En son Pamukova’da 800 tavuğun bekçiliğini yapan cane corsa tipi köpek dere yatağında vurulmuş olarak bulundu…

Sahibi Ramazan Canbaz 4 gün önce ortadan kaybolan köpeğini aramadık yer bırakmamıştı… “Köpeğini vurdular” diye ihbar alınca telaşla verilen adrese gitti… Ama gördüğü manzara karşısında şoke oldu… Tavuklarının bekçisi öldürülmüştü…

Köpeğini öldürenin izini sürüp bulan Ramazan Canbaz, “Bu can insandan farksız…” diye feryat ederek yapanın cezalandırılması için şikayetçi oldu… Canbaz, köpeğini öldürenin jandarmaya “tavuklarıma saldırdı” dediğini belirterek “Bahçesinde iz yoktu. Köpeğimi dışarda vurmuş. Bu canilerin, böyle vicdansız insanların cezasız kalması hepimize büyük bir acı olur” diyerek hayvanlara eziyet edenlere, öldürenlere ağız ceza verilmesi gerektiğini söylüyor

Ki haklı…

Ama maalesef Canbaz’ın köpeği bu ülkede öldürülen, eziyet edilen ne ilk, ne de son hayvan olacak… İnsanın insana yaptığı şiddet hemen her gün medyada daha da artarak yer alırken hayvanlara yönelik şiddet haberleri de inanılmaz şekilde tırmanışta; “Kedinin bacağı kesildi”, “Köpek arka ayaklarından vurulmuş olarak bulundu”, “Kuğuyu vurdular”  vs, vs…

Hatırlar mısınız; geçenlerde Muğla’nın Menteşe İlçesi Çiftlik Köyü’nde keçi besiciliği yapan 66 yaşındaki Kemal Dural “fazla ekmek yediği (günde 5 tane)” için sahip olduğu çoban köpeğini acımasızca tüfekle ateş ederek öldürmüştü…

Çoğu insan evlerine bir kedi, köpek alıyor hevesle… Ancak bir süre sonra gönlü geçince sokağa terk ediyor… Eline tüfeği geçiren hayvanların üzerinde deniyor… Hayvanlara çeşitli şiddet uyguluyor… Acımasızlık almış başını gidiyor…

Biz Umut Vakfı olarak; sadece insana yönelik değil hayvana yönelik artan şiddetin de durdurulması, magandaların, bu acımasız insanların cezalandırılması için tüm yetkili ve ilgilileri göreve çağırıyoruz:

“BU VAHŞETİ DURDURUN…” “CEZALANDIRIN…” “YASAL DÜZENLEME YAPIN…”

***

Vahşi ve acımasız insanların arttığı günümüz dünyasında; tüm canlıların haklarını korumak için yasal düzenlemelere ihtiyaç var ki; 65 Baro da, “Hayvan Hakları Kanunu” için ortak bir bildiri yayımlayarak bu konuda gereğinin yapılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni göreve çağırdı…

“Hayvanların eşya kapsamından çıkarılması, hayvanlar üzerindeki sömürü, zulüm ve şiddete son verilmesi için Meclis bir an önce görevini yerine getirmelidir” denilen açıklamada şu öneriler yer aldı:

 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda hayvanlar “doğuştan gelen haklara sahip, hissedebilen, duyguları olan bireyler” olarak tanımlanmalıdır. “Doğal hayatı ve hayvanları korumak” devletin yükümlülüğü olarak düzenlenmeli ve 56. madde bu kapsamda genişletilmelidir.

