Kdz. Ereğli Belediyesi’nin meclisinde alınan kararı Belediye Başkanı Halil Posbıyık, "Tarihi karar" diye değerlendirdikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü:

"...El birliğiyle çalıştık, el birliğiyle bundan sonra da çalışacağız. Yıllardan beri gündem olan ‘yapıldı, yıkıldı, hastane yerinden vazgeçildi, hastane yeri olmuyor’ gibi tevatürlerin hepsine bu kararla bir anda sizlerin imzalarıyla son noktayı koyduk. Milli Savunma Bakanlığı’ndan olumlu görüş geldi, bütün işlemler yapıldı. Belediye olarak da çok görev yaptık burada. NATO boru hattını dışarıda bıraktık. O işlemler de bitti. Şu anda bu kararla Ereğli’de üniversite alanının meşruiyeti sağlanmış oldu. Bundan sonra yapılacak işler, proje zaten Teknik Üniversite tarafından çiziliyor. Proje avam olarak bitmek üzere. Bundan sonra bir ifraz tefrik işlemleri kalıyor. O da belediyemiz tarafından yapılacak. Bizim elimizde. Ben emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu Ereğli’nin ufkunu açacak konulardan birisidir. Ereğli için hayırlı uğurlu olsun.”

Şimdi… kısa bir zaman yolculuğuna çıkalım mı?

2015 Milletvekili seçimleri öncesinde eski devlet hastane binalarının bulunduğu alanın, "Üniversiteye devir edilmesi" görüşü nasıl gündeme geldi?

Dönemin AK Parti Milletvekili Prof. Dr. Ercan Candan, BEÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer ile birlikte bu binalara gelip, üniversite yetkililerine, “işte size kampüs ve fakülte binaları” dedi mi?

Dedi!

Ercan Candan bu girişimi yaparken, TOKİ ile de bağlantıları yaparak, devir konusundaki engelleri ortadan kaldırdı mı?

Kaldırdı!

Tam da bu gelişmeler ile ilçede büyük heyecan yaratılmış iken, milletvekili seçiminde Ercan Candan’ın taşıdığı nüfus cüzdanındaki doğum yeri nedeniyle aday listesine girmesi engellendi mi?

Engellendi!

Peki bir dönem daha Ercan Bey milletvekili kalsa idi o hastane binaları yıkılır mıydı?

Yıkılmazdı!

Yıkılmazdı da ne olacaktı?

Üniversitenin hazırlık sınıflar olup, bir yıl boyunda tüm fakültelerin öğrencileri Ereğli’de ikamet edeceğinden, yıkılan (hangi ahmak kafa yıktırdı ise) o binalarda derslere başlanacak mıydı?

Başlanacaktı.

Yıkılmayan binalarda eğitim sürerken, yeni kampüs ve fakülte binaları yapılacak, Ereğli’de “fabrikasız baca” olarak fakültelerin temelleri de oluşturularak 'Ereğli, Erdemir, Uzun Mehmet, Alemdar' veya bir başka isimle üniversitenin kurulması yoluna girilmeyecek miydi?

Girilecekti!

*

Şimdi herkes  şapkasını önüne koysun bakalım.

Hele ki siyaseti sığ, kafaları dar, ufukları ufuksuz olanlar lütfen şöyle bir  düşünür müsünüz?

Kim kazandı kim kaybetti?

Kazananlar, üstlendikleri sorumlulukları kişisel hırs ve ihtirasları uğruna kullanırken, yaşadıkları bölgenin İrlandalılarıdır.

Kaybeden Ereğli’dir. Ereğli'nin halkı, esnafı, kültürü, ekonomisi, sanatı ve altını çize çize siyasetidir.

Bugün, 5 yıl önce unu, suyu ve şekeri hazır olan bir konu belediye meclisinden, “tarihi karar” olarak geçerken, Ereğli’nin tarihine atılan kara kararları unutulalım mı?

Ercan Candan benim babamın oğlu değil.

Siyasi olarak da bağım olmaz.

Ancak o bu kentin yetiştirdiği bir profesör olarak siyaseti değil hizmeti düşünürken siyasi dinozorların hışmına uğradı.

Ereğli’nin beş yılını çaldı siyasi hırsızlar!

Ve bugün, beş yıl sonra sadece belediyenin meclisinden çıkan bir karar için “tarihi” denilebiliyorsa, utanması gerekenler ise hep   gülüyorlar!

NOT: Yerel basına  teşekkür etme nezaketini bile göstermeyenler, elbette vefayı da bilmezler. Vefayı bilmeyen toplumlar da bir adım ileriye gidemezler.  Ereğli’nin son beş yılda yaşananlar da  bu gerçeğin açık ve net fotoğrafıdır.