Zonguldak`ta referandum çalışmalarına destek için gelen CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Akif Hamzaçebi`nin ayrılmasının ardından, Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu ve CHP Çaycuma İlçe Başkanı Tuncay Akyol’un, referandum çalışmalarına Çaycuma’nın köylerinde devam ettikleri bildirildi.

Çaycuma’ya bağlı Adaköy ve Şeyhler köylerini ziyaret eden Turpcu ve Akyol, çalışmalarına Yazıbaşı köyünde devam etti. Buradaki çalışmalara Çaycuma ilce yöneticileri ve Perşembe belediye Başkanı İsmail İnam`da katıldı.

Bu çalışmalarla ilgili olarak şu yazılı açıklama yapıldı:

CHP Çaycuma İlçe Başkanı Tuncay Akyol, Anayasa değişikliği içerisinde ülkemizin geleceğini etkileyecek çok önemli maddeler bulunduğu söyleyerek, yasama, yürütme, yargıyı bir kişide toplandığını hatırlattı. “Seçilen tek kişiye sınırsız güç vermek, yapılacak tek bir hatada, ülkeyi felakete sürüklemek anlamına gelecektir. Tek kişinin hata yapması çok olasıdır. Bunun karşısında denetleyici, dengeleyici bir güç olmaması hata yapma olasılığını daha da artırmaktadır. Meclis`i etkisizleştiren, yargıyı ise tek kişiye bağlayan bu değişiklik ülkemiz için geri dönülmez sonuçlara yol açabilir. Biz sizlere, sizden saklanan içeriği anlatıyoruz, size söylenemeyen gerçekleri aktarıyoruz. Kendimiz, çocuklarımız, ülkemiz ve geleceğimiz için 16 Nisan`da hayırlı kararlarda buluşalım” ifadelerini kullandı.

Milletvekili Şerafettin Turpcu ise yaptığı konuşmalarda Anayasa Değişikliğinin içeriğine dair şunları söyledi:






“16 NİSAN’DA PARTİ VEYA İSİMLER DEĞİL”

“Anayasaların varlık sebebi, devlet karşısında vatandaşların hak ve hürriyetlerini güvence altına almaktır. Bizde ise tam tersine, tek kişiyi güçlendirmek için Anayasa yapılmaya çalışılıyor. Yasama, yürütme ve yargı güçleri tek kişinin etrafında toplanarak, sınırlanamaz, sorgulanamaz bir tek adam rejimi getiriyor. Tek adam rejimleri tüm dünyada gözlerimizin önünde battı. Buna rağmen 140 yıllık deneyimimiz olan mevcut parlamenter sistemi güçlendirmek yerine ne olduğu belirsiz bir sistemle koskoca ülke, bir bilinmeye doğru götürülmeye çalışılıyor. 16 Nisan’da oyladığımız, parti veya isimler olmayacak, ülkeyi dipsiz kuyuya atacak bir Anayasa’nın maddeleri oylanacak. Bu bir parti meselesi değildir, ülke ve gelecek meselesidir.”



“YARGI ZİNCİRLENİYOR”

“Bu teklif gerçekleşirse, Yargı tek kişiye bağlanıyor. Anayasa Mahkemesinin 15 üyesinin 12 tanesini ‘Cumhurbaşkanı’ atayacak. Yani ‘Cumhurbaşkanı’ suç işlerse yargılanacağı mahkemeyi atayacak. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndaki yüksek ibaresi kalkıyor ve Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) oluyor. 13 üyeden oluşan bu kurulun 6 üyesini direk ‘Cumhurbaşkanı’ atayacak. Geri kalan 7 üyeyi ise Cumhurbaşkanının partisinin çoğunlukta olduğu Meclis atayacak. Bu hakimler ve savcılar ne kadar tarafsız olabilir?

