Eğitim-Sen Zonguldak Şube Başkanı Orhan Yılmaz yazılı açıklamasında “07 Şubat 2017 Salı günü yayınlanan 686 sayılı KHK ile görevlerinden ihraç edilenler listesine baktığımızda hükümetin sorumluluğunu, Gülen yapılanmasının palazlanmasına katkı sunanlarda değil de aralarında üyelerimizin de olduğu eğitim emekçilerinde aradığını;  OHAL ile kamusal alanda ne kadar muhalif unsur varsa cadı avı ile tasfiye etmeye çalıştığını görmekteyiz.” Dedi.

Yılmaz açıklamasına şöyle devam etti:

“Yüz yılı aşkın mücadele tarihi boyunca darbelerin, baskıların ve anti demokratik uygulamaların hedefi olan Eğitim Sen, kurulduğu günden bugüne darbelerin asıl hedefinin emek ve demokrasi mücadelesi olduğunu savunmuş, 15 Temmuz 2016 gecesi Türkiye’ nin darbeler tarihine bir yenisinin eklenmesi girişimine karşı açık bir tutum almıştır.

Bilindiği gibi darbeler, hukuku askıya almanın ve gücü elinde tutanın kudretine herkesin itaat etmesini sağlamanın temel aracıdır. Bu nedenledir ki darbeci yönetim aklından kurtulmanın yolu herkesin temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması, evrensel hukuk normlarının uygulanması ile emekten, demokrasiden ve  barıştan yana tavır alınmasından geçer.

Özellikle belirtmek gerekirse  sendikamız, başında Fethullah Gülen’ in bulunduğu yapılanmanın her türlü saldırısına, iftirasına ve yargı operasyonuna maruz kalmış, bu örgütün kadrolarının hedefinde yer almıştır. EĞİTİM SEN, hukuksuz idari ve adli soruşturmalarla sindirilmek istenmiş, bu örgüte ve politikalarına dair eleştirilerini yüksek sesle dile getirmiştir. Sendikamız, hükümeti bu konuda defalarca uyarmış ve dişe diş bir mücadelenin içinde olmuştur. Bizler, sınavlardaki kopya skandallarından, kadrolaşmaya; yargının ve medyanın ele geçirilmesinden, cemaat hizmetlerine sunulan rant alanlarına; üniversitelerin içinin boşaltılmasından, öğrenci yurtlarına ve  bu cemaatin ihya edilmesine kadar her alanda mücadelesini ortaya koymuş bir sendikayız.  Hal böyleyken, üyelerimizin ve sendikamızın adının bu örgütle yan yana anılır olması kabul edilemez bir durumdur!

07 Şubat 2017 Salı günü yayınlanan 686 sayılı KHK ile görevlerinden ihraç edilenler listesine baktığımızda hükümetin sorumluluğunu, Gülen yapılanmasının palazlanmasına katkı sunanlarda değil de aralarında üyelerimizin de olduğu eğitim emekçilerinde aradığını;  OHAL ile kamusal alanda ne kadar muhalif unsur varsa cadı avı ile tasfiye etmeye çalıştığını görmekteyiz.

Ayrıca  bu kararname ile yıllardır ülke genelinde yaşadıklarımızla  Çaycuma ilçemizin de  gerici yobaz düşüncenin örgütlenmesi için pilot bölge seçildiği iddialarımızın somutlandığını da görmekteyiz. Bu nedenle Çaycuma’ da din adına yapılmaya çalışılan gerici örgütlenmenin karşısına çıkan, neredeyse okul öncesi eğitimin yerini alan  sıbyan okullarının genelleşmesini teşhir eden ve bu uğurda mücadele eden dostlarımız İsmet AKYOL ve Gökhan Taner GÜNSAN’ ın   KHK ile mesleklerinden ihraç edilmelerini asla kabul etmiyoruz. Darbe girişiminin başarısızlığa uğramasından bugüne kadar savunduğumuz en temel ilke, tüm sürecin evrensel hukuk ilkelerine uygun yürütülmesi ve yeni mağduriyetler yaratılmamasıdır.

Bu kapsamda;

Ortaya çıkan bu durum, “meslekten ihraç edilen ” binlerce eğitim emekçisi için   yargısız infaz anlamını taşımaktadır. Görevden ihraç edilen  üyelerimiz İsmet AKYOL ve Gökhan Taner GÜNSAN başta olmak üzere, hakkında darbecileri ve darbeyi desteklediğine ya da suçluluğuna dair hukuka uygun, somut ve ikna edici delil bulunmayan tüm emekçilerin mağduriyetine son verilmesini ve  derhal görevlerine iade edilmelerini istiyoruz.

Eğitim Sen olarak belirtmek isteriz ki her bir üyemizin yanındayız ve hiçbir üyemizi bu ortamda yalnız bırakmayacağız. Bu süreci sendikamız aleyhine fırsata çevirmek isteyenlere de asla izin vermeyeceğiz! İhraç edilen her bir üyemizin hakkını hukukunu sonuna kadar koruyup, en kısa sürede görevlerine döndürme kararlılığında olacağımız bilinmelidir. Üyelerimizin de en kısa sürede görevlerine döneceğinden kimsenin kuşkusu olmamalıdır!”

Darbe girişimini adeta bir fırsata çevirerek eğitim emekçilerinin mesleklerinden ihraç edilmelerine çanak tutan yobazlara sesleniyorum. Bizler dün olduğu gibi bugün ve yarın da bilimsel, laik, demokratik eğitim ve barış içinde yaşayan özgür bir ülke amacımızdan asla vaz geçmedik, vazgeçmeyeceğiz. İhraç edilen üyelerimiz için  bugün yaşadığınız karanlık dünyada ellerinizi ovuşturup, dilediğiniz yerinize kınalarınızı yakabilirsiniz. Ancak geleceğin aydınlık günlerinde bugünlerin hesabının sorulacağını da bilesiniz.”