* Yakalandığı kanser hastalığından kurtulamayarak 4 yıl önce toprağa verdiğimiz sanatçı Alaattin Gelen’in ailesinin bir isteği var.

* Kırmacı Nefi Erarslan Caddesi’nde oturan Alaattin Gelen’in eş, çocuk ve akrabaları “adının sonsuzluğa kadar yaşatılmasını istiyoruz” dileğinde bulunuyorlar.

Karadeniz Ereğli’nin kültürüne müzik dalında bir çok eserler veren Alaattin Gelen, 12 Nisan 2007 tarihinde sonsuzluğa uzanarak aramızdan ayrılmıştı. Gelen’in ölümünün üzerinden 4 yıl geçtikten sonra ailesi tarafından yeni bir albüm çalışması başlatıldı. Gelen’in  anılarını yaşatmaya kararlı olan ailesi, bir yardan albüm çalışmalarını için maddi manevi bir çok zorluğu aşabilmek için mücadele ederken, diğer yandan da yerel yöneticilerden bir istekte bulunuyorlar.
Halk dilinde Kemer olarak bilinen Kırmacı Mahallesi Nefi Erarslan Caddesi’nde ikamet eden Gelen Ailesi, “Geride bıraktığı onca eser Alaattin Gelen’in izidir, ismidir, onurudur. Alaattin Gelen’in elbette ki isminin yaşamasını ve yaşatılmasını çok isteriz. Bu konuda bir imza kampanyası da başlatarak yerel yöneticilere başvurmayı ve belediye meclisinden bu konuda bir karar çıkarılacağını umut ediyoruz. Yerel yönetimin bir kez daha vefalı davranacağını bekleyeceğiz” sözleriyle düşüncelerini dile getirdiler.

 

*Alaattin Gelen’i 12 Nisan 2007’de toprağa verdi Kdz. Ereğlililer. Gelen’in vefatından sonra gazetemizin köşe yazarlarından Eyüp Bektaş’ta aşağıdaki yazıyı kaleme almıştı.

 

YİTİRİNCE ANLAMAK


Kör, gözünün önündeki değeri görüp algılayamazmış. Kör böyle de,  bir de bakan körler vardır.
Bakan körler, Alaattin Gelen’i de hiç anlayamadılar.

Ereğli’nin kültürüne sağladığı katkıları ancak şimdi dile getirerek “toprağı bol olsun” diyecekler.

Öyle ya, giden gitmiştir çünkü.
Sıra timsahın gözyaşlarına gelmiştir.

Alaattin Gelen, 46 yaşında aramızdan bir daha dönmemek üzere ayrıldı. Cennete uçtu Alaattin’in ruhu. Orada da, üretken bir insan yüreği taşımanın ayrıcalığı ile karşılanacaktır.
Yaşadığı yörenin, özellikle kültürüne katkı sağlayan ve o kültürü geliştirebilmek için her türlü maddi olanaksızlıklara rağmen idealist olmak kolay mı?
Alaattin Gelen’i hep böyle tanıyıp bildim.
Yaptığı besteler bir çok sanatçı tarafından okundu albümlere.
Ama o hiç yıldız olamadı.
Gariban bir sanatçıydı, gariban da öldü…

Kdz. Ereğli gibi sosyo ekonomik gelişmişliği yüksek bir ilçede, kültüre katkı sağlayıp da gariban yaşayıp ölmek ne acı.

Sevdim ben Alaattin’i.
Belki bir çok kişiden çok geç tanıdım ama çok sevdim.
Yapmak istediklerini anlatırken o heyecanı paylaşmanın mutluluğu bile yetiyordu benim gibi bir çok dostuna.
Hep özel bir röportaj yapabilmek için planlar kurduk. Bir gün bir araya gelip, çizgi üstü bir çalışma yaparak, çok sesli mesajları da belki de satır aralarında vurgulayan yazıyı birlikte hazırlayacaktık.
Olmadı.
Çağın hastalığı O’nu da vurdu ve aramızdan alıp götürüverdi işte.
Canım yandı.
Canımın bir parçası, Alaattin ile gitti…
Toprağın bol bol olsun sevgili kardeşim.
Seni seven o kadar çok sessiz çoğunluk vardı ki, cenaze törende camileri, mezarlığı ve yolları doldurdu yüzlercesi.

Bu alkış senin için yapıldı, içten ve çok samimi…
 

ALAATTİN GELEN KİMDİR?


