Artvin İli Sosyal Dayanışma Derneği, bir konser etkinliği düzenliyor. Adını Rize'deki bir dağdan alan "MARSİS" müzik grubu 6 Kasım 2010 Cumartesi günü DemirPark Otel Bölümü Salonu'nda konser verecek. Artvin İli Sosyal Dayanışma Derneği Başkanı Osman Bekaroğlu, bu etkinliği Zonguldak'ta üniversite öğrenimi gören öğrencilere katkı sağlamak amacıyla düzenlediklerini belirterek şunları söyledi;
"MARSİS GRUBU KARADENİZ
EZGİLERİNİ SUNACAK"
"1990 yılından bu yana kentimizde faaliyet gösteren derneğimiz, kültürel ve sosyal dayanışma amaçlı kuruldu. Kentimizde, tüm hemşehrilerimize ve tüm Zonguldaklılara amaçlarımız doğrultusunda hizmet sunarak faaliyet gösteriyor. Bu çerçevede 6 Kasım 2010 Cumartesi günü derneğimiz adına Karadeniz ezgilerini sunacak olan MARSİS grubuyla konser etkinliği yapacağız. Her kültürel etkinliğimizde olduğu gibi bu etkinlik sonunda da sosyal duyarlılık anlamında imkanlarımız ölçüsünde ilimizde üniversitede öğrenim gören öğrencilere katkı sağlayacağız."
MARSİS NASIL DOĞDU?
Marsis, Korhan Özyıldız (vokal) ve Ceyhun Demir Abaşişi tarafından 2005 yılında İstanbul'da kuruldu. Adını Kaçkar Dağları'nın 7'nci büyük zirvesi olan Marsis'ten aldı. Konserlerinde Türkçe, Lazca, Hemşince ve Gürcüce şarkılar söyleyen Marsis'in 6 üyesi var.  Grup; Korhan Özyıldız (Vokal), Ceyhun Demir Abaşişi (Kemençe, geri vokal), Mustafa Gökay Ferah (Tulum, geri vokal), Çağatay Kadı (Elektrik gitar, akustik gitar), Evren Arkman (Bas gitar, geri vokal), Yaşar Kadir Baş'dan (Davul, perküsyon, geri vokal) oluşuyor. MARSİS, resmi internet sitesinde kendisini şöyle tanıtıyor; "Kendi deyimleriyle, Karadeniz'in içinden gelen ve içlerinden hep Karadeniz gelen bir grup gencin, yel değirmenlerine meydan okuyan Don Kişot misali isyanı MARSİS. Nükleer santrallere, savaşlara, gönlümüze teğet geçen, zaman zaman saplanıp kalan kurşunlara, bombalara... Onların seslerini duymamak için, gürültülerini bastırmak için bağırıyorlar, çağırıyorlar. Unutmak istedikleri, unutmak istemedikleri, umutla bekledikleri çok fazla şey olan bir grup gencin, tüm bunlara inat topuklarını yere vura vura, neşeyle teptikleri bir horon MARSİS. Ellerinde kemençeleriyle, tulumlarıyla, gitarlarıyla, davullarıyla, avaz avaz... Onlar seslerini duyurmak için, sessiz kalanlara inat gürültü yapmak için bağırıyorlar, çağırıyorlar. Onlara karanlık gecelerinde yol gösteren yıldızları gökten bir bir kayarken, radyasyonlu gri bulutların karanlığı günü geceye, yaşamı ölüme bağlarken; onlar gökyüzünün bir gün aydınlanacağını biliyorlar. İşte bu yüzden, bizleri yağmur sonrası toprak kokan yaylalarına çağırıyorlar; yaktıkları kocaman ateşin başında hep birlikte eğlenip gülümsemek, belki de biraz olsun aydınlanmak için. İşte bu yüzden, bu şarkılar toprak kokuyor. İşte bu yüzden, bu şarkılarda yeşilin en güzel tonları var. Onlar parçalarını eksik buldukları bir mozaiği tamamlayabilmek derdindeler belki de. Karadeniz insanının samimiyetini, dobralığını ve kıvrak zekasını, yörenin halet-i ruhiyesini, sevdalarını ve korkularını folktan rock müziğe uzanan geniş bir yelpazede anlatmaya çalışırken, ne serden geçiyorlar, ne yardan: köklerini Karadeniz'in bereketli Marsis Dağı'nın eteklerine salmış, başı aydınlık gökyüzüne değen, dalları dünyanın dört bir yanındaki kültürlere uzanan dev bir ağaca tırmanmaya çalışıyorlar.
Biraz oradan, biraz buradan: mozaiğin en yakışan parçalarını bir araya getirene dek. İşte bu yüzden, bu şarkılar çiçek kokuyor. İşte bu yüzden, bu şarkılar ışıl ışıl. İşte bu yüzden müziğin evrenselliğini Karadeniz dilleri ile konuşuyor."