DÜNYA NÜKLEER VE TERMİK SANTRALLERDEN VAZGEÇERKEN, TÜRKİYE’DE İSE NÜKLEER SANTRAL YAPIMI BAŞLAYIP, ONLARCA TERMİK SANTRAL KURULMASI İÇİN İZİNLER VERİLDİ.

 

Dünya Kitle İletişi Araştırma Vakfı  tarafından düzenlen “Avrupa Birliği Sivil Toplum Diyaloğu Media III. Projesi” kapsamında   “Çevre İçin Medya ve İletişim Ağı” programı i Almanya’da gerçekleştirildi.  Proje kapsamında  17 gazeteci ve çevreci aktivist Almanya’ya gitti ve çalıştaya katıldı.   5-10 Ekim 2015 tarihleri arasında gerçekleşen çalıştayın ana konusu  yinelenebilir enerjilerdi. Avrupa Birliği ülkeleri ve Almanya’da  enerji sektöründe yenilenebilir enerjilerin mevcut durumu ve gelişiminin  çok yönlü konuşulup tartışıldığı çalıştayda; Almanya’nın yenilenebilir enerji konusunda diğer AB ülkelerine de  öncü olduğu ifade edildi. Çalıştayın  Sonuç noktasında ise Almanya’nın nükleer ve termik santralleri kapatma kararlılığını sürdürdüğü ve önümüzdeki 15 yıl içinde enerjisinin yüzde 90’nını da yenilenebilir enerjilerden sağlamayı  hedeflediği açıklandı. Almanya’nın geleceğe dönük enerji politikalarında nükleer ile termik santraller tamamen kapatılarak yeni hedefler ortaya konulurken, Türkiye’de ise Mersin’de nükleer santral kurulmasına başlanıp ikinci sıraya Sinop yerleştirilirken, termik santraller ile yaşama yeni yeni kanser bacaları dikiliyor.


İLK BULUŞMA VE YOLCULUK

Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti ‘nin finansmanını sağladığı projeye davet edilerek katılanlar İstanbul Atatürk Havaalanı’nda buluştu. Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı Yönetim Kurulu üyesi ve Proje Lideri İnci Demirkol, Vakıf yönetiminden Yeşim Ekim ve çekim ekibi Yusuf Özlük ile birlikte 14 gazeteci ve çevreci aktivistten oluşan 17 kişi 5 Ekim sabahı Almanya’nın Munster Havaalanına 3 saatlik yolculuğun ardından ulaştı. Proje merkezi olan Detmold’a otobüsle geçen ekip, şehir içinde öncelikle kısa bir gezinti yaparak kenti öğrenmeye çalıştı.  




AZ ENERJİ KULLANMA ÖĞRETİMİ

2. Dünya Savaşı sonrasında Amerikalıların terk ettiği uçak hangarını kültür ve sanat merkezi yapmış Almanya. “Hangar 21” adı verilen bu binada Max Brıeden Segner , Almanya’nın enerji sektörüyle ilgili hem bilgiler verdi hem de yöneltilen  soruları yanıtladı.

İnci Demirkol  ve zaman zaman Pınar Demircan’ın da katkı verdiği tercümanlık aracılığı ile görüşlerini anlatan Max Brıeden Segner, “Biz öncelikle insanlara daha az enerji kullanmayı öğretiyoruz” dedi.


GÜNEŞ ÜRETİMİ RÜZGARDAN DA UCUZ

Temiz ve farklı olmayı 70’lerde nükleer enerjiye karşı verilen militan mücadeleler ile elde ettiklerini ve bunun sonucunda da 80 ve 90’larda rüzgar ve güneş enerjisini tartışmaya başladıklarını, enerjiyi satın almak yerine üretmeyi teşvik eden kararlar ile küçük küçük güneş enerji santralleri kurulduğunu anlatan ve kendi mesleği nin enerji menajeri olduğunu vurgulayan Segner, ülkenin şu anda kullandığı enerjinin yüzde 30’nun yenilenebilir enerjilerden sağlandığına dikkat çekti.  

Güneş enerjisinin rüzgardan elde edilen de yatırım maliyeti açısından ucuza geldiğini ifade eden Max Brıeden Segner, yenilenebilir enerjinin yüzde 30 oranındaki kapasitenin yüzde 5’nin güneşten sağlandığını  kaydetti. Hükümetlerin  daha önce yenilenebilir enerji üretimini teşvik etmek için önemli kararlar aldığını söyleyen Segner, tüketicilerin kurdukları yenilenebilir enerji santrallerinden üretilen  elektriği sisteme  var olan piyasa fiyatlarının çok üstünde sattığına dikkat çekerken, “Ancak daha sonra alınan kararlarla tüketicilerin bu hakkı alış ve satış arasındaki fark kaldırılarak tüketicilerin aleyhine bozuldu. Şimdi, tüketiciler ihtiyacı olduğunda   sistemden elektrik alırken, sattıkları fiyata alabiliyorlar. Aradaki farkın kaldırılması halkın aleyhine oldu” dedi.  




