Eski Devlet Bakanlarından, Önay Alpago, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönderdiği mektupta, resmi nikahın koruma altında olduğunu ve dini nikahın resmileştirilmesini anayasanın özüne aykırı olduğunu belirterek “Yaşamın her alanında dini kuralların egemen hale getirilmesi; çağdaş-uygar bir Cumhuriyet'in temel direği olan ,eşitliğin, toplumsal barış ve hoşgörünün, demokrasinin teminatı olan LAİKLİK ilkesini ortadan kaldıracaktır. Çok hukukluluk  hukuk sistemimizi alt üst edecektir.” Dedi.

Alpago, kaleme aldığı mektubun metninde “Size bu mektubu, siyasi kimliğimle değil; bir kadın, bir anne/babaanne, bir hukukçu ve Kadın-Aile ve Sosyal Hizmetler eski Bakanı olarak yazıyorum.” sözleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a  itirazının gerekçelerini de sunarak şöyle seslendi:   


Sayın Cumhurbaşkanımız 


Size bu mektubu siyasi kimliğimle değil; bir kadın, bir anne/babaanne, bir hukukçu ve Kadın-Aile ve Sosyal Hizmetler eski Bakanı olarak yazıyorum.


Bizleri kaygılandıran, eşit yurttaş temelindeki en yaşamsal haklarımızı tehdit eden, kanunlaşması halinde kazanılmış haklarımızı kaybetmemize neden olacak olan kanun tasarısının lütfen geri çekilmesini sağlayınız.


Zira;
1- Böyle bir düzenleme önce Anayasa'ya aykırıdır. Anayasanın 174/4 maddesi ile resmi nikah, koruma altına alınmış olan İnkılap Kanunları arasında sayılmaktadır. Dini nikahın resmileştirilmesi, Anayasanın özüne aykırıdır.
2- Cumhuriyet bir kadın devrimidir. Ve Cumhuriyet ile kadın “kul kadın" olmaktan  ”yurttaş kadın" olma kimliğine kavuşmuştur. Resmi nikah yanında evlilik yaşı, boşanma kararının kocanın değil yargıçların takdirinde olması, mirasta ve tanıklıkta erkekle eşit sayılma ve tek eşlilik haklarına da bir Cumhuriyet yasası olan Medeni Yasa ile kavuşmuştur.
Şimdi getirilen yasa tasarısı ile kadının en önemli kazanımlarını kaybetmesinin önü açılacaktır. Bir sonraki adım, boşanmalara da din adamları mı karar verecek, ya da MY.dan önce olduğu gibi “boş ol” sözü kadının kapı önüne konmasını geri mi getirecek sorusudur.

3-Kadının en önemli kazanımlarından birisi olan medeni nikâhın içi boşaltılırken; her kadının kalbini acıtan çok eşliliğe ve toplumsal bir yaramız olan çocuk yaşta evliliklerin artmasına yol açacaktır.
4-Evde doğum yapıldığında beyan üzerine kimlik verilebilmesine ilişkin uygulama ise erken ve zorla evliliklerin çocuk taciz ve istismarlarının imam nikâhı ile meşrulaştırılmasına imkan verirken, çocuk istismarcılarına örtülü af getirecektir.
Ayrıca bu durum çocukların ve çocuk annelerin sağlık sorunlarına da yol açacaktır.
5-Kadına yönelik şiddeti ve tercihlerine yönelik saldırıları daha da yaygınlaştıracak, onları çaresiz ve korumasız bırakacaktır.
6- Yaşamın her alanında dini kuralların egemen hale getirilmesi; çağdaş-uygar bir Cumhuriyet'in temel direği olan ,eşitliğin, toplumsal barış ve hoşgörünün, demokrasinin teminatı olan LAİKLİK ilkesini ortadan kaldıracaktır. Çok hukukluluk , hukuk sistemimizi alt üst edecektir.


Bu ve benzeri gerekçeler ışığında yasa tasarısının geri çekilmesine yönelik talebim asla kişisel değildir Bunlar toplumun yarısını oluşturan, diğer yarısını da dünyaya getiren ve ülkemizde yaratılan her güzellikte emeği ve payı olan kadınlarımızın sesli ya da sessiz talepleridir.
Hem bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak, hem de bir baba ve dede olarak sesimize duyarlı olacağınızı İstanbul Dayanışma Platformu olarak ümit ediyoruz. Gereğini saygı ile arz ediyorum.