Karaelmas taşkömürünü 8 Kasım 1829 tarihinde Köseağzı’ndaki değirmende Neyrendere yatağında bulup ulusal kahraman ilan edilen Kestaneci Köylü Uzun Mehmet, törenle anıldı. Kestaneci Mahallesi’ndeki Uzun Mehmet Anıtı’ndaki törene, protokol mensupları, sendikacılar,  sivil toplum kuruluşları ve köy halkı katıldı.





HEKİM: PADİŞAHI II. MAHMUT 5.000 KURUŞ MÜKAFAT VE 600 KURUŞ AYLIK İLE ÖDÜLLENDİRDİ.

Törende ilk konuşmayı yapan TTK Armutçuk Müessese Müdürü Ali Hekim kömürün bulunuş sürecini anlatırken  “18. Asır sonlarında sanayi dallarının duyduğu kömür ihtiyacını karşılamak amacıyla yurt içinde bulunmayan taşkömürünün ithali yoluna gidilmiştir. Özellikle donanma, devrin teknolojik gelişmesine ayak uydurmaya çalışırken; Tophane, Darphane ve Tersanede taşkömürü talebi artmış Hazinenin ödemelerinde çektiği zorluklar yanında ithal kömürün gerektirdiği mali külfetler hıza yükselmiş, nihayetinde karşılanamaz olmuştur.” Dedi.

Sürecin devamında da görüşlerini şöyle okudu:

“Bu durum karşısında ‘Tersane Ümaresi’ tarafından ihtiyacın yurtiçinde yapılacak araştırmalar sonucu bulunacak kömür kaynakları ile giderilebileceği düşünülmüş ve faaliyete geçilmiştir.

Devletin bütün kademelerinde konu ile ilgili yazı ve taşkömürü örnekleri gönderilmek suretiyle bu gibi taşlardan buldukları takdirde bulanların ihsan-ı Şahaneye mazhar olacakları bildirilmiştir.





UZUN MEHMET’E ÖDÜL

8 Kasım 1892 günü Bahriye erlerinden Uzun Mehmet Kdz. Ereğlisi Köseağzı Neyren Deresi boyunda taşkömürü mostrasını bulmuştur. Uzun Mehmet kimseye haber vermeden bulduğu parçaları alıp İstanbul’a gider ve ilgili mercilere teslim eder. Bu büyük başarılı buluşun sonucunda Uzun Mehmet devrin Padişahı II. Mahmut tarafından 5.000 kuruş mükafat ve 600 kuruş aylık ile ödüllendirilmiştir.

Bugünkü kömür işletmeciliğinin temeli 8 Kasım 1829 yılında Bahriye erlerinden Uzun Mehmet’in Kdz. Ereğli Köseağzı Neyren Deresi mevkisinde taşkömürü parçalarını bulmasına kadar dayanmaktadır. Bu keşif ile beraber 1848 yılında madenlerin faaliyete geçmesi ile havzaya yerli ve yabancı sermaye girişi başlamıştır.

Meşrutiyetin ilanından sonra Ticaret Nezaretine bağlı olarak Havza-i Fahmiye Kömür Havzası Müdürlüğü kurulmuş ve 1908-1914 yıllarını kapsayan bu dönemde havzayı yönetmiştir.



OCAKLAR DEVLETLEŞTİRİLDİ

05.06.1940 tarih, 3867 Sayılı ‘Ereğli Kömür Havzasındaki Ocakların Devletleştirilmesi’ Kanunu uyarınca 01.12.1940 tarihinde Ereğli Havzasındaki bütün ocaklara el konulmuş ve bu tarihten itibaren havza  tamamen millileşmiş ve Devlet sermayesiyle Etibanka bağlı Mahdut Mesuliyetli Ereğli Kömürleri İşletmesi Müessesesi’ tarafından işletilmeye başlanmıştır.

28.10.1983 tarih ve 96 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 31.10.1983 tarihinde Türkiye Taşkömürü Kurumu kurulmuştur.