Yargı tepeden aşağıya tamamen siyasi iktidarın kontrolüne geçmiş olacak Yargı, seçilen ‘tek’ kişiye bağlanacak, seçilen kişi ülkemiz için çok yanlış bir karar alsa dahi kimse hesap soramayacak.”






“YARININ GARANTİSİ OLMAYACAK”

“Devlet memuruysanız bir sabah uyandığınızda işinizden olabilirsiniz. Desteklemediğiniz bir parti iktidara gelirse işinizden olabilirsiniz. Bütün geleceğiniz, bir kişinin iki dudağı arasına kalıyor. Ayrıca ‘cumhurbaşkanı’ tek başına tüm üst düzey devlet görevlilerini atama ve görevden alma yetkisine sahip olacak. Yani iktidar partisinden değilseniz atanmanız zorlaşacak, görevden alınmanız kolaylaşacak. Kıdem tazminatları herhangi bir fona aktarılabilecek. Canımız yandığında kimseye dert yanamayacağız. Şuan aklınıza gelebilecek veya gelmeyecek her karar tek bir imzaya bakacak. ”



“SEÇİLMEMİŞ BİR KİŞİ CUMHURBAŞKANININ YETKİLERİNİ KULLANABİLECEK!”

“Cumhurbaşkanı seçilen kişi bir daha fazla kişiyi Cumhurbaşkanı Yardımcısı atayabilir. Yani bir kişi de atayabilir bin kişi de atayabilir. Ayrıca cumhurbaşkanı hastalık veya herhangi bir durumda baş yardımcısı olan cumhurbaşkanı yardımcısı tüm yetkilerini kullanabilecek. Tüm bu geniş yetkileri seçilmemiş bir kişi olan ‘yedek cumhurbaşkanı’ ele geçirebilir!”



PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI KUTUPLAŞMAYI DAHA DA ARTIRACAK”

“Anayasa, Cumhurbaşkanının Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil ettiğini söylüyor. Bir kişi hem partiyi, hem devleti nasıl temsil edebilir? Başkanın hangi sıfatıyla hareket ettiğini nereden bileceğiz? Partili bir Cumhurbaşkanı kendi partisinin görüşleri neticesinde tüm ülke adına karar veremez, verirse doğru olmaz. Bu sadece halk içindeki kutuplaşmayı artırdığıyla kalır. Bu yapı, parti devleti yaratır.”



“MECLİSİN YETKİLERİ AZALIRKEN CUMHURBAŞKANI’NIN YETKİLERİ ARTACAK”

“Meclis’in yetkileri azaltılırken, Cumhurbaşkanı’nın yetkileri aşırı derece artırılmaktadır. Kanun koyma, yürütmeyi denetleme görevi, bütçe yapma yetkisi elinden alınan bir Meclis, fiilen tasfiye edilmiş demektir. Bu teklif Meclisi adı olan kendi olmayan bir hale getirecektir. Devlet yanlış yönetilirse, Meclis ‘neden böyle’ diyemeyecek, denetleyemeyecektir. Halkımız tek kişiyi seçtikten sonra 5 yıl boyunca denetleyemeyecektir. O beş yıl içinde yapılanlar hakkında bilgi edinemeyecektir. Milletvekillerinin hiçbirinin Cumhurbaşkanına soru sorma hakkı olmayacak, ancak bakanlara ya da yardımcılarına soru sorulabilecek. Cumhurbaşkanı kanun hükmünde kararname çıkarabilecek, yani bir anlamda yasama yetkisi olacak. Bir kişinin bu kadar sınırsız ve süper yetki ile donatılması zaten o kişiyi hayata davet etmektir. Ülkemizin bir bilinmeye doğru gitmesine izin vermeyelim. 16 Nisan`da evet çıkarsa, bir daha size “evet mi hayır mı ?”diye sormayı bırakın, evet mi? diye dahi sormayacaklar. Durumun ciddiyetini göz önünde bulundurarak, ülkemiz için hayırda buluşalım.”