KESK'e bağlı Eğitim-Sen Zonguldak Şube Başkanı Orhan Yılmaz, kabine dışı kalan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in, giderayak yaptığı atamalarla yetkilerini aştığı iddiasında bulundu.
Yılmaz, yazılı açıklamasında, söz konusu Bakanlığın yıllardır siyasi kadrolaşmanın, özellikle yöneticilerin belirlenmesinde yapılan atamaların içeriği ile gündeme geldiğini belirtti.
Tüm eleştirilere rağmen Bakanlık tarafından yapılan hemen her atamanın, mutlaka tartışma konusu olduğu ve yargıya taşındığını ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti;

"CUMHURİYET TARİHİNİN EN
KAPSAMLI KADROLAŞMASINI YAPTI"
"Milli Eğitim Bakanlığı, yıllardır siyasi kadrolaşmanın, özellikle yöneticilerin belirlenmesinde yapılan atamaların içeriği ile gündeme geliyor. Eğitim-Sen, özellikle AKP hükümeti döneminde Bakanlık'ta yaşanan kadrolaşma sorunu üzerine dikkat çekti. Eğitim-Sen'in tüm eleştirilerine rağmen Bakanlık tarafından yapılan hemen her atama, mutlaka tartışma konusu oldu ve yargıya taşındı. Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ilgili kanun, tüzük ve yönetmeliklerde açık hüküm bulunmasına rağmen, yasal mevzuatı askıya alarak 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 76.maddesine göre bakanlığının son bir ayında birçok ilde okul yöneticisi ataması yaptı. Oysa bilinmektedir ki, Milli Eğitim Bakanlığı görevde yükselme, atama ya da yer değiştirme ile ilgili kriterler belirlemek ve en nitelikli personelin seçilmesi konusunda tedbirler almakla görevlidir. Ancak kanun, tüzük ve yönetmeliklerde hangi durumlarda Milli Eğitim Bakanı'nın 76. maddeye dayanarak atama yapacağı belli iken, geçmişte yapılan birçok atamada bu kurallara uyulmamış olması düşündürücüdür. Son dönemde özellikle Ankara, İstanbul, Antalya ve ilimiz Zonguldak'ta eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından 76. maddeye dayanak Hasan Ali Yücel Lisesi'ne, Beycuma ÇPL, Merkez Cumhuriyet İlköğretim Okulu'na ve Merkez Yayla İlköğretim Okulu'na okul müdürleri atandı.
Geçmişte yaşanan benzer uygulamalar göz önünde bulundurulduğunda söz konusu atamalarda Bakan'ın yönetici atamalarında göz önünde bulundurulması gereken temel ilkeleri hiçe saydığı anlaşılıyor. Yönetici atamaları ile ilgili bu yöndeki tespitleri sadece Eğitim-Sen yapmıyor. Eğitim-Sen'in Yönetici Değerlendirme Formu olarak bilinen EK-2 hakkında açtığı ve kazandığı davada Danıştay 2. Dairesi tarafından verilen kararda atamalarda idareye tanınan takdir yetkisinin kullanımı mutlak ve sınırsız olmadığı, kamu yararı ve kamu hizmetlerinin gerekleriyle sınırlı olduğu ve bu açıdan yargı denetimine tabi bulunduğu hatırlatılıyor.
Yargının, idarenin yönetici atamalarındaki yetkisinin sınırlı olduğu, kamu yararı ve kamu hizmetlerinin gerekleriyle ilişkilendirilmesi gerektiğini belirtmiş olmasına rağmen, Milli Eğitim Bakanı'nın Devlet Memurları Kanunu'nun 76. maddesinin kendisine tanıdığı atama yetkisini sınırsız gibi kullanmak istemesi hem hukuka hem de bugüne kadar benimsenen uygulamalara aykırıdır. 
Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Bakanlık koltuğunda oturduğu sürece benimsemiş olduğu yönetim anlayışıyla, Bakanlık pratiğiyle ve dönem dönem yaptığı açıklamalarla hep tartışma konusu olmuştur. Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı kadrolaşma girişimlerinin geçtiğimiz dönemde Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde yaşandığı düşünüldüğünde bu durum şaşırtıcı değildir. 
Her icraatı, her açıklaması olay olan ve eğitimin birikmiş sorunları çözüm beklerken, kendisine verilen yetkileri sınırsızmış gibi kullanmakta sakınca görmeyen eski Milli Eğitim Bakanı'nın uygulamaları ile ilgili olarak hukuksal süreç ne gerektiriyorsa, bu görevin Eğitim-Sen tarafından yerine getirileceğini herkes, ama herkes iyi bilmelidir."