CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya, CHP heyetinin Zonguldak’ta meydana gelen ve saatler sonra 9 maden işçisinin sağ olarak çıkarıldığı göçük ile ilgili tespitlerine ilişkin açıklamada bulundu.

 

CHP HEYETİ: Yeraltı madenciliğinin devlet eliyle yapılması gerektiği, Zonguldak’taki gibi çok sayıda kaçak ya da güvensiz özel maden alanlarında çalışanların iş güvencesini sağlayacak gerekli tedbir ve yatırımların ancak kamu gücüyle yapılabileceği, maden ruhsatlarının işletme izin belgelerinin elden ele geziyor, kişiden kişiye devrediliyor kiralanıyor oluşunun son derece güvensiz bir yapı ortaya çıkardığı açıktır.

 

 

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya, Zonguldak’ta meydana gelen ve saatler sonra sağ olarak kurtarılan 9 maden işçisinin yaşadığı göçük olayına ilişkin açıklamalarda bulundu, madencilik sektörüne ilişkin çarpıcı tespitlere yer verdi. Konuya ilişkin Akkaya tarafından gönderilen yazılı açıklama şu şekilde: Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya;  Manisa Milletvekili Özgür Özel, Zonguldak Milletvekilleri Mehmet Haberal ve Ali İhsan Köktürk ile birlikte; 12 Ağustos 2014 tarihinde; göçük haberi kamuoyuna yansır yansımaz Zonguldak merkez Dilaver mahallesindeki maden ocağına giderek yerinde incelemelerde bulundular. CHP Heyeti daha sonra Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alınan maden işçilerini tek tek ziyaret etti. Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu telefonla arayarak maden işçisi Ferhat Mankır ile görüştürdü. Kılıçdaroğlu, maden işçisine geçmiş olsun dileğinde bulundu. Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya ve Milletvekillerimizden oluşan CHP Heyetinin kazanın yaşandığı maden ocağında yaptığı araştırma ve incelemeler sonucu belirtilen durumlar ve eksiklikler tespit edilmiştir:

 

KAÇAK MADENLER DAHA NİCE HAYATLARI SÖNDÜRÜR!

Zonguldak'taki facia bu kez ucuz atlatılmış durumdadır. Bu kazanın sorumluları ise, 2013'te ocağı kapatıp, sonra başıboş bırakan, takip etmeyen Çalışma ve Enerji Bakanlığıdır. Zonguldak'ta ve Türkiye'de daha kaç ocak var bu şekilde henüz bilinmiyor ve yeni faciaların yaşanması an meselesidir! Eğer tedbir alınmazsa bu tip kaçak ocaklar daha çok ocak söndürecektir.

 

İŞÇİLER BİLE KAÇAK OLDUĞUNU BİLMİYORMUŞ!

Çalışma Bakanlığı bu madeni kapatmış ama sonra denetlememiştir. Göçükten kurtulan işçiler, kaçak bir madende çalıştıklarını ancak göçükten çıkarıldıklarında anlamışlardır. Maden ocağı  kaçak olduğu için kaza gizlenmiştir ve ancak 9 saat sonra göçük altındaki bir madencinin babasının emniyeti araması ile ortaya çıkmıştır. Oysa Türkiye’nin maden kazalarındaki en uzman tahlisiye ekibi sadece 10 kilometre uzaklıktadır. Ama uzun süre bu göçük yetkililerden gizlenmiştir. Çünkü maden ocağı kaçak işletilmektedir.

 

BAKANLIK RUHSATLARINI İPTAL ETTİĞİ TÜM MADENLERİ YENİDEN DENETLEMELİ!

Madenciler, ‘Biz burayı yasal bir maden sanıyorduk. Sigortamız yatıyordu. 1200 TL maaş alıyorduk’ diyorlar. Zabıtalar mühürledikleri kahvehaneyi bile denetlemektedirler. Burada ise Şubat ayından beri kaçak üretim yapılmaktadır. 2013 yılında bu maden ocağı kapatılmış ama burada şöyle bir eksiklik bulunmaktadır. Zabıtanın 1 hafta kapattığı kahvehane kaçak açılmasın diye kahvehaneye bile denetim yapılırken, Bakanlık kapattığı maden ocağı ile ilgilenmemekte hatta ve hatta yok saymaktadır. Bakanlık, ruhsatını iptal ettiği tüm madenleri yeniden denetlemeli, kim bilir diğer madenlerde manzara ne durumdadır?

 

“AL SEN BU MADENİ İŞLET”

Orada çalışan kişiler bir başka şirkette sigortalanmıştır. Aslında o şirketin mühürlenen madeni burası ama şirket üzerinden işçiler sigortalı görünmektedir.  Yani elden ele bir sistem var ve şirket “Al sen bu madeni işlet, ne çıkartıyorsan çıkart, bana da şu kadar para ver” denmektedir.  Manisa Somadaki madenlerde çok sayıda dayıbaşı varken, burada dayıbaşını madenin kaçak işletmecisi olarak görülmektedir. Kapatılmış maden bu dayıbaşına verilmiş, işçiler ise esas şirket tarafından sigortalatılmıştır.

