- Maden işçisi Yiğit:  "Babam şehit olduğunda doğum izninden dönmüştü, en ufak kardeşim 5 günlüktü. 35 yıl sonra bu acıyı tekrar yaşıyoruz, duygulanmamak elde değil. Babamızın mesleğini devam ettiriyoruz"


- Maden işçisi Tura:  "Sermayemiz kazmamız, küreğimizdir. İşimizi severek, beğenerek yapıyoruz. İşimizden memnunuz. Madenci işçileri vefalı insanlardır. Biz ocağa inerken birbirimize, 'selamet', çıkışta da 'geçmiş olsun' deriz. Canlı canlı mezara girme deyimini hergün yaşayan insanlarız"

  

 

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Armutçuk Müessese Müdürlüğünde, 7 Mart 1983'de meydana gelen grizu faciasında babalarını kaybeden Çetin Yiğit ve Baki Tura, aynı kömür ocağında hem baba mesleğini sürdürüyor hem de kurdukları dernek aracılığı ile şehit madencilerin çocuklarına destek oluyor.

 

DÜNYANIN EN ZOR MESLEĞİ

Babasını 35 yıl önceki faciada kaybettiğinde 11 yaşında olduğunu belirten Çetin Yiğit, yaptığı açıklamada, dünyanın en zor mesleklerinden birini yapan maden işçilerinin ölümle her an burun buruna yaşadığını söyledi.

 

"UNUTMADIK, UNUTMA ŞANSIMIZ YOK"

Baba mesleğini sürdürmenin gururunu ve burukluğunu yaşadığını anlatan Yiğit, "7 Mart 1983 tarihinde buradaki maden ocağında babamı şehit verdik. Babam şehit olduğunda doğum izninden dönmüştü, en ufak kardeşim 5 günlüktü. 35 yıl sonra bu acıyı tekrar yaşıyoruz, duygulanmamak elde değil. Babamızın mesleğini devam ettiriyoruz, 31 yıldır da kurumda çalışıyorum. 7 Mart geliyor sanki o günleri tekrar yaşıyormuşuz gibi hissediyoruz. Unutmadık, unutma şansımız yok.

 

"FARKLI BİR DUYGU"

Baba mesleğini sürdürmek hem duygusal anlamda hemde özveriyle yapıyoruz. Sanki burada babamızı hissederek çalışıyoruz, bu benim için farklı bir duydu. Kutsal bir önemi var. Bugünlere geldiysek buradan ekmek yiyorsak hem babamızın emeklerine hem şehit madencilerimize borçluyuz" dedi.

 

DERNEK KURUP, AİLELERE DESTEK OLDULAR

2015 Yılında kurdukları ve yaklaşık 350 üyesi bulunan Zonguldak Maden Şehitleri Aileleri Derneği ile şehit madencilerin ailelerini birlik ve bütünlük içerisinde tutmaya gayret ettiklerini anlatan Yiğit, şunları söyledi: "Dernek başkanlığını da ben sürdürüyorum. Amacımız maden şehitlerinin ailelerine yardımcı olmak, hem eğitim hem psikolojik olarak destek vermek. Dağılan aileler vardı, bir araya getirdik. İçişleri Bakanlığımızın destekleri de çok oldu. Bakanlığımızın verdiği desteklerle aileleri bir araya getirdik, acılarını hafifletmeye çalıştık. Aileler mutlu oldu, bundan sonra da güzel işler yapılacak. Önümüzdeki görüşülen torba yasası var. Düzenleme yapılacak, devletimize güveniyoruz. Tüm maden şehitleri istihdam hakkına kavuşmuş olacak. Buradan, milletvekillerimiz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımıza, Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyoruz. Bu hakları verecekelerine inanıyoruz"

 

"CANLI CANLI MEZARA GİRME DEYİMİNİ HERGÜN YAŞIYORUZ"

Grizu faciasında hayatını kaybeden 103 maden işçisinden birinin de babası olduğunu söyleyen maden işçisi Baki Tura da o günleri tekrar yaşayarak duygulandıklarını belirtti. Babasının vefat ettiğinde 7 yaşında olduğunu anlatan Tura, duygularını şu sözlerle paylaştı: "O günleri tekrar hatırlamak insanı duygulandırıyor ama hayat bir şekilde devam ediyor. Babamızın hayatını kaybettiği ocakta rıskımızı kazanmak düştü. Çok farklı bir duygu. Madencilik dünyanın en zor işlerinden bir tanesi. Sermayemiz kazmamız, küreğimizdir. İşimizi severek, beğenerek yapıyoruz. İşimizden memnunuz. Madenci işçileri vefalı insanlardır. Biz ocağa inerken birbirimize, 'selamet', çıkışta da 'geçmiş olsun' deriz. Canlı canlı mezara girme deyimini hergün yaşayan insanlarız. Vefayı, çileyi, zor şartlar altında ekmek parasının nasıl kazanılır onu bilen insanlarız. Devlet büyüklerimizden istediğimiz madenciye ve kuruma sahip çıksınlar"

 

(Haber: Mustafa Kemal Bektaş)