ikinci ülkeyiz. 2011-2015 döneminde damızlık, besilik ve kasaplık olmak üzere yaklaşık 1.4 milyon büyükbaş hayvan ithalatı yapılmış. Şimdi yeni bir kararname ile sıfır gümrükle, 500 bin canlı büyükbaş hayvan ithalatına izin veriliyor. Çok daha vahimi aynı kararname ile, cumhuriyet tarihinde ilk kez 475 bin küçükbaş canlı hayvan yani koyun ve keçi ithalatına da imkan tanınıyor. Peki bütün bunlar ne için yapılıyormuş?  Et ve gıda fiyatlarını düşürerek, enflasyonu tek haneli rakamlarda tutmak için! Kusura bakmayın siz bu kafayla enflasyonu değil çiftçiyi sıfırlarsınız. Üreticiyi sıfırlarsınız. Nitekim öyle oluyor. Anadolu hızla boşalıyor.

 “AKLA ZİYAN UYGULAMA”

 Çözüm ithalatın önünü açmak, gümrüğü sıfırlamak değil üreticiyi güçlendirmektir. Öbür taraftan teşvik primleri ürüne verilir, araziye tarlaya verilmez. Eğer kalkıp teşvik primini tarlaya verirseniz İstanbul’daki Ahmet, Mehmet tarlasında ürün yetiştirmek için kendisini yormaz. Kalkıp ürüne vermek yerine araziye teşvik vermeye devam ederseniz bu ahmaklığın zirvesi olur! hakikaten akla ziyan bir uygulama. Bu ne demek oluyor peki? Tarım ve hayvancılık politikasının çöktüğünün göstergesidir.

“KARADENİZ, BOP PROJESİNİN PARÇASI” 

Türkiyede güvenlik problemi hızla büyüyor.Trabzon'un Maçka ilçesindeki saldırıda hayatını kaybeden 15 yaşındaki Eren Bülbül'e Allah'tan rahmet diliyoruz. Karadeniz bölgesinde son iki yıl içinde 15 terör saldırısı oldu. Saldırılardan sivil, asker veya polis toplamda onun üstünde şehidimiz var. Çokta yaralımız var. Karadeniz bölgesinde birileri bir projenin peşindeler mi? Bunu da çözmeye ihtiyaç var. Karadenizi başka emeller için kullanıyorlar. Karadeniz bir iç deniz. Karadeniz yine Büyük Ortadoğu Projesi’nin parçası olarak mütalaa ediliyor. Karadeniz bir geçiş noktası durumda. Asya ile Avrupa’nın birleştiği nokta. Kafkaslara ve Balkanları bağlayan bir denizdir. Enerji noktasıdır. İşte bu bölgede huzur yok edilmeye çalışılıyor. O halde bu bölgede kimler niçin kullanıldığını bilmezsek çözüm bulamayız.

“ŞAHSİYETLİ DURUŞ SERGİLEYİN”

Küresel güçler dünyayı yeniden dizayn etmek istiyor. Ortadoğu’da yapılan planları Hükümetin öngörmesi gerekmektedir. Hadiseler öngöremezsiniz problemleri çözemezsiniz. Kuzey Irak’ta bir devlet kurulacak diye tutuşmaya başladılar. Amerikan Birleşik Devletleri şimdi bize verdikleri silahların daha modernini PKK’ya verdi. Biz hala ilişkilerimizi götürüyoruz. Biraz şahsiyetli bir duruş sergileyin. Ortadoğu’daki problemleri çözemezsiniz. Suriye’ye müdahale Amerika ve Rusya’nın izni olmadan yapılması mümkün değildir. Suriye’de olan hadiseler planlı bir şekilde işliyor. Irak bölündü. Suriye bölünüyor. Bunları da tatbikata koymuşlar. ‘Bugün Kuzey Suriye’de PKK’nın oluşturacağı bir hata izin vermeyiz’ diyorlar. Peki, yarın ne olacak. Siz bu süre içinde Amerika’ya sürekli destek verdiniz. Bunu geçmişte öngörü alıp düşünmemiz gerekiyordu. Bunların tespiti yapılması lazımdı

“POLEMİKTEN MEDET”

Bölgemizde de durum daha iyi değil. İktidar ve muhalefet birbirleriyle kavga.etmekte polemikten medet ummaktadırlar. Halka hizmette bir karış yol kat etmektense birbirleriyle kavga etmeyi daha önemli saymaktalar.

“AKP’NİN TTK POLİTİKASI NE?”

Her açıklamamızda söylemekten dilimize tüy bittiği TTK meselemiz unutturulup milletin gözünden kaçırılmaya çalışılıyor. Şimdi Ak Parti yöneticileri TTK’nın 5 yıl sonrasını öngörüyorlar mı? Lütfen açıklasınlar. 5 yıl sonra TTK’da kaç işçi olacak? Üretim kaç tona çıkacak. AKP nin kömür politikası ne? Türkiye olarak ihtiyacımız olan kömürün ne kadarını kendi yer altı kaynaklarından karşılayacağız.

“AT YARIŞI SPİKERLİĞİ”

Ereğli tersaneler bölgesi hakkında ne düşünüyorlar. Bölgenin 5 yıl sonraki durumu hakkında ne programladılar. 5 yıl sonra bu bölgede kaç işletme hangi kapasiteyle çalışacak, toplamda kaç işçi çalıştıracak.

Eğer Ak Parti Zonguldak il teşkilatının ve il milletvekillerinin bu konularda bir fikri yoksa, o zaman “at yarışı spikerliği” durumuna düşerler ki yalnızca olanı söylemek, ve iyi temennide bulunmaktır. Biz hiçbir arkadaşımızın bu duruma düşmesini istemeyiz.

“HALEP ORADAYSA, ARŞIN BURADA” 

Bizler Ak Parti yöneticilerinden, Zonguldak hakkındaki ilk 5 yıllık zaman dilimindeki, öngörülerini, hedeflerini öğrenmek istiyoruz. Bu açıklamanın TTK. Filyos bölgesi, Tersaneler bölgesi, yollar, termik santraller ve kendi hedeflerinde olan diğer hususları açıklamalarını istiyoruz. AKP’nin 5 yıl sonraki Zonguldak hayalini açıklamasını istiyoruz. 

Halep oradaysa arşın burada. Bu zaman içinde de hep beraber bunu göreceğiz. Tüm samimi niyette aklı selim olan kardeşlerimizle bunu değerlendireceğiz.