Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), polisin sıktığı biber gazından öldüğü iddia edilen Çayan Birben'in ölümüyle ilgili bir soru önergesi sundu.
Yalova'da, ayırmaya çalıştığı kavganın ortasında kalan ve iddiaya göre polislerin sıktığı biber gazından etkilenip fenalaşan astım ve panik atak rahatsızlığı bulunan 31 yaşındaki Çayan Birben hayatını kaybetmişti. Olayın ardından Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yazılı olarak cevaplaması için bir soru önergesi verdi. Olayla ilgili soruşturma başlatılıp başlatılmadığını soran Köktürk, şu soruları yöneltti: Astım hastasıyım' demesine karşın polisin biber gazı sıkması sonucu yaşamını yitiren Çayan Birben'in doktorları ölüm nedenini 'Biber gazının neden olduğu stres, stresin yol açtığı hipertansiyon sonucunda beyin baloncuğunun patlaması' olarak açıkladı. Doktorlara raporu değiştirmesi konusunda baskı yapıldığı öne sürüldü. Olayla ilgili idari ve hukuki araştırma ve soruşturma başlatılmış mıdır? Çayan Birben'e 'Astım hastasıyım' demesine karşın biber gazı sıkan güvenlik görevlilerine ne gibi işlem yapılmıştır? Doktorlara raporlarını değiştirmeleri konusunda baskı yapanlar kimlerdir? Bu kişilerle ilgili ne gibi işlem yapılmıştır? Olayla ilgili tıbbi müdahalenin geç yapıldığı iddiaları araştırılmış mıdır? Araştırılmışsa sonuç nedir? Biber gazının zehirli olmadığı, öldürücü etkisinin bulunmadığına dair açıklamaların aksine, geçen yıl Metin Lokumcu, bu yıl Çayan Birben ve biber gazından dolayı sağlık sorunları yaşayan yüzlerce yurttaşımız, sizi biber gazının kullanımı konusundaki genelge ve uygulamaları yeniden gözden geçirmeye ya da yasaklamaya yöneltmeyecek midir?"
Güvenlik güçlerinin hemen hemen her toplumsal gösteride biber gazına başvurması, orantısız güç kullanması, yurttaşlarımızın anayasal hakkı olan gösteri ve yürüyüş haklarına bir müdahale olduğunu anlatan Köktürk, şunları söyledi: "Bu davranışın temelinde güvenlik kuvvetlerinin gösteri ve yürüyüş kanunu hakkında iyi bir eğitimden geçirilmemesinin yanı sıra, AK Parti iktidarı ve İçişleri Bakanlığı'na hakim olan baskıcı, önyargılı ve husumet içeren genel anlayışını gözden geçirmeyi düşünmekte midir? Son 5 yılda gösteri ve yürüyüş kanununa aykırı olarak kaç yurttaşımız hakkında dava açılmıştır? Son 5 yılda kaç yurttaşımız, haksızlığa uğradıkları gerekçesiyle emniyet mensupları hakkında kaç dava açmıştır?