Kdz. Ereğli İlçe Milli Eğitim Müdürü Turan Akpınar, Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle bir açıklama yaptı.

Akpınar, “19 Mayıs, Milletimizin kendisine vurulmak istenen esaret zincirlerini parçalayıp atma kararlılığının ilk kıvılcımıdır. 19 Mayıs, aynı zamanda millete olan inancın adıdır. 19 Mayıs çarenin ancak millette bulunduğunu anlatmanın ve çareyi millette aramanın anlamlı göstergesidir” dedi.

Konu ile ilgili yapılan açıklama şu şekilde:

“19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramını, bir kez daha, huzur ve güven içinde,  sevinç ve coşku ile kutlamanın engin mutluluğunu ve kıvancını yaşıyor, sizleri en içten duygularımla selamlıyorum. Bayramınız kutlu olsun.

19 Mayıs; 1981 yılından bu yana Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı olarak da kutlanmaktadır. Bunun nedeni Atatürk’ün bir söyleşi sırasında: "Ben 19 Mayıs'ta doğdum" demiş olmasıdır.

19 Mayıs, Milletimizin kendisine vurulmak istenen esaret zincirlerini parçalayıp atma kararlılığının ilk kıvılcımıdır. 19 Mayıs, aynı zamanda millete olan inancın adıdır. 19 Mayıs çarenin ancak millette bulunduğunu anlatmanın ve çareyi millette aramanın anlamlı göstergesidir.

Türk Milleti Birinci Dünya Savaşı sonrasında kötüleşen koşullar içinde kurtuluş çareleri ararken büyük bir lider Mustafa Kemal Atatürk ortaya çıktı ve Samsun’a ayak basarak “Kurtuluş” yolunu açtı. Dolayısıyla Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 tarihlerinde İstanbul’dan başlayan yolculuğu bir kurtuluş dönemini simgeler. Samsun’a ayak basışının taşıdığı önem Atatürk’ün Büyük Nutku’nu 19 Mayıs 1919 Samsun’a çıkışı ile başlatmasından anlaşılmaktadır.

Bundan 91 yıl önce Mustafa Kemal “Milli Kurtuluş Hareketlerini” örgütlemek için 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a ayak bastığında azimliydi, kararlıydı, kalbi inançla doluydu. Başaracağından emindi.

Yıllar sonra Türk Gençliğine hitabesinde “Bir gün İstikbal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin” derken Samsun’a ayak bastığı günlerdeki kendisini ve birlikte hareket ettiği yakın arkadaşlarının ruh halini tarif ediyordu.

Mustafa Kemal ATATÜRK azmi, kararlılığı ve inancı ile başlattığı Milli Mücadeleyi, her türlü olumsuzluğa rağmen, dünyaya parmak ısırtacak kadar olağanüstü bir başarı ile zaferle taçlandırmış ve Osmanlının yıkık, dökük külleri arasından Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmuş ve bu büyük emaneti gençliğe vermiştir. Yine Aziz Atatürk 1927’de millete seslenerek “Gençliği yetiştiriniz. Onlara bilim ve irfanın olumlu düşüncelerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız.” diyerek emanet ettiği gençliğin ulusal kaderimizdeki yerini ve önemini vurgulamıştır.

Atatürk Millî Mücadele sıralarında Türk milletini ileri götürecek olanların genç fikirler olduğunu görmüştü. Bu nedenle de “gençlik” kavramı Atatürk için ayrı bir önem taşımaktadır. Atatürk gençlerden sık sık bahsederken, yaş sınırı dışında fikir olarak gençliği yani, fikirde yeniliği ifade etmiştir. O’nun şu sözü çok anlamlıdır: “Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir.”

Gençlik kuvvettir. Gençlik gelecektir. Gençlik bir milletin kaderidir.

Geleceğimizin teminatı, geleceğimizin aydınlığı sevgili gençler… 19 Mayıs 1919’dan bugüne, güçlenerek, gelişerek gelen ve sizlere emanet edilen modern ve genç Cumhuriyeti sizler yücelteceksiniz. Vatan, bayrak, millet sevginiz, tarih ve insan sevginiz, akıl ve idrakiniz, çağdaş bilim ve teknoloji, gücünüzün kaynağı olacaktır.

Sizler, ülkemizin sadece zenginliği değil, aynı zamanda dinamizminin ve değişim potansiyelinin de kaynağısınız. Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip olmak bizler için büyük bir imkân ve fırsattır.

Bu imkânın değerlendirilmesi ve milletimizin gençlerin omuzlarında yükselebilmesi sizlerin yarınlara kültür, dil, tarih şuuruna sahip; özgür düşünceli, toplumunun ve evrensel anlayışın doğrularından haberdar olan donanımlı ve yetenekli kişiler olarak yetiştirilmenize bağlıdır.

Bunu başardığımız takdirde, yakın bir gelecekte ülke yönetiminde söz sahibi olacak, ülkemizi yüce Önder’in gösterdiği muasır medeniyet seviyesine çıkarmak için sizler de çalışacaksınız. Bu konuda size olan güvenimiz tamdır.

Atatürk’ün şu sözleri hepimiz için bir rehber olmalıdır: “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir”.demiştir. Atatürk’ü anlamak, yaşadıklarını ve fikirlerini bilmekle mümkündür. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında yaşanan zorlukları her zaman göz önünde tutarak, 19 Mayısları coşkuyla kutlamalıyız.

Bu duygu ve düşüncelerle Büyük Önder ATATÜRK’ü ve arkadaşlarını, vatanımız için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi, şükranla, minnetle anıyor, hepimizin bayramını kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”