- Kurumda aynı zamanda iş güvenliği uzmanı olarak çalışan Yücel, yaşadığı acıyı ve deneyimleri, beraber çalıştığı maden işçilerine anlatarak yer altında nasıl davranmaları konusunda yardımcı oluyor

- Yücel:
- "Arkadaşlarımızla yukarı çıktık ve her taraf ana baba günüydü. Ortalık ambulans kaynıyordu ve olayın büyüklüğünü o zaman anladık. Aşağıda durduğumuz sürece ne olduğunu bilmiyorduk"

Zonguldak'ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu maden ocağında, 3 Mart 1992'de meydana gelen ve 263 işçinin hayatını kaybettiği grizu patlamasından kurtulan maden mühendisi Sadık Yücel, yaşadıkları acıyı, her gün yer altına indiğinde yeniden hissediyor.

Havzadaki en fazla ölümlü iş kazası olarak kayıtlara geçen grizu faciasının her yıl dönümünde maden işçileri ilk günkü gibi o acıyı yaşıyor. 

Grizu patlaması sırasında yerin 515 metre altındaki ocakta Macarlarla çalışma yapan maden mühendisi Sadık Yücel,  yaptığı açıklamada, 1986'dan bu yana kurumda çalıştığını, faciadan yaklaşık 4 ay önce Kozlu Müessese Müdürlüğü'nde görevlendirildiğini ve patlamada yaşadıklarının etkisinden halen kurtulamadığını söyledi. 

Yeni görev yerinde Macarlarla yüksek basınçlı delme, patlatmayla kömürde kazı sistemini yaptıklarını ifade eden Yücel, "Macarlarla birlikte 11 kişilik ekiple yer altına girmiştik. Onların kontrolünde işin takibini yapıyorduk. Yüksek basınçlı bir hava dediğimiz yaklaşık 800 barlık basınçlı bir hava ile kömürü delme sistemidir. Sistemin patlama işini beklemeye almıştık. Kurumun genel müdürü ve yardımcıları maden ocağına inerek sistemin nasıl çalıştığını göreceklerdi." dedi.



- "Bulunduğumuz yerden yaklaşık 15 metre uzağa fırladık"

Yücel, ocak içerisinde bekledikleri sırada ani bir şok dalgasının kendilerini vurduğunu anlatarak, şöyle devam etti:

"Şok dalgası bulunduğumuz galeri içerisinde bizi yaklaşık 15 metre sürükledi. Birbirimizin üzerinden yuvarlanarak 15 metre sürüklenme yaşadık. Bu sırada 11 kişiydik ve bunları 3'ü Macar mühendisti. Bu şok dalgası birden gelip geçti. Şok dalgasına yakalandığımızda ilk düşüncemiz, 'Çalışma yaptığımız yüksek basınçlı hava delme işinde bir hava kaçağı olduğunu ve bu kaçakla birlikte bizi sürüklediğini' düşündük. Biz bir şeyler olduğunu hissettik. İlk olarak başımızdan düşen baretleri bulduk. Baretlerimizi giydikten sonra içimizde eksik olan var mı diye baktık ve bir kişi eksikti. Eksik olan kişi ise bir Macar mühendisti. Çıkış yollarını bulmak için mücadele etmeye başladık. Bir çıkış yolu bulduğumuzda eksi 560 koduna indik ve Macar mühendisi orada bulduk. Şok dalgası mühendisi oraya sürüklemiş." 

Grizu patlamasının ardından meydana gelen şok dalgasından etkilendiklerini anımsatan Yücel, "Arkasından gelen alev dalgası bizi etkilemedi, devam etseydi yanabilirdik." dedi.

Yücel, 15 metre üstlerinde çalışan 3 işçiden ikisinin yemek yedikleri sırada alev dalgasıyla aşırı derecede yandığını aktararak, "Diğer işçi ise su almaya gittiği sırada kurtulmuş. Yanan arkadaşlar hemen eksi 560 koduna indirmişler. Orada bulunan motorla birlikte kuyu dibine getirmişler. Burada toplanan 25 kişi çıkış yolu arayarak ocak içerisinde yürüdük. Bu sırada şok dalgasıyla birlikte ocak içerisinde bulunan vagon ve diğer malzemelerin deformasyon geçirdiğini gördük ve başka çıkış yolları aradık." diye konuştu. 



- Patlamayı yer üstüne çıktıklarında öğrenmişler

Sadık Yücel, ocak içerisinde çalışan telefon bulduklarında bilgi almaya çalıştıklarını dile getirerek, "Kurtarma ekipleri gelerek yanan 6-7 arkadaşımızı aldı. Macar mühendisleri de diğer arkadaşlarımıza teslim ettik. O sırada bir arkadaşımız kartiye 7 dediğimiz yerde yanan arkadaşlarımız olduğunu söyledi. Biz de bunlar için bir motor bularak geri dönerek onları almaya gittik. Arkadaşlarımızı alarak kuyu dibine geldik. Arkadaşlarımızla birlikte yukarı çıktık ve her taraf ana baba günüydü. Ortalık ambulans kaynıyordu ve olayın büyüklüğünü o zaman anladık. Aşağıda durduğumuz sürece ne olduğunu bilmiyorduk." ifadesini kullandı.

Facianın ardından maden ocağının geri kazanımı için çalışmalara başladıklarını anlatan Yücel, ocak içerisinde çalıştıkları sırada büyük blok taşların ocak içerisine geldiğini gördüklerini, onu oraya getirebilecek şok dalgasına insanın aklının ermediğini vurguladı.

Yücel, "Vagonları ve motorları birbirine geçiren büyük bir patlama. Etkisini gören insan ürperiyor. Büyük bir olaydı. Geride kalan birçok insan psikolojik olarak etkilendi. Ben görevime devam ediyorum." dedi. 

İş güvenliği uzmanı olarak da görev yaptığını vurgulayan Yücel, işçilere verdikleri eğitimlerde anlattıkları konulardan birinin de yaşanan grizu faciası olduğunu ve neler yaşadıklarının yanı sıra nasıl davranılması gerektiğini anlattıklarını ifade etti. 

ZONGULDAK (AA) - FERDİ AKILLI -