CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, maden emekçilerinin yaşam hakkının korunduğu, madenlerde iş güvencesinin sağlandığı, emeğin değerinin verildiği bir çalışma yaşamı için, herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini vurguladı.  

Maden emekçilerinin her türlü zorluğa rağmen yerin yüzlerce metre altında ter dökerek ekmeğini çıkarmaya çalıştığına işaret eden CHP’li Demirtaş, “Karanlıklar içinde ülkemizi aydınlatan tüm madencilerimize selam olsun” dedi.

Ünal Demirtaş, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda şu sözlere yer verdi: 

“Ülkemizde taşkömürünün merkezi Zonguldak'tır. Bundan 192 yıl önce Uzun Mehmet, taşkömürünü bularak Zonguldak'ın kaderini değiştirmiştir. O günden sonra taşkömürü Zonguldak'ın geçim kaynağı haline gelmiştir.  Yıllar içinde Türkiye'nin en büyük taşkömürü havzası olan Zonguldak, çıkardığı taşkömürü ile ülke ekonomisine  önemli katkılar sunmuştur. Maden zenginlikleri ve madencilik sektörü, ekonomiye, istihdama ve ihracata büyük katkı sağlamakta, ülkelerin kalkınmasında önemli rol oynamaktadır. Dünyayı değiştiren teknolojinin gelişiminde de madenciliğin büyük katkısı bulunmaktadır. Bugün kullandığımız teknolojik aletler, makineler, ulaşım araçları, maden ürünlerinin geliştirilmesi ile oluşturulmuştur. Her geçen gün ilerleyen endüstriyel otomasyon, robot kullanımı, uzay ve malzeme bilimlerinin gelişmesinde de madenciliğin etkisi tartışılmazdır.

Ancak Türkiye maden potansiyeli açısından büyük bir zenginliğe sahip olmasına rağmen, madencilik faaliyetlerinden yeterince fayda sağlayamamaktadır. Kriz ortamına giren ekonomimizin dışa bağımlılığını azaltmakta önemli rol oynayan yerli ve milli kömürümüz Zonguldak'ta yerin altında çıkarılmayı beklemektedir. Bu rezervi en iyi şekilde çıkaracak olan Türkiye Taşkömürü Kurumu ise yıldan yıla küçültülmektedir. Son olarak TTK'nın 14 bin olan norm kadrosunun 10 bin 750'ye düşürülmesi, kuruma vurulan son darbe olmuştur. Zonguldak ve Türkiye açısından çok büyük bir öneme sahip olan TTK'nın acilen üretim odaklı olarak yeniden yapılandırılması ve 14 bin norm kadro esas alınarak işçi açıkları kapatılmalıdır. Ancak o zaman ülkemizin ihtiyaç duyduğu taşkömürünü karşılamak için adım atılmış olacaktır.

Dünyada iş sağlığı ve güvenliği açısından en riskli sektör olarak kabul edilen madencilik sektöründe güçlü adımlar ile ilerleyebilmek için öncelikle iş sağlığı ve güvenliğine önem verilmelidir. Madenciler, yerin yüzlerce metre altında zorluklar karşısında alın teri dökerek, dünyanın en zor mesleğini çok zor koşullarda ve canları pahasına yapmaktadır.  İnsan, emek, doğa, ekoloji gibi tüm kavram ve etik değerlerin göz ardı edildiği yeni ekonomik sistemde, madenler de sadece ticari bir meta olarak görülmektedir.

Yüksek kâr hırsıyla, emekçilerin çalışma koşulları, iş güvencesi ve iş güvenliği koşulları hiçe sayılmaktadır. Türkiye, iş cinayetleri ve iş kazaları istatistiklerinde  Avrupa`da birinci, dünyada üçüncü sıradadır. Yasalarla belirlenmiş çalışma koşullarına rağmen denetleme eksiklikleri, teknolojik yetersizlikler, ihmaller, sendikaların ve emekçilerin gücünün azaltılması; maden ocaklarındaki iş kazalarının  artmasına yol açmıştır. Zorlu fiziksel koşullarda ölüme meydan okuyarak ocaklarda kazma kürek sallayan, ter döken, emek veren madencilerimizin yaşamlarının korunması her şeyden önemlidir.

Bunun yanında, madenlerdeki iş cinayetlerinde hayatını kaybeden maden şehitlerimiz arasında ayrım yapılması da son derece yanlıştır. Tüm maden şehitlerinin yakınları, eşit haklara sahip olmalı, ayrım yapılmaksızın kamuda istihdam edilmelidir.                                                                                                                                 

Bu duygu ve düşüncelerle, yerin yüzlerce metre altında, aş için ekmek için zor koşullarda çalışan tüm madencilerimizin 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nü kutluyor, iş cinayetlerinde can veren tüm maden şehitlerimizi rahmet ve saygıyla anıyorum.