KESK'e bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Zonguldak Şube Başkanı Orhan Yılmaz, "Eğitim-Sen'in varlığından ve faaliyetlerinden rahatsız olanlar, fiili ya da yasal yolları kullanarak bizleri bugüne kadar savunduklarımızdan asla vazgeçirmeyecek. Üye ve yöneticilerimiz üzerindeki her türlü soruşturma, sürgün ve davalara, anti demokratik uygulamalara derhal son verilmeli" dedi.
Şube Başkanı Yılmaz'ın yazılı açıklaması şöyle;

"BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ"
"Eğitim-Sen üyelerine yönelik baskılar, soruşturma ve sürgünler durmaksızın devam ediyor. Son olarak Adana'da son bir ay içinde yapılan çeşitli eylem ve etkinlikler nedeniyle şube yöneticilerimiz hakkında beş ayrı dava açıldı. KESK'e ve Eğitim-Sen'e yönelik gerçekleştirilen gözaltı ve tutuklamalara karşı 28-29 Mayıs ve 1 Haziran 2009 tarihinde yapılan yürüyüş ve basın açıklamaları hakkında, ayrıca Eğitim-Sen'in 4 ve 6 Haziran 2009 tarihinde gerçekleştirdiği yürüyüş ve basın açıklamaları gerekçe gösterilerek, Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatı doğrultusunda sendika yöneticileri emniyet müdürlüğüne çağrıldı ve ifadeleri alındı. Gerçekleştirilen bu yürüyüş ve basın açıklamaları ile ilgili olarak Eğitim-Sen Adana Şube Başkanı Güven Boğa, Şube Yöneticileri Mehmet Akarsubaşı, Abdullah Yalçın, M.Rüştü Şatır, Haber-Sen Adana Şube Başkanı Kahraman Oğuz ve Şube Yöneticisi Şahin Yalçınkaya ve BTS Şube Başkanı Mehmet Gök hakkında 2911'i ihlal etmekten dava açıldı. Bu tür girişim ve uygulamalar, Eğitim-Sen ve KESK'e bağlı diğer sendikalar için yeni değildir. Yönetici ve üyelerimiz, yıllardır sendikal faaliyetleri nedeniyle baskı, soruşturma ve davalarla karşı karşıya kaldı. Demokratik eğitim mücadelemiz kimi zaman yasalar kullanılarak, kimi zaman da fiili olarak engellenmeye çalışıldı. Yetkili kurullarımızda aldığımız kararlar doğrultusunda gerçekleştirdiğimiz demokratik eylemlerin şubelerimiz tarafından hayata geçirilmesi nedeniyle davalar açılması, adli soruşturma yapılması emekçilerin taleplerini savunanlar ve haklarını arayanlar açısından hiç de demokratik bir ülke olmadığını gösteriyor. Neredeyse her etkinlik sonrasında üye ve yöneticilerimiz hakkında davalar açılıyor. Adana'da yaşananlar bunlardan birisidir ve kuşkusuz son olmayacak. Yıllardır yürüttüğümüz kararlı mücadelemizden rahatsız olanlar, bizleri ve mücadelemizi, ne amaçla yapıldığı açıkça belli olan, bu tür yöntemlerle sindirmeye çalışıyor. Eğitim ve bilim emekçileri hakkında bugüne kadar çok sayıda yersiz, gereksiz, gerekçesiz ve dayanaksız soruşturmalar açıldı ve bunların büyük bölümü yargıdan döndü. Anlaşılan o dur ki, bizler haklarımıza ve sendikalarımıza sahip çıktıkça bu tür girişimler sürecek. Başbakanlığın sendikal faaliyetler ile ilgili genelgesi bile hiçe sayılarak üyelerimizin sendikal nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmayan eylemleri bile soruşturma ve dava konusu yapılabiliyor. Sendikamız bu tür uygulamalarla geçmişte pek çok kez karşı karşıya kaldı. Eğitim-Sen'in varlığından ve faaliyetlerinden rahatsız olanlar, fiili ya da yasal yolları kullanarak bizleri bugüne kadar savunduklarımızdan asla vazgeçirmeyecek. Üye ve yöneticilerimiz üzerindeki her türlü soruşturma, sürgün ve davalara, anti demokratik uygulamalara derhal son verilmeli."