18/11/1961 Tarihinde Muş-Kümbet'te dünyaya geldi. 1973'e dek Kümbet'te yaşadı.1973'te ailesiyle birlikte Ereğli'ye yerleşti. Ereğli'de ilk iş olarak minibüs muavinliği, terzi çıraklığı ve uzun yol muavinliği yaptı. 18/11/1980 tarihinde Meryem Demîrhan'ile nişanlandı ve 10/01/198l'de dünya evine girdi. 1981 yılının Mart ayında vatani görevine Deniz Kuvvetleri'nde İskenderun'da eğitim birliğinde başladı, Gölcük'te Donanma Komutanlığı'nda askerliğini tamamladı.
İlk müzik çalışmalarına 1985 yılında Erdemir Musiki Derneğinde başladı. Profesyonel müzik yaşantısına İstanbul ve Ankara'da devam etti. Almanya ve Hollanda'da çeşitli turnelere katıldı.
1993 yılında yöremizin folklorik özelliklerini yansıtan çalışmalar içeren İlk kaset çalışmasını 'Döktür Muazzez' adıyla gerçekleştirdi. 1998 yılında 'Öpmek Beleş'adında ikinci kasetini, 2000 yılında 'Bartın'ın Güzelleri' adlı albümünü piyasaya sundu.Yaptığı çalışmaların tümünde yöresel kültürümüzü uluslararası boyutta tanıtmayıamaçladı; albümlerinde yer alan bestelerin çoğu ülkemizin ünlü ses sanatçıları tarafındanicra edildi, repertuarlarına alındı. Bir çok eseri TRT bünyesine kabul edilerek seslendirildi.1987 yılında İzmir Fuarı'nda Halk Konserleri verdi.
1989-1992 yılları arasında Ankara'da bulunan İhsan Öztürk Halk Müziği Eğitim Merkezinde şan, bağlama, repeıtuar eğitimleri aldı. 1993-94 yılları arasında Kdz.Ereğli'de bulunan Erdemir Musiki ve Folklor Derneği Halk Müziği korosunda ve Alaplı Halk Müziği Korosunda şeflik görevlerim yürüttü.
1997-98 yıllarında Zonguldak Halk Eğitim Merkezi'nde İstanbul Teknik Üniversitesi Konservatuarı öğretim üyeleri tarafından düzenlenen eğitmenlik kursuna katılarak 'usta eğitici' sertifikası aldı. 1998 yılının mayıs ayında Kadıköy Sığmak Bar'da programlar düzenledi ve yetiştirdiği öğrencilerle birlikte konserler verdi.Müzik çalışmalarını besteci ve yorumcu olarak sürdürdü. 2002 yılında TGRT'de Esra ÖZMEN'in programına katıldı. Ali Ekber Çiçek başta olmak üzere Belkıs Akkale, Ceylan, İsmail Türüt, Oğuz Yılmaz, Volkan Konak, Arif Sağ ve Ferdi Tayfur gibi ünlü sanatçılarla programlar yaptı. Özellikle Ali Ekber Çiçek ile beraber Halk Eğitim Merkezinde sanat çalışmaları yaptı.
Ülkenin değişik yörelerinde düzenlediği konserlerde ve Sevgi Barış Dostluk Kenti Kdz.Ereğli’deki çalışmalarından ötürü teşekkür belgesi almış, bir çok yörede onur belgesi ve plaketler kendisine verilmiştir. 2004 yılının temmuz ayında TRT-INT'te Cem Kırçaki’nin hazırlayıp sunduğu programa Arif Sağ ile birlikte katılmıştır.
22 Aralık 2005 tarihinde Ereğlili Müzisyenleri tek bir çatı altında toplamak için yaptığı çalışmalardan ötürü Ereğli Müzisyenler Derneği'nin Onursal başkam seçilmiştir. 2006 yılında Türkuaz Halk Müziği Topluluğu ile birlikte konser ve programlar düzenlemiştir.
Bestelediği eserleriyle Kdz.Ereğli'nin ulusal ve uluslararası platformda ön plana çıkmasında değerli katkıları olmuştur.
Son albüm çalışması da daha önceki albümleri gibi kendi bestelerinden oluşacaktı ancak rahatsızlığı buna izin vermedi.
Türk Halk Müziğine bir çok unutulmaz türkü armağan eden bağlama ve ses sanatçısı,bestekar Alaattin Gelen yakalandığı hastalıktan kurtulamadı ve 12 Nisan 2007 Perşembe günü 46 yaşında geride eşini, dört çocuğunu ve üç torununu bırakarak hayata veda etti.