Kdz.Ereğli Kadın Platformu, Atatürk Anıtı önünde, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile İstanbul sözleşmesinden feshedilmesine tepki gösterdi. Platform üyeleri anıt önünde yaptıkları basın açıklamasında şu ifadelere yer verdiler:

"BİZİMDİR, VAZGEÇMEYECEĞİZ"
2011 yılında imzalanan ve 2014 yılında TBMM onayıyla yürürlüğe giren ‘İstanbul Sözleşmesi’ ismiyle anılan “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nin dün gece Cumhurbaşakanlığı kararnamesi ile feshedildiği açıklandı. Bir uluslararası sözleşme hangi usulle yürürlüğe girdiyse aynı biçimde yürürlükten kaldırılabilir . TBMM devre dışı bırakılarak, anayasa hiçe sayılarak oluşturulan kararname ile iktidarın Kadın düşmanlığı ve sivil darbe uygulamaları devam ediyor. İstanbul Sözleşmesi kadınların her türlü şiddet ve ayrımcılıktan korunması, kadınlarla erkekler arasında eşitliğin yaygınlaştırılması, bu amaçlar için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlanması ve uluslararası işbirliğinin yaygınlaştırılmasını sağladığı için uzun süredir iktidarın hedefindedir. İstanbul Sözleşmesi ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’ ilkesine dayandığı için sürekli olarak Akp’ nin hedefi haline getirilmiştir.

HALKIN YÜZDE 83'ÜNE RAĞMEN...
İktidar eliyle yapılan çalışmalarda halkın sadece %17'sinin İstanbul Sözleşmesine karşı olduğu, karşı olanların da radikal dini gruplar olduğu ortaya çıkmıştır. Halkın %83'üne rağmen kadınları yaşatacak adımları içeren İstanbul sözleşmesini tartışmanın ya da reddetmenin kime hizmet ettiği açıktır.  yaşamlarımızı gericiliğe, yobazlığa, bağnazlığa teslim etmeyeceğiz, yaşam haklarımızı kararnamelerle  ortadan kaldırmanıza izin vermeyeceğiz. Bugüne kadar sözleşmeyi uygulamadığı için binlerce kadının katledilmesine neden siyasi iktidar, sözleşmeyi kendisi için bir tehdit olarak görmüştür. Üstüne basa basa bir kez daha haykırıyoruz: mevcut iktidarın kadınların yaşamı üzerindeki en büyük tehdittir.

ISTANBUL SÖZLESMESİ NEDİR ?
Tam adı Kadına Yönelik Siddet ve Ev içi Siddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesidir. İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddeti bir insan hakkı ihlali olarak tanımlar. Kadınlara yönelik şiddeti ortadan kaldırmayı ve kadınların insan haklarını korumayı amaclar. Siddetin temelinde toplumsal cinsiyet esitsizliğinin yattığını tespit eder. Kadına yönelik şiddetin ve ev içi siddetin ortadan kalkması için devletlerin kapsamlı ve butuncul politikalar geliştirmesi gerektiğini söyler. Devletterin şiddeti bitirmek için toplumsal cinsiyet esitligini hem yasalarında hem de toplumsal yasamda hayata geçirmesi gerektiğini belirtir.


 

ISTANBUL SÖZLESMESİ KiMi KORUR ?
Şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi olan tüm kadınları ve kiz çocuklarını korur. Birlikte yaşayıp yaşamadığına bakilmaksızın, ev içi siddete uğrayan veya uğrama tehlikesi olan kadınları, çocukları, yaşlılari, engellileri, göçmen ve mültecileri, LGBTI+ları, kısaca herkesi korur.

ISTANBUL SÖZLESMESİ KIMDEN KORUR ?

