Demokratik Sol Parti (DSP) Kdz.Ereğli İlçe Başkanı Mustafa Timur, Türkiye Cumhuriyeti'nin 93 yıllık tarihinin en kritik günlerinden geçtiğini açıkladı. Türk halkının, cumhuriyet ile birlikte yurttaş olma kimliğini kazandığına vurgu yapan Timur, siyasi tarihte demokrasinin askıya alındığı dönemlerden sonra ülkenin bugün, demokrasinin topyekün ortadan kaldırılması tehlikesiyle baş başa bırakıldığını belirtti. "Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım" ruhuna sahip Türk halkının içine hiçbir zaman sindirmeyi darbe gibi diktatörlük düzenlemesine de geçit vermeyeceğini ifade eden Timur şu ifadelere yer verdi:

 

"VEKİLLERİN İRADESİNİ DEĞİL..."

"Demokratik Sol Parti olarak karşı durduğumuz konu, antidemokratik seçim yasasıyla oluşturulmuş ve toplumun gerçek yapısının temsil edilmediği bir meclis eliyle, tamamen “hakim gücün” iradesi tahtında oluşturulmuş değişiklikler sistematiğinin Türkiye halkına kabul ettirilmeye çalışılmasıdır. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir anlayışı, sadece halkın oylarıyla meclise seçilmiş vekillerin iradesini değil, kuvvetler ayrılığı prensibinin ana ayaklarının tümünün iradesini beraberinde barındırır.

 

"BİR YETKE GÜCÜ YARATMAKTA"

Yürütmenin başı Cumhurbaşkanı olabilir ama, egemenlik bir Cumhurbaşkanı’nın  tek satırlık imzasına mahkûm edilemez. Türkiye Büyük Millet Meclisinde ana muhalefet partisinin de katılımıyla meşrulaştırılarak 339 oyla kabul edilen ve önümüzdeki süreçte halkın iradesine sunulacak olan anayasa değişiklikleri, bu milleti “birey/yurttaş” olmaktan çıkarıp, yeniden “tebaa/kul” statüsüne indirgeyecek bir yetki gücü yaratmaktadır.

 

"BU RİSKİ TAŞIYAMAZ"

Bu kabul edilemez. Türkiye bu riski taşıyamaz. Lakin sorun, bugün iş başında olan Cumhurbaşkanından ziyade, yerine seçilecek olanın elde edeceği sınırsız yetkilerle neler yapabileceğidir.

 

ÖRNEĞİN.         

Bugünkü Cumhurbaşkanı, “Tek millet, tek devlet, tek dil” diyor. Yerine gelen “Her türlü milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık” derse? Bugünkü Cumhurbaşkanı, “Anayasanın ilk dört maddesiyle sorunumuz yok” diyor. Yerine gelen “Millet istedikten sonra laiklik tabii elden gidecek” derse? Bugünkü Cumhurbaşkanı, “FETÖ terör örgütüyle amansız bir mücadele sürdürüyor ve sonuna kadar da mücadele edeceğiz” diyor. Yerine gelen “Gurbet hasrettir, bitsin artık bu sıla hasreti” derse? Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Kuvvetler ayrılığının yerine kuvvetler birliğini benimsemiş ve içine sindirebilen bir iktidar çoğunluğu ülkeyi geri dönülmez badirelere sürükleyebilecektir.

 

"HAYIR İÇİN ÇALIŞACAĞIZ"

Türkiye bu riski taşıyamaz. Demokratik Sol Parti cumhuriyetin, laikliğin, insan hak ve özgürlüğün, demokrasinin  teminatı ve güvencesidir. DSP 16 Nisan'da 'Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet' olarak kalabilmesi için halkın önüne getirilecek referandum sandığından KAHVERENGİ oyların çoğunlukta çıkması için  tüm örgütüyle beraber HAYIR denilmesi için var gücüyle çalışacaktır"