Ülkemizde en önemli taşkömürü rezervleri Zonguldak Havzasında bulunmaktadır Türkiye Taşkömürü Kurumunun faaliyet gösterdiği Zonguldak kömür havzasında toplam 1,3 milyar ton taşkömürü rezervi bulunmaktadır. 2017 yılında TTK’nın tuvönan taşkömürü üretimi yaklaşık olarak 1,332,165 ton olmuştur.


UZUN MEHMET SİMGEDİR

Günümüzde Uzun Mehmet Zonguldak’ın ve taşkömürünün bulunuşunun simgesidir. Ülkelerin kalkınma ve gelişmesinin en önemli parametrelerinden bir tanesi sanayinin temel girdilerinden olan tüketimi durmadan artan ve gelecekte de artmaya devam edecek olan enerjidir. Enerjinin yeterli miktarda sürekli düşük maliyetli ve güvenli bir şekilde elde edilmesi diğer yandan çevre ile uyumlu bir şekilde sunulması tüm ülkelerin gündemini işgal eden önemli bir konudur.

Yenilenemeyen enerji kaynaklarını kömür grubu ve petrol grubu gibi fosil kaynaklar ile nükleer enerji oluşturmaktadır.





SANAYİYİ KÖMÜR TAŞIDI

2017 yılında elektrik üretimimizin %37’si doğalgazdan, %33’ü kömürden, %20’si hidrolik enerjiden %6’sı rüzgardan, %2’si termal enerjiden ve %2’si diğer kaynaklardan elde edilmiştir.

2018 yılı ilk yarısı sonunda kurulu gücümüzün kaynaklara göre dağılımı %32’si hidrolik enerji %26,4’ü doğalgazdan, %21,4’ü kömür, %7,7’si rüzgar, %5,4’ü güneş, %1,3’ü jeotermal ve %5,8’i diğer kaynaklar şeklindedir.

Ülkelerin gelişmesinde, insan yaşamında ve enerji hammaddeleri içerisinde önemli bir yere sahip olan kömür fosil kaynaklı yakıt olarak sanayi sektöründe ve ısınma amaçlı olarak teshinde termik santrallerde elektrik üretilmek üzere enerji sektöründe ve koklaşabilir nitelikli taşkömüründen elde edilen kok kömürleri ise demir-çelik sektöründe kullanılmaktadır.

Kömür özellikle demir-çelik endüstrisi için hayati önem taşımaktadır. Hammaddeye yakınlığı nedeniyle Demir-Çelik endüstrisi Zonguldak ve çevresinde kurulmuştur.”


**


DEMİRCİ:
  ZORLA ÇALIŞTIRILDIĞIMIZ DÖNEMLER OLDU

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Ahmet Demirci konuşmasına  170 yıllık üretim tarihimizde, başta bölgemizde kömürü bulan Uzun Mehmet olmak üzere tüm maden şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum.” Diyerek başladı ve şöyle devam etti:


UZUN MEHMET İLE

“ 1829’da Uzun Mehmet’in kömürü bulması ve 1848’de üretimin başlamasıyla  devam eden süreçte bölge insanı olarak madenciliği öğrendik. Zorla çalıştırıldığımız dönemler oldu. Ulusal Kurtuluş Savaşı’yla birlikte Atatürk ve arkadaşları maden işçilerine ve bölgeye sahip çıktılar.

Türkiye’nin dört bir yanından insanlarımız bölgemize geldiler. Kömür üretimi hızla arttı. Hızla büyüyen Zonguldak, 14 Mayıs 1924 tarihinde Cumhuriyetin ilk ili oldu.

1936’dan itibaren yerli-yabancı kömür şirketleri devletleştirildi ve madencilik devlet ciddiyetiyle yapılmaya başlandı. Yaklaşık 5 bin maden şehidimiz ve onbinlerce meslek hastamız oldu. Ülkemiz sanayisinin ve Emeğin Başkenti olduk. Biz ürettikçe ülkemiz gelişti, kalkındı, büyüdü.