NÜKLEER SANTRALLERE KAPATMA KARARI

Breden Segner,  Almanya’da enerji sektörünün yüzde 70’ini elinde tutan 4 büyük şirketin nükleer ve kömürle çalışan termik santrallerden büyük kârlar elde ettiğini ve bu nedenle yenilenebilir enerjiye ilgi göstermediklerini, ancak Japonya’da meydana gelen 9 şiddetindeki depremden sonra dünyanın yaşadığı tehlikenin Almanya’nın nükleer konusundaki kararlarını değiştirdiğini anlattı. Segner,  Fukuşima Nükleer Santralinde hem deprem hem de tsunami sonrasında yayılan radyasyonun dünya sağlığını tehdit etmesi üzerine  Almanya’nın aldığı yeni nükleer santral kurma izinlerini askıya almanın ötesinde  2022 yılında tüm nükleer santralleri kapatma kararı aldığını kaydetti.


HEDEF YÜZDE 90 YENİLENEBİLİR ENERJİ

Konuşmasını  zaman zaman daha önce anlattığı bölümlere eklemeler yaparak sürdüren Breden Segner,  20 yıl önce büyük elektrik  üreticilerin ekonomik durumunun çok iyi, şimdi ise küçük üreticilerin daha iyi olduğunu, bunun nedenini de güneş ile rüzgar enerji maliyetlerinin çok ucuz ve uzun ömürlü olup hiçbir tehlikelerinin bulunmadığını anlatarak sözlerine şöyle devam etti.

“Yenilenebilir enerjide teknolojik gelişmeler hız kesmiyor. Bu gelişmeler ile ucuz maliyetli yatırımlarla daha çok kâr elde edilmesi sağlanıyor.  Ve yenilenebilir enerjinin,  sektördeki payı hızla yükselerek artıyor,  

Almanya yılda bin saat güneş görürken,  Akdeniz ülkelerinde   ise bu rakam 1700 saat. Dünyanın kuzeyinde ve daha az güneş gören Almanya’da güneşten enerji üretiliyor da, neden Akdeniz ülkelerinde üretilmiyor işte bunu anlayamıyoruz?

Güneş ve rüzgar enerjileri çok uzun ömürlü, tehlikesi yok, yenilemeye de gerek yok. Yatırım maliyetleri giderek çok daha ucuzlayacak. Nükleer ve termik santrallerin çevreye verdiği zararlar düşünüldüğünde dünyanın hızla yenilenebilir enerjiye dönmesi gerekir.  Bizde elektrik tüketiminin yüzde 70’i ısınmaya gidiyor. İşte  asıl mesele de bu. Biz bu nedenle az enerji kullanma konusunda çalışmalar yapıyor, binalar bu amaçlı inşa ediliyor. Dikkatinizi çekerim ki; İspanya’da elektrik üreticileri kârları azalacağı için yenilenebilir enerjiye karşı çıktılar ve bunun için  çok büyük politik mücadeleler verdiler.

Şu an ülkemizde elektriklerin taşınması nedeniyle yaşanan kayıplar tartışılıyor. Kuzeyde üretilen bir enerjinin güneye taşınması durumunda yüzde 5-6 enerji kayıpları var. Bundan dolayı yeni enerji santrallerinin yeri tartışılıyor.



 

ÇALIŞTAYA KATILANLAR

İnci Demirkol Proje lideri

Yeşim Ekim Vakıf yönetimi

Yusuf  Özlük Çekim ekibi

Ali Ayaroğlu -   Gazeteci

Eyüp Bektaş  -  Gazeteci 

Pınar Demircan  - Gazeteci

Şengül Şahin  - Çevreci Aktivist

Zeki Karataş  -  Çevreci Aktivist

Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu  - Gazeteci

Turgut Özdemir  - Gazeteci

Ahmet Nazım Alpman  -  Gazeteci

Özer Akdemir  -  Gazeteci

Nur Neşe Karahan  -  Çevreci Aktivist

Oğuz Kurdoğlu  -  Öğretim Görevlisi -Çevreci

Osman Aksu - Gazeteci

Mehmet Remzi Öncel   - Gazeteci

Eylem Oktay  -   Çevreci Aktivist

                                                          

YARIN: AYNI HATAYI NEDEN YAPIYORSUNUZ?