Cumhuriyet Devletinin kurduğu Çates’i satmaya kalkanlara Zonguldak’ın hükümetler deviren 
şanlı tarihi hatırlatıldı.

 

İşçi Partisi (İP) MKK Üyesi Mehmet Akkaya, Mart 2013 tarihli  Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla ÇATES’in ‘varlık satışı’ yöntemiyle satılacağına vurgu yaparak  “1990’larda da ÇATES’i satmaya çalıştılar. O zaman satamadılar. Satamayınca da yıkmaya çalıştılar. 20 yıldır teknolojisini yenilemediler. Çürümeye terk ettiler. ÇATES ise, Cumhuriyetin yıkılamayacağını göstermek için olsa gerek, hala dimdik ayaktadır ve enerji üretmeye, bölge halkının geçim kaynağı olmaya ve TTK’nın asıl müşterisi olmaya devam etmektedir. 1990’larda satamayan özelleştirmeci Hükümetler, şimdi tekrar kolları sıvadılar.  Ama hevesleri kursaklarında kalacak. Emperyalistlerin de, onların işbirlikçisi olan Cumhuriyet ekonomisinin yıkıcılarının da istedikleri olmayacak” dedi.

 

TAŞ ÜSTÜNE TAŞ BIRAKMIYORLAR
Akkaya  “Türkiye Cumhuriyeti Devletini tasfiye etmeye çalışan AKP, Cumhuriyetin ekonomisine de düşmanca saldırıyor. 11 yıldır, bir tek çivi çakmadılar, bir tek fabrika inşa etmediler. Cumhuriyetin yaptığı bir tek fabrika kalmasın diye, varını yoğunu satıyorlar.  Enerji sektöründe, dağıtımın tamamını sattılar. İletimi satıyorlar. Hidroelektrik ve doğalgaz Termik Santrallerini satıyorlar. Hamitabat, Seyitömer ve Kangal Termik Santrallerini sattılar. Akarsuları bile sattılar, satmaya devam ediyorlar. Yatağan, Soma, Kemerköy ve Yeniköy Santrallerini satmaya hazırlanıyorlar.  Sadece kamuda değil, enerji sektöründe de taş taş üstünde bırakmamaya çalışan bu Hükümet, şimdi de gözünü ÇATES’e dikti” sözleriyle başladığı yazılı açıklamasında görüşlerini şöyle dile getirdi:

 

VARLIK SATIŞI
19 Mart 2013 tarihli Resmi Gazete’nin tebliğinden anlıyoruz ki, özelleştirme Yüksek Kurulu, 15 Mart 2013 tarihinde, 2013/56 Sayılı Kararla, ÇATES’i özelleştirme kapsamına almış. 2015 Yılı sonuna kadar, ÇATES’de taş taş üstünde kalmasın istiyorlar. Sadece santrali değil, taşınmazlarını da “varlık satışı” yöntemiyle satacaklarmış.
ÇATES’in satılması işçinin köleleştirilmesi demektir
ÇATES, sadece çalışan 900’e yakın işçi ve memur için önem taşımıyor. 
ÇATES’in satılması, sadece işçilerin işini kaybetmesine yol açmayacak. Çalışma şansı bulanların asgari ücretli köleler olmasına, sendikal örgütlülüklerini, toplu sözleşme olanağını kaybetmelerine yol açmayacak.
Telekom satılırken tam 20 bin işçi tasfiye edildi.
Sümerbanklar satılınca 33 bin işçi işini kaybetti.
TÜPRAŞ, ERDEMİR, Petrol Ofisi ve Kardemir’de 12 bin işçi işini kaybetti.
İşçiye veriyoruz diye kandırdıkları Kardemirde işçi köle oldu, daha 2 yıl önce 330 işçi işten atıldı.
İSDEMİR’de işçiye verilen %11 hisseye işveren el koydular. İşçi sayısı 11 binden 4 bine düşürdüler.
Satıldıktan sonra daha fazla işçi çalışan, işçinin daha iyi ücret aldığı, sosyal haklarının iyileştirildiği bir tek örnek gösterilemez. 
Özelleştirme işçi düşmanlığıdır. Azgınca sömürüdür. 5 kişinin işini bir kişiye yaptırmak, toplu sözleşme ve sendika olanağını yok etmektir.

