Geçtiğimiz yıl ortaya çıkan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tüm yaşamı değiştirdi. Yaşanan doğal afetler, olaylar, hatırlamak bile istenilmeyen bir yıl olarak akıllara gömüldü.

İnsanlar sıkıntılı, mutsuz, heyecansız.

Yağdı, yağacak, mikroplar kırılacak, neden henüz gelmedi? sorularına yanıt aranırken kar yağışı öyle bir geldi ki tüm gerçekleri bir kez daha gözler önüne serdi.

Uzun zamandır bölgemizde böyle bir kar yoğunluğu da görülmediğini unutmamak lazım.

İletişimden ulaşıma kadar pek çok konuda Ereğli olarak sınıfta kaldık, bunun faturasını da halk ödedi.

Gerçekten yazık günah!..

Elektrikler saatlerce gelmedi, günlerdir elektrik bekleyen hanelerimiz var. Beraberinde doğalgazlar çalışmadı, bazı bölgelerde su kesintileri yaşandı, ulaşım aksadı, telefon iletişimi kurulamadı.

Telefonlarımız susmadı, sosyal medya üzerinden dertli ve çaresiz olan vatandaşlar sürekli gazetecileri arayarak, ulaşarak, mağduriyetlerinin gündeme getirilmesini istedi.

Öfke yüksek.

Tepki çok.

Haklılar mı?

Kesinlikle.

Sözün bittiği yer.

Peki bunların sorumlusu kim?

Fotoğraf vermek için çırpınıp, mikrofon karşısında nutuk atıp, ziyaret üstüne ziyaretleri basına servis edip, sosyal medyada boy boy resimlerle "çalışıyorum" imajı yaratanlar hiç kusura bakmayın bunun sorumlususunuz....

Bu memleketin insanını kimse mağdur edemez, etmemeli.

Virüs nedeniyle evlerine mahkum olmak zorunda kalan vatandaşlar yaşanan başta elektrik kesintileri ile çıldırtma noktasına geldi.

Evlerinde battaniyenin altında çaresizce saatlerce bekleyen insanlar oldu.

Ya çocuklarımız.

Yazık günah değil mi?

Hepimiz bu kentte yaşıyoruz, hepimiz bu sorunlarla karşı karşıya kalıyoruz.

Sosyal medyaya bir bakın, vatandaşların öfkesini tepkisini bir görün.

Artık fotoğraf vermeyi, nutuk atmayı, koltuk mücadelesini, ötekileştirmeyi kenara bırakıp ortak sorunların çözümü noktasında hareket edin.

2021 Yılındayız.

Kdz.Ereğli'de elektrik, su, yol, iletişim sorunlarının çoktan çözülmesi gerekiyordu.

Herşeyi devletten beklemek yerine kentin yöneticileri bu sorunları tespit ederek, çözümü noktasında ilgili kurumlar, kuruluşlar, bakanlıklar, yetkililere taşımalı ve sonuçlandırıncaya kadar da peşini bırakmamalı. 

YIKTIĞINIZ KADAR YAPIN DA...

Gerçekten de bir de şöyle bakın hükümet konağını yıktılar başka bir alana taşıdılar, yapılacaktı, kaldı.

İlçe Emniyet Müdürlüğü binasını yıktılar, aylık bir dünya para ödenen Kepez tarafına götürdüler, kaldı.

Ereğli Devlet Hastanesi'nin eski binalarını anında yıktılar, aylarca bekledi, yine hayırseverlerin desteği ile birşeyler yapılmaya çalışılıyor.

Mevcut otel konforundaki Ereğli Devlet Hastanesi, Ereğli ve Alaplı dahil olmak üzere on binlerce insana sağlık hizmeti veriyor.

Bir anjiyo bile yapılamıyor.

Yanık ünitesi yok.

Yoğun bakım çocuk ünitesi kısıtlı.

Bazı makinalar ömürlerini tamamladı, gitti, gidecek.

Devrek yol ayrımında harika bir akıllı kavşağımız var!..

Trafik günün büyük bir bölümü pert, nasıl bir akıllı kavşak ise!..

Sorunlar, sorunlar, sorunlar...

Yeter artık...

Aldığınız maaşın, oturduğunuz koltuğun hakkını verin.

Bu halka bu faturaları ödettirmeyin.

Bu halk size sonra bunun bedelini ödettirir, tarih olur gidersiniz...

Not: Bunu daha önce de dile getirmiştim, burada da açıkça dile getireyim, Ankara'dan Ereğli'yi sorunsuz, sıkıntısız bir ilçe olarak görüyorlar. Bir çoğu bu bölgenin sorunlarından bile habersiz. Devletimizin, siyasetin bir denetmeni kimseye haber vermeden gelip bu kenti dolaşsa, vatandaşlarla sohbet etse, yaşananları görse.

İnanıyorum ki Ereğli'yi tepeden tırnağa değiştirir....

Mustafa Kemal Bektaş