Eşin, eski eşin veya partnerin şiddetinden, abinin, babanın veya diğer aile bireylerinin kısaca en yakınımızdakilerin şiddetinden korur. İşyerinde patronun, okulda öğretmenin, karakolda polisin ya da sokakta, carsıda veya toplu taşımada tanımadığımız erkeklerin şiddet ve tacizinden korur. Irk, renk, dil, din, siyasi veya başka tür görüş, ulusal veya sosyal köken, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, sağlık durumu, engellilik, medeni hal, göçmen veya mülteci statüsü veya başka bir statü nedeniyle ayrımcılık yapmaksızın korur. Özel sektör ve medya da dahil olmak üzere, toplumu kadına karşı şiddetin bir insan hakları ihlali olduğu konusunda bilinçlendirmeye çağırarak korur. Eşitliği ve ayrımcılıkla mücadeleyi okul müfredatına ekleyerek, siddete karşı farkındalığı erken yaşta kazandırarak korur. Şunu da belirtelim İstanbul Sözleşmesi Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca yasayla onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Böyle bir sözleşmeden Cumhurbaşkanı kararnamesiyle çıkılamaz. Dolayısıyla, TBMM yeni yasa yapmadıkça İstanbul Sözleşmesi yürürlüktedir. Tüm ülkeyi etkileyecek hiçbir karar demokrasi yok sayılarak “aldım oldu" ile halka dayatılamaz. Biz kadınlar olarak erkek-devlet şiddetine karşı yaşam güvencemiz olan İstanbul sözleşmesine sahip çıkmak için bugün tüm illerde kadın örgütleriyle birlikte alanlardayız. Değil gece yarısı kararnamesi, yeri yarsanız, göğü başımıza geçirseniz haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmeyeceğiz. Haklarımızın ve hayatlarımızın teminatı olan İstanbul Sözleşmesini savunacağız. İstanbul Sözleşmesi bizimdir, vazgeçmeyeceğiz."

CHP KDZ.EREĞLİ KADIN KOLLARI

CHP Kdz.Ereğli Kadın Kolları'ndan konuya ilişkin yapılan açıklama da şu şekilde: 
"Ülke adına karanlık bir güne uyandık. Kadınların can simidi olan İstanbul Sözleşmesi, bir gecede tek adam hükümeti tarafından feshedildi! Bu kararla, koruma ve uzaklaştırma kararlarına rağmen en güvenli yer olan evlerinde hatta sokak ortasında katledilen binlerce kadın; bir kez daha öldürülmüştür. 42 milyon kadının hakkı elinden alınmıştır.
Recep Tayyip Erdoğan tarafını bir kez daha belli ederek; kadınların yaşam hakkına sahip çıkan İstanbul Sözleşmesi’ne destek çıkacağına, zalimlerin yanında saf tutmuştur.
Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi için devlete sorumluluk yüklemektedir. Psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, zorla evlendirme, cinsel ve ekonomik şiddet de dahil olmak üzere kadınları her türlü şiddetten koruyan en kapsamlı sözleşmedir. Şimdi AKP hükümetine soruyoruz: “Bu sözleşmenin neyinden rahatsız oldunuz?”
Kadını yok sayan düzenden doğan kadına yönelik şiddetin ateşini harlamak, şahsım hükümetinin haddi değildir. Kadına karşı vahşet ve aile içi şiddet vakalarında yaşanacak artışın vebali, İstanbul Sözleşmesi’ni feshedenlerin boynundadır.
20 Temmuz sivil darbesinin failleri durmuyor, haksız, hukuksuz ve adaletsiz uygulamalarına devam ediyor. Dün gece TBMM’ye bir darbe daha yapıldı ve kadınların uzun mücadeleler sonucunda elde ettiği kazanımlar heba edildi, evrensel değerlerden uzaklaşıldı.
Meclis’te oy birliğiyle kabul edilmiş olan İstanbul Sözleşmesi, milletin iradesi yok sayılarak feshedilemez. İnsan hakları, temel hak ve özgürlükler alanındaki sözleşmeler TBMM kararıyla; yani kanunla alınır. Bu karar açıkça Anayasamızı da yok saymaktır. Kadın cinayetleri politiktir. Biz, Erdoğan’ın TBMM’yi ve hukuku yok sayarak aldığı İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını tanımıyoruz, tanımayacağız!
Biz kadınlar korkmuyoruz, sinmiyoruz, zalimlere itaat etmiyoruz, geri durmuyoruz. Onlar korku yaymaya çalıştıkça, bizim örgütlü gücümüz her geçen gün büyüyor. Onlar dallarımızı budamaya çalıştıkça, bizim köklerimiz güçleniyor.
Başta TBMM olmak üzere her platformda bu sözleşmenin gereklerinin yapılmasını sağlamak için kadın hareketiyle birlikte mücadelemize devam edeceğiz. Bundan sonra bulunduğumuz her alan; sokaklar, mahalleler, meydanlar dahil bizim için mücadele alanıdır.
Vicdan sahibi her erkeğin annesi, eşi, kardeşi, arkadaşı olan ve yaşamın eşit ortağı olan kadınlarla beraber olacağını biliyoruz. Biz, hep birlikte bu zulme dur diyeceğiz. Türkiye’ye aydınlık günleri bizler getireceğiz!