  • Mevzuatta türcülüğe sebep olan her türlü tanım ve ayrıma ve bu kapsamda sahipli-sahipsiz hayvan, deney hayvanı, ev ve süs hayvanı gibi ayrımlara son verilmelidir.
  • İnsanlara karşı işlenen ve TCK’da tanımlanan kötü muamele, işkence, yaralama, cinsel istismar, cinsel saldırı ve öldürme suçları hayvanlar için de tanımlanmalı; ayrıca dövüştürme, güreştirme, bir hayvan neslini yok etme suçları da hayvanlar için özel hükümler olarak yasaya eklenmelidir.
  • Acımasız ve zalimce işlenmesi, hamile, engelli, yaşlı ya da yavru hayvana karşı işlenmesi ve görevi gereği hayvanlara bakmak ve korumakla yükümlü kişiler tarafından işlenmesi durumları dikkate alınarak; suçun nitelikli halleri düzenlenmelidir.
  • Hayvana yönelik şiddet fiillerinin taksirli halleri de ceza kapsamına alınmalıdır.
  • Cezaların alt sınırı belirlenirken, denetimli serbestlik ve infaz hükümleri göz önünde bulundurularak, toplum vicdanını rahatlatacak cezalar öngörülmelidir. Verilecek cezaların, adli para cezasına çevrilmemesi, ertelenmemesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve seçenek yaptırımlara çevirme hükümlerinin uygulanmaması hususunda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Cezaların alt sınırı en az 3 yıldan başlatılarak failler hakkında takdiri indirim uygulanmamalıdır.
  • Hayvan hakkı ihlallerinde görevi kötüye kullanma suçu bakımından fail hakkında soruşturma izni aranmamalı, cumhuriyet savcıları resen yetkili kılınmalı, savcılıklarda hayvan hakkı ihlalleri soruşturma büroları kurulmalıdır.
  • Hayvanlara kötü muamele ve işkence eden, cinsel istismar ve cinsel saldırıda bulunan; hayvanları kasten yaralayan ve öldüren şahıslar hakkında psikolojik/psikiyatrik tedavi alınması şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmalı ve bu şahısların tedavi görmesi sağlanmalıdır.
  • Motorlu taşıtlarla hayvana çarpan kişilerin, taksir durumları değerlendirilerek ehliyetlerine geçici süreli el koyulmalıdır.
  • Çarpmış olduğu hayvanı ölüme terk edenler hakkında, ceza yasasında düzenlenecek olan hayvan öldürme fiilinin ihmali davranışla gerçekleştirilmiş olduğu kabul edilerek; verilecek ceza, oluşan netice kapsamına göre belirlenmelidir.
  • Belediyelerin gerçekleştirdiği hayvan hakkı ihlallerinin caydırıcı yaptırımlara tabi tutulması ve belediyelerin bakımevlerinin devamlı olarak denetlenmesi sağlanmalıdır. 5199 Sayılı Kanun’un 6. Maddesi değiştirilmemeli ve bu madde başta olmak üzere, kanun ve yönetmelikten kaynaklı görev ve yükümlülüklerini yerine getirmeyen belediyelere caydırıcı yaptırımlar uygulanmalı; belediyelere bu ihlali gerçekleştiren, görevi gereği hayvana bakmak ve hayvanı korumakla yükümlü olan şahıslara rücu hakkı tanınmalıdır. Her belediyenin tedavi ve kısırlaştırma merkezleri kurması, bakımevlerindeki şartlarını iyileştirmesi, 7/24 ambulans, veteriner hekim, tekniker ve teknik donanım bulundurması gerekmektedir. Bakımevlerindeki hayvanların bakım ve tedavileri için yaptırımlardan elde edilen gelirlerden bir fon oluşturulmalıdır. Bakımevlerinde 7/24 kamera kaydı alınarak çevrimiçi canlı izlenme sağlanmalı, gönüllülerin bakımevine girişlerinin engellenmemesi konusunda uyarılar yapılmalı ve şeffaflık sağlanmalıdır.
  • Belediyelerin bakımevi kurmamalarına sebebiyet veren ve hayvanların ölümüne yol açan mobil kısırlaştırma yasaklanmalıdır. Her belediye bünyesinde tedavi ve kısırlaştırma merkezleri kurulmalıdır. Havai fişek gösterileri, gürültü kirliliğinin yanı sıra, kimyasal ve zehirli gazların havaya karışmasıyla birlikte canlıların sağlığını ve yaşam alanlarını olumsuz etkilemekte, özellikle kuşlar olmak üzere birçok canlının ölümüne neden olmaktadır. Bu nedenle; havai fişek gösterileri kesin olarak yasaklanmalı, bu yasağı ihlal edenler hakkında yaptırım uygulanmalıdır. Pet-shop, üretim çiftlikleri ve canlı hayvan ticareti tamamen yasaklanmalıdır. Hayvanların barınaklardan yuvalandırılmaları teşvik edilmeli ve yuvalandırma yapılacak kişilere kanunla düzenlenecek yuvalandırma prosedürü uygulanmalıdır. Yuvalandırma yapılacak kişilerin hayvan sağlığı ve bakımı konusunda eğitimden geçmesi sağlanmalı, hayvanları terk edenler hakkında caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır. Yasaklı ırklar kavramı kanundan çıkarılmalı, mizaç testi gibi bilimsel araştırmalar yapılarak hayvanların rehabilitasyonu sağlanmalı, yalnızca yasaklı/tehlikeli ırk olduğu söylenerek hiçbir tehlike arz etmediği halde el konulan köpeklerin ailelerine geri verilmesi sağlanmalıdır. Köpekleri ömür boyu kafeslere hapsetmek yerine, onları saldırgan hale getiren şahıslar hakkında yaptırımlar uygulanmalıdır.

İlgili ve yetkililerin; hayvan hakları savunucularının önerilerini dikkate alarak çalışmalar yapacaklarını umuyoruz…

İyi Haftalar

Umut Vakfı