Türkiye Komünist Partisi Zonguldak İl Başkanı Sami Baykut, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamasında gazetecilere yapılan baskılara dikkati çekerek AKP iktidarına sert eleştirilerde bulundu. Baykut konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklama şu şekilde: Günlerdir birbiri ardına basın açıklamaları yapılıyor. Nedeni, “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” ibret verici doğrusu. 16 Temmuz 2010 tarihinde Zonguldak Adliyesi önünde basın mensuplarının haber alma özgürlüklerinin kaba kuvvetle engellenmesine seyirci kalanlar; 20 Aralık 2010’da Zonguldak’ın göbeğinde ve de onlarca kişinin gözleri önünde Halkın Sesi Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mustafa Özdemir’e yapılan saldırıyı görmezden gelenler hatta saldırıya uğrayana değil öyle ya da böyle saldırana sahip çıkanlar ”Çalışan Gazeteciler Günü” için kutlama mesajları veriyorlar.
2 BİNİ AŞKIN DAVA
50’den fazla gazeteci tutuklu iken gazeteciler hakkında 2 bini aşkın dava, 4 bini aşkın soruşturma varken. Mahkemelerce verilen cezalar kesinleşip cezaevlerindeki gazeteci sayısı arttığında 12 Mart 1971’deki kayıplardan daha da geriye gidilmiş olacağı gerçeği ortadayken.Katiller, caniler, mafya babaları ve uyuşturucu baronları birer birer dışarı çıkarılırken ve de gazetecilerin tutukluluğunun 10 yıl sürmesi gibi bir vicdansızlık dayatılıyorken. İlle de bir şeyleri kutlayacağız ya. Günü kurtaralım gerisi önemli değil yani, öyle mi..? Bu ülkede gazetecilerin üstünde görülmedik bir iktidar baskısı var.Gazetecilerin editoryal bağımsızlığı ve özgür haberciliğini tehdit eden işsizlik tehlikesi var bu ülkede.Bu gün gazeteciler 600 yılla yargılanıyorlar. Kamu yayıncılığı yaptığı iddia edilen TRT ve Anadolu Ajansı üzerindeki hükümet müdahaleleriyle bağımsız habercilik ilkesinden uzaklaşıldığı bir dönem içersindeyiz.
KÖŞE YAZARLARI
KOVULDU
Basının özgür olmadığı, ifade özgürlüğünün kısıtlandığı bir yerde ileri demokrasiden söz edilemeyeceğini çoktan unutanlar var bu ülkede. Başbakan’ın televizyonlardan seslenerek açık açık medya patronlarına gözdağı verdiği; kamuoyuna mal olmuş köşe yazarlarının kovulduğu bir ülkedeyiz. İktidar sahiplerine soru sormanın yasaklandığı ya da sipariş soruların yöneltildiği, patronların hizaya çekildiği, yandaş-yalaka medya ortamında sansür, otosansür uygulamasının yapıldığı bir ülkede yaşıyoruz. 10 Ocak sosyal hakları, yıpranma pay hakları dahi ellerinden alınmış basın emekçilerinin günü.10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, 1961’den 1971’e kadar basın emekçileri için meslek onuru ve çalışma hakları konusunda sorumlu, özverili mücadelelerini simgeleyen bir gündü. 1971’den sonra ne yazık ki basın emekçilerinin hak kayıpları ve basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar nedeniyle bayram olmaktan çıkan bir gün.
Özellikle AKP’nin iktidara geldiği ilk günden itibaren bayram olarak değil; baskılara, sansüre, otosansüre, hak kayıplarına karşı mücadele günü olarak değerlendirilmesi gereken bir gün artık. Gece gündüz demeden, kar-çamur, soğuk-sıcak dinlemeden, can korkusu, biber gazı, tazyikli su altında çalışmak zorunda kalarak sendikasız, güvencesiz çalışmaya mahkum edilen basın emekçilerinin mücadele günü kutlu olsun. Yalaka, yandaş basın için nasıl olsa bir anlamı yok. Onlar için her gün bayram AKP iktidarında.