 

KAÇAK OCAKLARI TAKİP EDECEK SİSTEM KURULMALI

Burada yeni sistemler geliştirmek gerekir. Örneğin, menşe belgesi diye bir şey olması lazım ki, kaçak ocakların önüne geçilebilsin. Yani her kömür götüren bu kömürü satamamalıdır. Kapsamlı bir takip sistemine ihtiyaç duyulmaktadır. Aksi halde bu kaçak ocaklarda ne ilk ne de son kaza olacaktır. Çok açık olarak görülüyor ki kömürün nerden hangi zaman diliminde çıkartıldığının kodlanması ve takip edilmesi için bir sistem şarttır.

 

FINDIK TOPLAMAYA GİDER GİBİ

KÖMÜR ÇIKARTMAYA GİTMİŞLER

Hastanede ziyaret edilen işçilerin kıyafetlerinden ayakkabılarına kadar üzerlerindeki hiçbir şey madenlerde giyilmesi gereken giysilerden değildi. CHP Heyetinin gördüğü işçilerin ayaklarındaki standart madenci çizmesi değildi, bildiğimiz normal tarla çizmesi idi. Üstlerindeki kıyafet madenci kıyafeti değildi. Edinilen bilgiye göre madenciler Yanmaya, yaralanmaya koruyacak özel kıyafet yerine günlük kıyafetlerle çalışıyorlar. Ferdi kurtarıcıları, karbonmonoksit ya da oksijen maskeleri ise yok! İşçilerin yakınları, madencilerin zaman zaman kasksız dahi çalıştıklarını söyledi. Kesinlikle eğitim almadıkları, mevzuattan haberlerinin olmadığı ise yapılan görüşmelerde açıkça ortaya çıktı..

 

METAL OLMASI GEREKEN HER ŞEY AHŞAP VE ÇÜRÜK

İşçiler çalıştıkları yerin kapatılmış bir maden olduğunu bilmemektedirler. Bunu araştıracak soruşturacak bilinç düzeyinde olmadıkları da gözlemlenmiştir. Ayrıca böyle bir şeyi patrona dahi soracak durumda değiller. “Nasıl soralım ekmeğimizin peşindeyiz” diyorlar. 1200 TL maaş alıyorlar, sigortalılar ama sendikaları yok. Ölümle sürekli burun buruna olduklarını ifade ediyorlar.  Madenin, hava sirkülasyonunu da sağlayacak, ana yolda bir göçme olması halinde alternatif çıkış olarak kullanılacak ikinci bir girişi yok. Ocakta yapılan incelemelerde metal olması gereken her şeyin ahşap ve çürük olduğu tespit edilmiştir.

 

BAKANLIK TIPKI ŞIRNAK’TAKİ GİBİ

BURADA DA SORUMLULUK ALMIYOR

Dün Bakanlığın madenin mühürlü olduğunu açıklaması da, geçtiğimiz aylarda madencilere mezar olan Şırnak açıklamasının bir benzeri, aynı zihnin ürünüdür! O günlerde Enerji Bakanının yaptığı Şırnak açıklamasındaki “kaçak çalışıyorlar, oraya maden diyemeyiz” ifadesinde olduğu gibi, sorunun ta kendisi işte budur! Kaçak da olsa, mühürlü de olsa buralar Bakanlığın sorumluluğundadır

 

KAÇAK OCAKLAR DİNAMİTLENEREK KAPATILMALI

Burada görüşülen uzmanlar kullanılmamak üzere kapatılmış olan madenlerin dinamitle girişlerinin göçertilmesi durumunda buralara yeniden girilemeyeceğini, bu şekilde kapatılması gerektiğini ve bunun kontrol edilmesi gerektiğini belirtmişlerdir ama Bakanlık böyle bir denetimi nedense yapmamaktadır. Türkiye’de bu tip kaç kaçak maden var kimse bilmemektedir. Tehlike kapıda, ama ne yazık ki Bakanlık bu sorumluluğu üstlenmiyor.

 

ORTA ÇAĞ MANTIĞINDA ÇALIŞAN İLKEL OCAKLAR

Temel tespit ve çözüm önerimiz olarak; yer altı madenciliğinin devlet eliyle yapılması gerektiği, Zonguldak’taki gibi çok sayıda kaçak ya da güvensiz özel maden alanlarında çalışanların iş güvencesini sağlayacak gerekli tedbir ve yatırımların ancak kamu gücüyle yapılabileceği, maden ruhsatlarının işletme izin belgelerinin elden ele geziyor, kişiden kişiye devrediliyor kiralanıyor oluşunun son derece güvensiz bir yapı ortaya çıkardığı açıktır. Maden ruhsatlarında ve maden işletmelerinde oluşan ikinci ve üçüncü el piyasa en sonunda insanların hayatını doğrudan tehdit eder hale gelmiş ve Orta Çağ mantığında çalışan ilkel ocakları ortaya çıkarmıştır. Sorunun tamamen yapısal olduğu, ilgili Bakanlıkların ve hükümetin hatalı politikalardan kaynaklandığı açıktır.  Tespitlerimizi  ve çözüm önerilerimizi kamuoyu ile paylaşırız”

 

 

(Haber Merkezi)