ATATÜRK YABANCI DEVLETLERİ UZAKLAŞTIRDI

Kısa sürede bölgemizde ve dünyada saygın bir devlet haline geldik. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının, askerlerini ve şirketlerini bu bölgeden uzaklaştırdığı devletler ulusal birliğimizi ve üretim ekonomimizi bozabilmek için her yola başvurdular. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin itici gücü olan Zonguldak bölgemiz de bu saldırılardan nasibini aldı.

1960’lı ve 1970’li yıllarda, yılda 5 milyon ton taşkömürü üreten ve ülkemiz ihtiyacının tamamına yakınını karşılayan bölgemiz, 1990’lı yıllardan sonra hızla geriledi.

Bugün yıllık üretim 1 milyon tonun altına düştü.


ÜRETİLMEYİ BEKLEYEN 1 MİLYON 500 MİLYON TON REZERV VAR

Bugün Türkiye ekonomisi cari açık ve dış borç sorunları ile boğuşuyor.  Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) en az sayıdaki işçiyle en düşük üretimini yapıyor. Bölgedeki Kardemir, Erdemir ve enerji santralleri ithal kömür kullanıyor. Türkiye’nin yılda 35 milyon ton taşkömürüne ihtiyacı var.  Türkiye, taşkömürü ithalatı için yılda 4-5 milyar dolar harcıyor. Oysa Havzamızda üretilmeyi bekleyen 1 milyar 500 milyon ton taşkömürü rezervi var.  Biz üretmek istiyoruz.  Üreteceğimiz kömürün alıcısı var. İşsiz insanlarımız var. En azından bu bölgede kurulmuş Kardemir ve Erdemir için koklaşabilir taşkömürü üretme sorumluluğumuz var.

İŞÇİ ALIMINDA ŞEHİT AİLELERİNE ÖNCELİK

Sayın Cumhurbaşkanımız ve Enerji Bakanımız, Kuruma 1500 işçi alınacağını açıkladılar. İşçi alımı çalışmalarının sürdüğü ifade ediliyor. Biz de bu çalışmanın bir an önce sonuçlanmasını istiyoruz. Bu ocaklarda alınteri dökerken can veren maden şehitlerimiz var. Maden şehitlerimizin yakınları için Kuruma işçi alımlarında öncelik tanınmasını istiyoruz. Bölgemizin, ülkemizin ve milletimizin geleceğine hep birlikte sahip çıkalım.


**


UYSAL: MADENCİ EVİ YAPTIK

Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, Uzun Mehmet Anıtı’nı yaptıklarını ve 2014 yılından önce böyle bir kalabalık törenin yapılmadığını ifade ederken, “Şehrin Hikayesini yazmak lazım” dedi.

“Artık büyük balık küçük balığı yutar değil, hızlı balık yavaş balığı yutar” diyen  Uysal, maden şehitleri için sahilde ‘Madenci Evi’ yaptıklarını da belirterek, kömürün bulunuşun hikayesini buradan başlatıp, Köseağzı’na ve kömürü bulduğu değirmenin de çalışır hale getirilerek yazılması gerektiğini ifade etti. Uzun Mehmet’in evini yeniden ve çok amaçlı inşa ederek, protokole öğle yemeği için de kullanılabileceğini kaydeden Uysal, sözlerini kömür kaşifi Uzun Mehmet ve torunlarına saygısını sunarak tamamladı.


**


ÇORUMLUOĞLU: DOĞAL KAYNAKLARIMIZA YÖNELDİK

Kaymakam İsmail Çorumluoğlu son konuşmacı oldu. Çorumluoğlu, gelişmiş ülkelerin kalkınmasında doğal kaynakların önemine vurgu yaptı. Kaymakam son dönemde doğal kaynaklara yönelişe dikkat çekerken teknolojiyi iyi kullanmanın önemini ifade etti ve “Biz kendi ayaklarımız üzerinde durmak durumundayız” dedi.

Konuşmaların ardından yarışmalarda derece alanlara çeşitli ödüller verildi.