TKP  Zonguldak Milletvekili Adayı Cafer Tayyar Aksu:

 

KANSER VAKALARI: Madenci kenti yok olmak üzere. Her geçen gün işsiz sayısı artıyor bu kentte ve bu durum para babalarının hırslarının da artması sonucunu doğuruyor. Çünkü biliyorlar ki işsizlerin sayısı ne kadar artarsa o kadar ucuz iş gücü sağlayacaklar, karlarına kar katacaklar ve de işsiz-aç insanların çevreyi, doğayı değil; önce ölmeyecek kadar da olsa karınlarını doyurabilecekleri iş peşinde koşturacaklarını çok iyi biliyorlar. Onun için Çatalağzı’nda kurulan termik santrale gelen tepkiler üzerine, çevreye verilen ve de verilecek olan zararlar ve artan kanser vakalarını üzerini “Bölge halkına istihdam sağladık.” Diye örtmeye çalışabiliyor Ahmet Eren.

 

Türkiye Komünist Partisi  (TKP) Zonguldak Milletvekili Adayı Cafer Tayyar Aksu, AKP iktidarının TÜSİAD’dan gerekli desteği aldığını ve ülkede satılmadık bir şey bırakmadığını öne sürdü. Seçim sonrasında topun ağzında TTK’nın olduğunu vurgulayan TKP adayı Aksu sözlerini şöyle sürdürdü:

AKP TAŞERONU

“Yıllardır var bu niyetleri, halkın tepkisinden korkup erteliyorlardı. Anlaşılan bu kez daha da kararlılar ki kendilerinin yapamadığını taşeronlara havale ediyorlar. Eren Holding de AKP taşeronluğuna soyunmuş durumda. Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren, Bitlis’te katıldığı bir panelde “Kalkınma devletle sağlanmaz. Bunu hangi ideoloji söylerse söylesin inanmayın.” Diye başladığı konuşmasını “ Ekonomiyi şu ya da bu şekilde özel sektöre bırakacaksın.” diye noktalamış. TTK’ nın özel sektör de olsa zarar etmeyeceğini de sıkıştırmış araya. Sovyetler Birliği’nin bile devletle kalkınmayı sağlayamadığını söylemiş ama; Sovyetler Birliği’ nin dağılması sonrasında ayrışan devletlerin ne hale düştüğüne halkların nasıl perişan olduğuna değinmemiş tabii ki. Küba ise hiç aklına gelmemiş anlaşılan. Her türlü ambargoya karşın işsizlik, eğitimsizlik, açlık, sağlık diye bir problemlerinin olmadığını bilmemesine imkan yok oysa.

EREN HOLDİNG’E ELEŞTİRİ

Ahmet Eren’in Hükümete ve Başbakan’ a yakınlığı biliniyordu da AKP iktidarının sözcülüğünü açıktan ve bu kadar çabuk yapacağı beklenmiyordu doğrusu. Kamu kuruluşlarından limanlara, yurt topraklarına kadar ülkede satılmadık değer bırakmak istemeyenlerle aynı zihniyet. Tarımdan sanayiye her alanda dışa bağımlı bir ülke yaratıldı AKP iktidarında. Özelleştirmeler sonucu işsizlik çığ gibi arttı. Yoksulluk-açlık ülke insanının ayrılmaz parçası haline geldi. Çevre Koruma Derneği Başkanı Meltem Gürbüz “ Zonguldak’ta mevcut termik santrallerin zararlarını yıllardır yaşıyoruz. Sanayi şehri olmayışımıza rağmen, sanayi atıklarının yarattığı kirliliği bertaraf edemiyoruz. Artık Zonguldak’ta insanların yaşam kalitesi iyice düşmeye başladı.(…) Ya Çatalağzı’nda yaşam alanları kaldırılsın ya da insanların temiz bir ortamda yaşayabilmesi için çözüm üretilsin. “ diyor ama belirli çevreden duyan yok her zaman olduğu gibi. Madenci kenti yok olmak üzere. Her geçen gün işsiz sayısı artıyor bu kentte ve bu durum para babalarının hırslarının da artması sonucunu doğuruyor. Çünkü biliyorlar ki işsizlerin sayısı ne kadar artarsa o kadar ucuz iş gücü sağlayacaklar, karlarına kar katacaklar ve de işsiz-aç insanların çevreyi, doğayı değil; önce ölmeyecek kadar da olsa karınlarını doyurabilecekleri iş peşinde koşturacaklarını çok iyi biliyorlar. Onun için Çatalağzı’nda kurulan termik santrale gelen tepkiler üzerine, çevreye verilen ve de verilecek olan zararlar ve artan kanser vakalarını üzerini “Bölge halkına istihdam sağladık.” Diye örtmeye çalışabiliyor Ahmet Eren. Madenlerde bırakın özelleştirmeyi, taşeronlaştırmalar sonrasın da bile daha fazla üretim ve kar hırsı nedeniyle iş güvenliği-işçi sağlığı ve normal çalışma koşulları göz ardı edilip işçilerin aşırı çalıştırılmaları sonucu meydana gelen ölümlü iş kazalarından da söz etmiyor tabii. Sadece 2010 yılında ve de kayıtlara geçirilebilen ölümlü kaza sayısı 110 bu ülkede. 17 Mayıs 2010’da 30 maden işçisi göz göre göre iş cinayetine kurban gitmedi mi peki? Olayın taşeronlaştırmanın kaçınılmaz sonucu olduğunu bilmeyen var mı? Ve de ölen işçilerin asgari ücretin biraz üzerinde ücretle çalıştıkları halde onu bile gününde alamadıklarını ya?

BOYUN EĞME

Bu gidişe dur demek isteyen Türkiye Komünist Partisi, halkı soyana, şifreciye, sansürcüye, röntgenciye, yağmacıya, oy hırsızlarına “ BOYUN EĞME” çağrısı yapıyor halkımıza ve bu boyun eğmeyenlerin oylarını istiyor. Ben de bu yüzden TKP Zonguldak Milletvekili adayıyım. Bencillere, zorbalara, kadın düşmanlarına, sınıfına ihanet edenlere bu halk tepkisini Türkiye Komünist Partisi’ne oy vererek gösterecektir.