Zonguldak Eğitim-İş Şube Başkanı Metin Kahveci “Milli Eğitim Bakanlığı Müfredatından Atatürkçülüğün çıkarılmasını kınıyoruz” başlıklı açıklamasında, “Yeni programın, en çoğulcu, en demokratik, en katılımcı program olduğu söylemi tamamen gerçek dışıdır.” Dedi.
Kahveci’nin yazılı açıklaması şöyle:
“Milli Eğitim Bakanlığı öğretim programlarının hazırlanış aşamasında hükümet ideolojisine yakın kuruluşlarla , yandaşlarla özellikle sendikasıyla beraber hazırladığı açıkça ortadadır. MEB her ne kadar ciddi davrandım dese dahi dümen suyunda davranıp sivil toplum örgütlerinden şeklen bilgi istediyse de hiçbir görüşü kabul etmemiştir. Bu programda hiç muhalif kurumların ve bilimsel çalışma yapan ilim adamlarının görüşlerine yer verilmemiştir. AKP iktidarının amacı, toplumun tüm kesimlerini kapsayan mevcut programı geliştirmek değildir .Sadece kendi siyasal yapılarının iktidarda 50 yıl nasıl kalabiliriz eğitiminin planını yapmaktan başka bir şey değildir.
Tüm paydaşların görüşleri doğrultusunda yeni programın, en çoğulcu, en demokratik, en katılımcı program olduğu söylemi tamamen gerçek dışıdır. Milli Eğitim Bakanlığı kimlerden görüş aldığını ve hangilerinin öğretim programlarında yer aldığını açıklayamamaktadır..
Yeni programın hazırlanış süreci esas itibarı ile yanlıştır. Usulü ise kabul edilemez bir haldedir.
Tamamen bilimsel çalışma ilkelerinden uzak, yandaşlık ve eğitimi dinselleştirme üzerine kurulan bir sistemle hazırlanan program kamuoyu vicdanını yaralamış ve sınıfta kalmıştır.
Bakanlık hazırladığı yeni program ile Anayasaya ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununa aykırı hareket etmiştir.
İktidara geldiği günden buyana laik eğitimi yok etmeye çalışan AKP, yeni program ile laik, çağdaş, bilimsel eğitime son darbeyi vurmaya hazırlanmaktadır. Anayasasında; toplum huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, kutsal din duygularının Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılmayacağı ilkesine dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğuna ilişkin açık hükümlerin yer aldığı Türkiye Cumhuriyetinde, Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimin gerileştirilmesi uygulamalarıyla, çıkardığı yönetmeliklerle ve hazırladığı öğretim programlarıyla Anayasayı, Milli Eğitim Temel Yasasını ve Türk Milli Eğitiminin amaçlarını yok etmektedir. Bu amaçla
Atatürk ilke ve Devrimlerini" bilimselliği – laikliği- eşitliği -karma eğitimi -milli birliği Türk Milleti kavramını çağdaşlığı- akılcılığı -uygarlığa giden yolu -ulusal çıkar ve menfaatleri derinden yaralamakta ve sarsmaktadır. Siyasal hükümet ve eğitim politikası bu yukarıda saydığımız değerleri emperyal akımlarla beraber yok etmekle görevlendirilmişlerdir.
MEB’de Talim terbiye kurulunda müfredat programımdan Atatürkçülüğün kaldırılması zihniyeti kınıyoruz. Ülkemizde yaratılan Ulu Önderin kazanımlarına karşı gerici ve bölücü güçler her yerde hasım hane zihniyet geliştirmektedirler. Bu amaçla müfredatta yer alan Atatürkçülük onlar için (tarikat, cemaat, dinci güçler, bölücüler ve işbirlikçiler) engel ve amaçlarına ulaşmalarında sorun yaratmaktadır. Tarikat , cemaat ,gerici güçler ve bölücü yapılar emperyalizm ve onu yerli maşaları ülkemizin birliği, T.C’ni, Türk Milleti Kavramını, vatanı, laikliği, bilimi, milli ruhu, ulusal çıkar ve menfaatleri ,çağdaş ve medeniyete giden yolu yok etmek istemektedirler. Biz Araplaşmak istemiyoruz. Araplaşmak isteyenler Arabistan’a gitmesinde bir sakınca yoktur. Atatürkçülükte bu yapıların panzehridir. Bizlerde müfredattan Atatürkçülüğün çıkarılmasındaki zihniyetin gelecek nesillerin yetişmesindeki problemlerin olacağını ikinci 15 temmuzların olmaması için mücadele ediyoruz ve yanlıştan dönün diyoruz. Kendi kurtuluş tarihini ve liderini kendi insanların tarafından öğrenemeyen bir toplum yıkılmaya mahkûmdur. Tarihimizi ve öz geçmişimizi başka bir milletten öğrenirsek sonumuz ne olur? Diğer taraftan Atatürkçülük bu ülkenin çimentosudur. Ülke bütünlüğünün harcıdır. Bu harç koptuğunda ülkemiz en az 20 parçaya bölünür. Ülkemiz bölünmemesi ve gerileşmemesi için yöneticileri bir kez daha uyarıyoruz.
AKP iktidarı programı nasıl değiştirirse değiştirsin çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin öğretmenleri, öğrencilerini ve velilerinin kalbinden Atatürk’ü laik eğitim modelini asla çıkaramayacaktır.”