* Dünyadaki talep fazlası çelik üretimi, kendi sektörlerini korumak isteyen ülkeleri bir dizi  yeni önlemler almaya zorluyor.

* Türkiye'de de yurtiçi arzın artmasına rağmen, ithalat patlamasının devam etmesi yerli üreticileri dar boğaza sürüklüyor.

 

 

Dünyadaki çelik sektöründe yaşanan arz-talep dengesinin  arzdan yana ağırlık kazanarak devam etmesi, ulusal çelik sektörünü ithalat cenderesinde 'olmak ya da olmamak' noktasına doğru sürüklüyor. Sektörün iç piyasada artan taleplere rağmen, ithalatta kota olmaması ve sınırsızlığı karşısında satışta yaşadıkları problemler artarak devam ediyor. Sektörde üretim tesislerinin bazı bölümlerinin geçici olarak kapatılmasının da tartışılması dikkatlerden kaçmıyor. Bu arada Dünya'daki  üretim fazlası karşısında kendi iç piyasalarını korumak isteyen bazı devletler yeni önlem paketleri üzerinde duruyor.  Kdz. Ereğli'de de kısa adı Erdemir olan Ereğli Demir ve Çelik Fabrikalarının yaşanan sınırsız ithalat  karşısında sektörün diğer kurumları gibi çok zor bir döneme sürüklendiği belirtiliyor.

ÖNLEM BAŞVURULARI

Son yıllarda işletmeye alınan yeni yatırımlarla dünya ham çelik üretim kapasitesi 2 milyar ton seviyesine çıkmışken, tüketimin üretime paralel oranda artmaması nedeniyle 500 milyon tonun üzerinde dünyada arz fazlası olduğu tahmin ediliyor. Çeliğin, ülkelerin sanayi üretimleri açısından stratejik önemi dikkate alındığında çelik üreticisi ülkelerin, ekonomilerine katma değer yaratan tesislerini etkin şekilde kullanmak ve demir çelik sektöründe faaliyet gösteren şirketlerini korumak için bir dizi önleme başvurdukları görülüyor.

DAMPİNG SORUŞTURMALARI

1995-2011 yılları arasında ABD'nin açtığı 458 anti-damping soruşturmasının 241'i, aynı dönemde Avrupa Birliği'nde açılan 437 soruşturmanın 157'si, Kanada'da ise 155 soruşturmanın 102'si metal sektörü için açılmıştır. Metal sektöründe soruşturma açılan ülkeler sıralamasında başta Çin ve Rusya bulunmaktadır. Avrupa Çelik Üreticileri Birliği, Avrupa Birliği'ne yapılan ithalatları titizlikle incelemekte, en ufak ithalat artışında harekete geçip soruşturma açmaktadır. AB'de 2012 yılının ilk 4 ayında 9 anti-damping soruşturması açılmış, bunların 7'sini demir çelik sektörü oluşturmuştur.

ÜRETİM 20 MİLYON TONA DOĞRU

Ülkemizde son yıllarda yapılmış olan ve bir kısmının yapımı devam eden yatırımlarla boru ve profil, otomotiv ve beyaz eşya, elektrik-elektronik, ev ve ofis gereçleri, makine imalat, enerji ve ısı gereçleri, savunma, inşaat ve yapı, ambalaj, gemi inşa ve benzeri sanayi kollarının ana girdisi olan yassı çelik üretiminde 15,9 milyon tonluk kapasiteye ulaşılmıştır. 2014 yılında bu kapasitenin 20 milyon tona çıkması beklenmektedir. 2011 yılındaki yassı çelik tüketiminin 13 milyon seviyesinde olduğu hesaplanan ülkemiz kurulu kapasitelerine göre net ihracatçı konumundadır. 

ARZ ARTIYOR AMA…

2011 yılının ilk yarısında 1,35 milyon ton seviyesinde olan ülkemizin yassı çelik ihracatı 2012 yılının ilk yarısında 926 milyon tona düşmüştür. Ülkemiz ihracatındaki ciddi düşüşe karşın ithalat artmakta, 2012 yılının ilk yarısında yapılan 3,22 milyon ton seviyesindeki ithalat 2011 yılının ilk yarısına kıyasla 45 bin ton artış göstermiştir. Yurtiçi arzın artmasına rağmen azalmayan ithalat nedeniyle, milyonlarca dolar yatırım yapılarak kurulan yassı çelik tesisleri üretim yapamamakta, kapasite kullanım oranlarının %50 seviyelerine gerilediği tahmin edilmektedir. Tesislerin uzun süre kullanılamamasının üreticileri zor durumda bırakacağı açıktır.

ÜLKEMİZ AÇIK PAZAR OLDU

Türkiye'de açıklanan yatırımlarla kurulu kapasitenin 2016 yılında 20,4 milyon ton olması beklenmektedir. Bu da, yüksek katma değer yaratan demir çelik üreticilerinin büyük zorluklarla karşılaşmalarına neden olacaktır.

2011 ve 2012 yıllarının ilk yarısında gerçekleşen ve özellikle Rusya ve Ukrayna'dan yapılan ithalat, ülkemizin yurtdışındaki firmaların arz fazlası üretimlerine damping seviyesindeki fiyatlarla satabileceği bir açık pazar durumuna geldiğini göstermektedir.