 

ÇATES’in satılması esnafın da ölümü demektir.
Azalan ve daha az ücret alan işçi, esnafa uğrayamaz hale gelecektir. Tek müşterisi işçi ve köylü olan esnaf, satıştan sonra siftah yapamadan dükkanını kapatacaktır. 

 

ÇATES Cumhuriyet demektir. 
ÇATES, Termik santrallerin ilkidir. Kuruluşu 1946’lara dayanmaktadır. Cumhuriyet devleti,  ÇATES’i, Zonguldak kömürünü yakıt olarak kullansın diye Çatalağzı’nda yapmıştı. Hem ulusal enerji birikimine katkı yapılacak, hem de kömürümüz değerlendirilmiş olacaktı.
Cumhuriyet devleti yaptı, emperyalistlerin isteklerini emir sayan özelleştirmeci hükümetler ise yıkıyor, satıyor, kapatıyor.
1990’larda da ÇATES’i satmaya çalıştılar. O zaman satamadılar. Satamayınca da yıkmaya çalıştılar. 20 yıldır teknolojisini yenilemediler. Çürümeye terk ettiler. ÇATES ise, Cumhuriyetin yıkılamayacağını göstermek için olsa gerek, hala dimdik ayaktadır ve enerji üretmeye, bölge halkının geçim kaynağı olmaya ve TTK’nın asıl müşterisi olmaya devam etmektedir.
1990’larda satamayan özelleştirmeci Hükümetler, şimdi tekrar kolları sıvadılar. 
Ama hevesleri kursaklarında kalacak. Emperyalistlerin de, onların işbirlikçisi olan Cumhuriyet ekonomisinin yıkıcılarının da istedikleri olmayacak.

 

ÇATES’in satılması, Zonguldak’ın ve 
TTK’nın ölümü demektir. 

TTK kömürün esas alıcısı ÇATES’dir. Üretilen kömürün % 70’ini ÇATES kullanmaktadır. ÇATES’inbir ünitesinin altı ay çalışmaması, 1.500 TTK işçisinin işini kaybetmesine yol açmıştı. ÇATES’in satılması, 17 bin 500 kömür işçisinin de işini kaybetmesi olacaktır. 200 yıl yetecek kömürümüzün, emperyalist amaçlarla lağv edilmesidir.
ÇATES’in satılması, Zonguldak havzasındaki 110 bin kişinin geleceğini yok etmektir. 1990’larda özelleştirmecilerin, ithal kömür için kapatmak istedikleri TTK Kömürünü yok etmektir.
Daha bu günden ithal kömür kentimizi işgal etmiştir. TTK’nın üretimi yıllık 2 milyon tona düşürülürken, ithal kömür 9 milyon tona çıkarılmış 1980’lerde 42 bin işçinin çalıştığı ocaklardaki işçi sayısını özel ocaklarla beraber 17 bine düşürdüler.  
Zonguldak’ı yok etmektir. İşsizliğin patlamasına, göçlerin hızlanmasına ve Zonguldak’ın köye dönüşmesine yol açmak demektir.

 

ÇATES milli enerji denektir.
Enerji devlet eliyle işletilmesi şart olan stratejik bir sektördür. Enerji, para babalarına, sermaye sınıfının özel çıkarlarına ve onların keyfine bırakılamayacak önemdedir. Bu yüzdendir ki Cumhuriyetin kurucuları Enerji sektörünü devlet eliyle kurmuş ve devlet eliyle işletmişlerdir.

 

Hodri meydan diyoruz
İşçi Partisi, ÇATES’in satışına izin vermeyecektir. 
Cumhuriyetimizi yıkmaya, Cumhuriyetin ekonomisini yıkmaya, fabrikalarımızı peşkeş çekmeye çalışanlar, hüsran olacaktır.
İşçi Partisi kolları sıvamıştır. Zonguldak halkıyla, işçisiyle, sendikalarıyla, Çatalağzı halkı ve esnafı ile, “ÇATES kalesi” oluşturacaktır.
Özelleştirmeciler, Zonguldak’ın hükümetler deviren o şanlı tarihini unutmuş görünüyor. Unuttularsa bir kez daha hatırlatacağız. 
“Hodri meydan” diyoruz.  Halep oradaysa arşın buradadır.
Emperyalist emelleriniz, Zonguldak kalesinde parçalanacaktır.