Türkiye Komünist Partisi (TKP) Zonguldak İl Komitesi'nden yapılan yazılı açıklamada gündemdeki konu süt dağıtımı.

 

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı'nın, Ulusal Süt Konseyi ile ortaklaşa yürüttüğü Okul Sütü Projesi ihalesi kapsamında, ilköğretimin (özel okullar hariç) ilk altı yılında okuyan 7 milyon 200 bin öğrenciye, 2 Mayıs'tan itibaren her gün 200 mililitrelik bir kutu süt dağıtılmaya başlandığını belirten TKP Zonguldak il Komitesi,  süt dağıtımıyla birlikte besin zehirlenmelerinin de gündeme oturduğunu ve  çeşitli bölgelerden yüzlerce öğrenci hastanelik olduğuna vurgu yaptı. TKP yazılı açıklamasında şu görüşlerini savundu:

 

Başta Sağlık Bakanı olmak üzere yetkili ağızlar hep birlikte Bu duruma bozuk sütlerin değil, çocukların süte alışmamış bağırsaklarının sebebiyet verdiğini öne sürdüler.  Utanmasalar sütü içip hasta olan ilkokul çocukları hakkında soruşturma açacaklar. Öyle ya, Tayyip'in projesindeki sütten hastalanmak ne haddinize, hele de çocuksanız. Biz büyüklerinize neler yutturmadık ki… Oysa Sivas valisi Duruma bozuk sütler sebep oldu. Açıklamasını yapmış, bu açıklama basında yer almıştı bile; Hijyen koşullarına uymayan bir firmadan süt alımının durdurulduğu da…

 

Süt dağıtım projesi amacının süt fazlasını eritmek için yapıldığı açıkça beyan ediliyor. 25 Mart 2012 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile 29 Mart 2012 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Okul Sütü Programı Uygulama Tebliği kararlarına dayanılarak hazırlanan Okul Sütü Uygulama Kılavuzu'nda amaç şu şekilde belirtilmiş: İlköğretim okulu öğrencilerine, dengeli beslenme suretiyle gelişme oranlarının artırılması ve mevsimsel süt arzı fazlalığının değerlendirilerek üretimde istikrarın sağlanması için uzun ömürlü kutu sütü dağıtılmasıdır. Biraz açalım bu amacı ki, gerçek daha net anlaşılsın. Ne deniyor; süt arzı fazlalığı yani, süt tekellerinin ellerinde kalan ve zaten bozuk değilse henüz bozulmamış olan sütler… Başka; üretimde istikrarın sağlanması yani, süt patronlarının bir biçimde ihya edilmesi. İşte yapılmak istenen bu… Süt tekellerinin piyasa terörü altında inleyen süt üreticileri ile bozuk sütleri tüketmek zorunda kalan emekçi çocukları ve bu ilişkiye dümen tutan ve ranttan payını alan AKP.

 

17 Nisan'da yapılan ihalede, 4 konsorsiyum, 4 bölge için ayrı teklif veriyor. Toplam 75 milyon TL'yi bulan ihalede en düşük birim fiyatı teklifi 48 kuruş ile Marmara ve Karadeniz Bölgeleri için verilirken; İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi için verilen birim fiyat teklifi 57 kuruş olarak gerçekleşiyor. Piyasada sütün birim fiyatına ödenecek ücret 0,36 ile 0,38 kuruş +KDV'den fazla değil oysa. Yani, okullarda dağıtılan sütün birim fiyatı 0,38 ile 0,41 kuruş arası bir fiyata denk geliyor. Yeri geldi, 4 Mayıs 2012 tarihli Yılmaz Özdil'in Hürriyet Gazetesi'ndeki köşe yazısından bir iki alıntı yapalım. İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2005'ten beri, yedi senedir aralıksız, her gün, 207 bin öğrenciye süt içiriyor. Henüz psikolojisi bozulan görülmedi. Doğuştan psikopat demek ki bizim oralı çocuklar…. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Tire Süt Kooperatifi aracılığıyla (sözleşmeli üretim) yaptırıyor. Kim, ne kadar üretecek, parasını ne zaman alacak, hesabını kitabını taaa en başından biliyor, elde kalmıyor…. Tarım Bakanı'nın mebus olduğu Diyarbakır'da bile çocuklar zehirlendi, dünyaya film olduk…. Tire Süt Kooperatifi'nin uygulamaları Birleşmiş Milletler tarafından dünyanın en iyi kalkınma modeli seçildi…. Hakkında 400 sene hapis cezası istenen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir'in çocuklarına, her gün, 200 mililitre sütü kaç liraya satın alıp içiriyor? 37 kuruş. Hükümet, aynı İzmir'de aynı çocuklara aynı inekten, aynı miktarda sütü, kaç liraya içiriyor? 53 kuruş. AKP'yi savunanlar beri gelsin. İşin özeti şu: Bu ihale ile süt tekellerinin stoklarını eritmelerinin de ötesinde, devlet eliyle yağlı bir müşteri kitlesi de garanti ediliyor. Çocuklarımızın sağlığı ise teferruat AKP iktidarınca.

 

Şu anda süt dağıtılan bütün okullarda öğretmenler sütleri içirmeye, eğer içiremiyorlarsa öğrencilerin velilerinden süt içirilmediğine dair yazılı bir belge almaya ve içilmeyen sütleri çöpe dökmeye, boş kutuları toplamaya zorlanıyorlar. Bu öğretim yılı içerisinde sütü içmeyi reddeden çocuklara, önümüzdeki öğretim yılında süt verilmeyeceği tehdidi de cabası. Yetmiyor, sütü içip besin zehirlenmesine maruz kalan çocuklara bu tanıları koyan hekimlere dönük soruşturmalar yürütülüyor. Toplu başvurular esnasında tutulan raporlar, başhekimler eliyle sorgulanıyor. Durumun bilincinde olan hekimler, tanılarını besin zehirlenmesi olarak koydular ve tüm hastalar için adli rapor tuttular. Bu durum kayıtlara çocuk istismarı olarak geçti. İstismarı yapan AKP Hükümeti soruşturmaları başlatan da…

 

AKP Hükümeti'nin halk düşmanı uygulamalarını gözler önüne sermek ve hesabını sormak için Türk Tabipler Birliği ve Eğitim-Sen bu süreçte daha fazla inisiyatif almak durumundadır. Öğretmenlerin ve sağlıkçıların daha örgütlü davranmaları sağlanmalı, halk bilgilendirilmeli ve halkla birlikte örgütlü hareket edilmelidir. Para babalarına rant sağlamak için çocuklarımıza musallat olan bu hükümete hak ettiği yanıt verilmelidir. Türkiye Komünist Partisi düzenin piyasacı ve gerici politikalarına karşı mücadelesini inatla sürdürmekte kararlıdır. Yaşasın örgütlü mücadelemiz.. yaşasın sosyalizm !!!