Alaplı AKP İlçe Başkanı Faruk Çaturoğlu, basın toplantısı düzenleyerek genel ve yerel gündem ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
AKP Yönetiminin Zonguldak İl Başkanı Hamdi Uçar başkanlığında güneydoğu ziyaretini değerlendiren Çaturoğlu, "Terör örgütünün amaçlarıyla bizim Kürt kökenli vatandaşlarımızın sorunu aynı değildir. Türk siyaseti kendini popülizmden kurtarmalıdır. Bu gün orta da şehitleri, şehit yakınlarını, gazileri Atatürk'ü istismar eden bir tavır var. Demokrasi bir arada yaşamanın garantisidir, bölünmenin değil. Ak Parti Türkiye'nin her tarafından oy alan tek partisidir. Dolayısıyla Türkiye'nin birliğinin teminatıdır" dedi.
Çaturoğlu'nun açıklaması şu şekilde:

ZARARI SIFIRA İNDİRME SÜRECİ
"Genel merkezimiz ve hükümetimizin şüphesiz en önemli gündem konusu "Demokratik açılım diğer bir anlatımla Milli Birlik ve Kardeşlik Projesidir. Bu amaçla Zonguldak İl Başkanımız Hamdi Uçar başkanlığında güneydoğu illerine kardeşliği pekiştirmek için bir gezi düzenlemiştir.  Pazar günü 81 ilde bu konuyla ilgili danışma toplantıları yapılmıştır. Zonguldak'ta ki toplantıya milletvekilimiz sn. Polat Türkmen ve konuşmacı olarak Genel Merkez Teşkilat başkan yardımcısı Çorum Milletvekili sn. Agâh Kafkas katılmışlardır.
Bu çalışmanın hedefi milli birlik ve kardeşlik projesi,süreç demokratik açılım sürecidir.Yakın tarihimiz bize çok net olarak göstermiştir; sorunları yok saymak,sorunları ortadan kaldırmıyor,tam tersine daha da karmaşık hale getiriyor. Farklılıklarımız zenginliğimizdir. Biz yaratılanı seviyoruz, yaratandan ötürü Terörle sonuna kadar kararlılıkla mücadele edilecektir. Terör örgütü Kürt kökenli vatandaşlarımızın temsilcisi olamaz. Terör örgütünün amaçlarıyla bizim Kürt kökenli vatandaşlarımızın sorunu aynı değildir. Türk siyaseti kendini popülizmden kurtarmalıdır. Bu gün orta da şehitleri, şehit yakınlarını, gazileri Atatürk'ü istismar eden bir tavır var. Demokrasi bir arada yaşamanın garantisidir, bölünmenin değil. Ak Parti Türkiye'nin her tarafından oy alan tek partisidir. Dolayısıyla Türkiye'nin birliğinin teminatıdır. Demokratik açılım akan kanı dindirmeye, dolaylı olarak 1 trilyon doları bulan 25 yıllık terör zararını sıfıra indirmeye yönelik bir süreçtir. Ülkenin dili bayrağı sınırları ve üniter yapısı hiçbir surette pazarlık konusu olmayacaktır. Kimsenin endişe etmesine mahal yoktur.
Burada süreci sadece Kürt sorununun çözümü olarak algılamamak gerekir. Bunun içerisinde Türkiye'nin komşularıyla olan sorunlarının çözümü var Ermeni açılımı var. Kıbrıs sorununu çözümü var İnançların üzerinde ki baskıların kaldırılması var. Alevi açılımı var. Ekonomik açılımlar var. Kısaca bu gün karşı karşıya olduğumuz birçok sorunun çözümü var. Bu sorunlarını demokrasi içerisinde çözemeyen Türkiye'nin Bölgesinin lider, dünyanın ise önde gelen ülkelerinden biri olması mümkün değildir.

SÜREÇ DONDURULDU
Bu süreci baltalamaya çalışanlar vardır. Ana ve yavru muhalefet kafasını deve kuşu gibi kuma gömerek hiçbir sorun yokmuş gibi davranarak sürece katkı vermeye yanaşmamaktadırlar. DTP ise dağdan inen teröristlerin teslimini sanki zafer kazanılmış gibi kutlama mitinglerine dönüştürerek istismar etmiştir. Bu durum binlerce şehit veren halkımızı son derece üzmüştür. Hükümetimiz bunun üzerine teslim sürecini dondurmuştur."
Alaplı AKP İlçe Başkanı Faruk Çaturoğlu, Alaplı ile ilgili yaptığı konuşmasında da şu görüşlere yer verdi:
"Alaplı'mız da son 10 yılda yerel ve genel baz da yapılanlar cumhuriyet tarihinde yapılanlardan daha fazladır. Birilerinin kör sağır ve dilsiz olmaları bu gerçeği değiştirmez. Tüm ağır altyapı ve düzenlerin büyük çoğunluğu bu dönem de gerçekleşmiştir. Şimdi burada bunları tek tek saymaya kalksak vaktimiz yetmez. İl medya başkanlığıyla son 10 yılda yapılanlarla ilgili bir çalışmamız olacak. Tüm halkımıza dağıtmayı düşünüyoruz. Ufak tefek eksiklikler olabilir. Onlarda tamamlanır.

