Kilimli’de devrilen kamyonun altında kalarak yaşamını yitiren anne Havva Celep ve kızı Mürvet Gören'in ölümüne neden olduğu iddia edilen biri tutuklu 3 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanık Serkan Topal, tutuksuz sanıklar Tugay Sarıgül ve Aydoğan Aktaş ile taraf yakınları ve avukatlar katıldı.

Sanık Tugay Sarıgül, savunmasında, kazanın olduğu yerin kalabalık olduğunu ve güçlükle olay yerine gelebildiğini ifade etti.

Kamyonu kaldırmak için 10 tonluk sapanın getirildiğini hatırlatan Sarıgül, şöyle konuştu:

"Ben oradaki insanlara 10 tonluk sapanın kamyonu kaldırmaya yetmeyeceğini, halatın kopacağını söyledim. Fakat insanlar yaşanan kazaya oldukça tepkili olduklarından ısrarla benim kamyonu kaldırmamı istediler. Hatta bu sırada vincin arkasında bulunan şirketimin güvenlik amiri ile lojistik müdürü ve formen aynı şekilde vincin bu sapanla kaza yapan kamyonu kaldıramayacağını halka anlatmaya çalıştılar. Fakat oradaki bir takım insanlar ikna olmadılar. Bu üçünü dövmeye kalkıştılar. Ben de bunun üzerine mecbur kaldım. Kaldırmaya karar verdim. 9 tona kadar kaldırdım. Artık son haddeye gelmiştim, 'Yine insanlara sınıra geldiğimi bundan sonra her an kopabileceğini' anlatmaya çalıştım. İnsanlar yeniden ısrar edince ben tekrar yüklendim." 

Sarıgül, bu sırada sapanın koptuğunu belirterek, daha sonra 2 vinç daha getirtilerek kamyonu bulunduğu yerden kaldırdıklarını, yaralıların kamyonun altında yattığını gördüğünü söyledi.

Sanık Aydoğan Aktaş da kaza tarihinde yıllık izinde olduğunu ve kazaya karışan aracın çalıştığı şirkete ait olduğunu belirterek, araçların bakımı ve onarımından herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, sadece ilgili birime yönlendirmek gibi bir görevinin olduğunu söyledi. 

Tanık Emin Karasoy da kazayı yapan kamyondaki takograf cihazının geçici olarak alınması işleminde hazır bulunduğunu kaydederek, "Biz takograf cihazını almak için araca baktığımızda takograf cihazının bulunduğu yerden çıkmış ve aracın içine düşmüş olduğunu gördük. Çalışır vaziyette değildi. Bu sebeple kaza yapan aracın hız ölçümünü yapamadık. Takograf cihazının kaza öncesinde mi yoksa kaza neticesinde mi bozulmuş olup olmadığını bilemiyorum." dedi.

Tanık Yusuf Özoğlu ise vincin kamyonu kaldırıp kaldırmayacağı yönünde herhangi bir tartışma yaşandığını duymadığına işaret ederek, şunları söyledi:

"Çünkü oradaydım. Böyle bir şey konuşulmadı. Bunun yanında halktan insanlarda mutlaka vinç tarafından kaldırılması konusunda bir ısrarda bulunmadılar. Kopan halat bez bir halattı. Daha sonra demir bir halat getirildi. Hatta bir vinç daha getirildi. O şekilde devrilen kamyon yerinden kaldırıldı. Bu esnada kamyonun altında yatan kadınlara birileri baktı. 'Nabız var' diye bağırıldığını duydum. Ambulansa haber verildi."

Mahkeme heyeti, sanık Serkan Topal'ın tutukluluk halinin devamına karar vererek, kayıtlı takograf cihazının kaza tarihinden önce arızalı olup olmadığının tespit edilmesi için hazırlanacak uzmanlık raporunun mahkemeye gönderilmesi ve dosyadaki eksikliklerin giderilmesi amacıyla duruşmayı 5 Mayıs'a erteledi. 


Olay

Serkan Topal'ın kullandığı 67 EH 535 plakalı kamyon,3 Kasım 2015'te, Çatalağzı beldesinde ellerindeki bidonlarla su doldurmaya giden anne Havva Celep ve kızı Mürvet Gören'in üzerine devrilmiş, yaralanan anne-kız Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesinde yaşamını yitirmişti.

Sürücü Serkan Topal da emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklanmıştı.