Haber Merkezimizin eline bir fotoğraf geçti. Bu fotoğraf yerel sanatçılarımızın hangi gözle görüldüğünün çok ötesinde, yaşadıkları sıkıntıların açık bir göstergesiydi.

İki yıl önce vefat eden Alaaddin Gelen ile kamuoyunun Mega-star olarak bildiği Ergin Erdem vardı fotoğrafta. Alaaddin Gelen yerel türkülerimizin yayılması ve yeni yerel türkülerin üretilmesinde çok büyük emekleri olan içimizden biri bir dostumuzdu. Ansızın hastalandı ve birden bire de göçüp gidiverdi aramızdan Alaaddin Gelen. Vefatından sonra anlaşıldı değeri. O'nun ne kadar iyi bir insan ve iyi bir baba olduğunu çok söyledi dostları ve çevresindeki yönetici kademesinde bulunanlar. Şimdi Alaaddin Gelen yok. O'nun bıraktığı yerde kaldı belki türkülerimiz. Bir tek Cihangir Bilgin var türkülere can vermeye çalışan Kdz. Ereğli'de. O da Halk Eğitim Merkezi'nin usta öğreticilerinden olarak olmak ile olmamak arasında mücadele veriyor çoğunlukla da yalnız başına.

Mega-star Ergin Erdem'imiz de, bölgesel marşlar yazıp söylüyor. Yiğit madenciye destan yazmak başta olmak üzere bir çok eser verdi. Ergin Erdem sürekli üretiyor. Yaşamının her anında yöre var ve yörenin değerlerini öne çıkarmak var. Ergin Erdem'in yaşam biçimi sanattır, kültürdür, sosyaldir, paylaşmaktır.
Alaaddin Gelen ile Ergin Erdem bir festivalde sahne arkasında köfte ekmek yiyor. Yerel sanatçının dramı işte bu. Yerel ise tu-kaka, yabancı ise alkış bravo ve şampanyalar.
Yerel kültür ve sanatı seslendiren ve yaşamını bu değerlerle zenginleştiren yerel sanatçılarımızın sürekli "itilmiş" ve "kakılmış" olduğunun somut göstergesi olan bu fotoğrafı, yaşayan veya yaşamayan tüm sanatçılarımıza sahip çıkmanın zamanının çoktan gelip geçtiğine vurgu yapmak için yayımlıyoruz.