KAPALI PAZARYERİ
Alaplı Belediye başkanı Nevzat Çimenoğlu, yerel gazete de kapalı pazaryerinin satışı ile alakalı olarak yer sahipleri pazarcılar pazaryerinin üzerinde ki hacizlerle ilgili olarak onları aşardık diyor hayıflanarak bir şeyi aşamadık diyor. Sanki meclise bu öneriyi getirmeden önce taraflarla konuşmuş gibi. Okuyanların çoğunun ne olduğunu anlamadığı bir şikâyetten engellenmekten filan bahsediyor. Yani satacaktım sattırmadılar demek istiyor. Halbuki başkanın aşamadığı şey kapalı pazaryerinin muhammen bedeli olan 6.4 milyon TL ile burayı satın almaya talip olan firma ile ön pazarlıkta ortaya çıkan 2.8 milyon TL ile aradaki 3.6 milyon TL lik fark konusudur. Belediye burada değer tespitini mahkemece tayin edilen bilirkişi marifetiyle yaptırarak kendi elini kolunu kendi eliyle bağlamıştır. Hâlbuki bu tespit belediyenin içerisinde kurulacak bir komisyon marifetiyle yapılabilirdi. Arada ki fark 3.6 milyon TL'dir. Bunun hesabını veremeyeceklerini düşünmüşlerdir.
Ayrıca kapalı pazaryerine talip olduğu söylenen firmanın sahibi geleceğim demesine rağmen bir aydır ortada yoktur. Alaplı'yı teşvik için düşünmüş ve vazgeçmiştir. Yani 1000 kişinin çalışacağı bir şehir efsanesidir. Bu konuda başkan anılan tekstilcinin gelmemesi durumunda satışın ne olacağı sorusuna başka isteyen var diye cevap verilmiştir. İsmi bizde saklı olan bu işadamı sanayici. Ancak pazaryeri işine yaramıyor. Çünkü vinç kurmak için 8 mt yükseklik lazım. Bizim pazaryeri 5.5 mt. Adam kelepir bulmuş 2,8 milyon TL'ye şehrin içerisindeki bu tesisi. 50 bin TL'de fazla veririm demiştir. Ne maksatla kullanacağını oda bilmemektedir. Buna bile razı olan belediye yönetimi bura da bizim amacımız 1000 kişiyi çalıştırmaktır diyebilir mi? Buna kim inanır. Tek amaç vardır oda satarak gelir sağlamak. İstihdam konusu istismar edilmektedir.

LİMAN KONUSU
Gündemden düşmeyen tartışmalardan biri liman konusudur. Bazı çevreler sanki biz limana karşıymışız gibi hava estirilmeye çalışılmaktadır. Hâlbuki Alaplı da liman çalışmaları bizim zamanımızda başladı. Limanı en fazla isteyen biziz. Ancak yapılması düşünülen yere şehir merkezine yapılmasına karşıyız.300 mt ötelenmesi bir şey değişmez. Şehircilik kurallarına aykırılığı ve görüntü, su, hava gürültü kirliliği oluşturacağı kaygısıyla şehrin merkezine yapılmasına karşıyız. Bu konuda da istihdam konusu istismar edilmektedir. Bu ülke istihdam sorunlarını da çözecektir. Ancak çevre sorunlarınlarının çözümü kolay değildir.
Unutmamalıyız ki Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Sn Posbıyık bırakın şehir merkezini şehrin 8 km bile dışına bile izin vermediği için bu proje Alaplı ya kaymıştır. Ayrıca limana daha önce talip olan Alerport firması (Alport ile kurucularının bir kısmı daha doğrusu etkin kişi aynıdır.) içi boş olduğundan dolayı Alaplı Ticaret Sicil Memurluğun da tasfiye halindedir. Bu konuda tüm tarafları yuvarlak masa etrafında toplanmaya ve limanın doğru yere yapılması hususunda uzlaşmaya davet ediyoruz. Çünkü başka Karadeniz şehirleri de limana talip. Ben yaptım oldu mantığıyla şehir merkezinin dayatılması karşısında bu projenin başarısızlığa uğramasından dolayı sorumluluk kabul etmiyoruz. Bizim önerimiz Kavukkavla ile bölge trafik arasıdır. Mücavir sınırları geliştirmeli sadece limandan değil tersanelerden de belediye olarak gelir elde etmeliyiz.

EN BÜYÜK SU KAYNAĞI
Bugün dünyamızın karşı karşıya bulunduğu sorunların başında temiz ve içilebilir su kaynakları gelmektedir.Bu bağlam da Alaplı'da  da  zaman zaman su sorunları yaşanmaktadır.En büyük su kaynağımız Alaplı Çay havzasıdır.Alaplı çayının en büyük sorunu ise ruhsat dışı alınan kum ve çakıldır.Çünkü bundan dolayı hem su seviyesi düşmekte hem de çevre tahrip olmaktadır.Ne yazık ki belediye başkanlığımız dili döneminde belediye dışında bu havzada kum çakıl ocağı açılmasına engel olmaya çalıştık ve başarılı olduk..Burada kimseyle bir alıp veremediğimiz yok.Kamunun menfaatlerini sağlamaya çalıştık.Ancak bizden  sonra 2 özel ocağa ruhsat verildi.Hem de Alaplı Belediyesinin 2 adet ruhsatı iptal edilerek.Bu iki ocaktan da köylüler rahatsızdır. Çünkü ruhsat şartlarına uygun hareket etmemektedirler. Köylüler ve köy muhtarı zaman zaman bu rahatsızlıklarını dile getirmekte ancak kaba kuvvete maruz kalmaktadırlar. Alaplı Adliyesinde bu işle ilgili birden fazla dava dosyası vardır. Bu ocakların kanun içerisinde çalışmaları sağlanması eğer mümkün değilse belediyenin ruhsatları hangi gerekçelerle iptal edildiyse o şekilde ruhsat iptali yoluna gidilmelidir. Kanuna aykırı çalışma eğiliminde bulunan taşocakları da ayrıca izlenmelidir."