CHP’nin Zonguldak Milletkvekilleri Prof. Dr. Mehmet Haberal ile Ali İhsan Köktürk yaptıkları ortak açıklamada,  Köy Enstitülerinin 74. Kuruluş yılını kutladıklarını bildirdi.

 

CHP Milletvekilleri bu konudaki görüşlerini şöyle dile getirdiler:

 

“Cumhuriyete, Osmanlı’dan kalan miras; ekonomide yüklü bir borç, eğitimde okuryazarlığı olmayan, bilgiden yoksun, yaygın bir cehalet ve savaşlardan bitap düşmüş yoksul bir halktı.  

 

Öyle ki; Cumhuriyet kurulduğunda erkeklerin yüzde 10’u, kadınlarda binde 5’i okuma yazma biliyordu. Onlar da çoğunlukla kent merkezlerinde yaşıyorlardı.

 

Cumhuriyetimizin ilanından sonra, eğitim alanında gelişmeleri yeterli bulmayan Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, İlköğretim sorununu çözmesi için Kurmay Albay Saffet Arıkan’ı Milli Eğitim Bakanlığına atadı. Saffet Arıkan bakanlığa gelir gelmez, eğitim alanında araştırmaları ve çalışmalarıyla tanınmış İsmail Hakkı Tonguç’u İlköğretim Genel Müdürlüğüne atadı. Tonguç ve arkadaşları eğitim sorunu kökten çözmek için harekete geçtiler.

 

İlk olarak, askerliği çavuş olarak yapanlardan yararlanılacak olan “Eğitmen Kursları” açıldı. İstenen verim alınmaya başlandı. Sonra da İlk öğretmen Okulları açıldı.

 

Hasan Âli Yücel’in Milli Eğitim Bakanı olmasından sonra da; 17 Nisan 1940’da Köy Enstitüleri açıldı.

 

“Köy Enstitüleri; bilimin aydınlığında köy emekçisinin kurtuluş destanıdır. Köylünün çocuklarını üretici iş eğitimi içinde ilke ve yöntemlerine göre eğiterek onları kulluktan yurttaşlık bilincine ulaştırmak, köyü toplumsal, ekonomik ve sosyal alanda içten canlandırmak, kalkındırmak ve köylüyü yönetime ortak etmek, Anadolu’yu aydınlatmak için kurulmuştu.”

 

Çok kısa sürede yepyeni bir öğretmen profili ortaya çıkmaya başladı. Köy Enstitülerinden mezun olan öğretmenler, yalnızca çocuklara okuma yazma öğretmiyorlar, aynı zamanda köylülere her alanda önderlik ediyorlardı. Yüzyıllardır sömürülen köylülerin yanında yer alıyorlardı.  

 

İşte bu ve benzeri nedenlerden dolayı, aydınlanan Anadolu köylüsünü istedikleri gibi sömüremeyeceklerini anlayanlar harekete geçtiler. Köy Enstitülerine karşı korkunç bir karalama kampanyası başlattılar. Bu karalama kampanyası 1954 yılında Köy Enstitülerinin kaldırılmasıyla sonuçlandı.  


Ancak, Köy Enstitüleri kaldırıldıktan sonra eğitim sistemimizin sorunları çözülmedi, tersine katlanarak büyüdü.

 

BUGÜN:

 

·         Türkiye’de 15 yaş üzeri eğitim durumuna göre okuma yazma bilmeyen 2 milyon 784 bin 257 (yüzde 5), okuma yazma bilen fakat bir okul bitirmeyen 3 milyon 784 bin 667 (yüzde 7) insanımız vardır.

·         Ortaöğretimde eğitimin kalitesi oldukça düşüktür.

·         Birçok okulda ikili eğitim sürmektedir…

·         Ortaöğretimde uygulamaya konulan 4+4+4 yasası eğitimi bilimsellikten çıkartarak gerileştirmiştir…

·         Okullarda yaklaşık 300 bin öğretmene gereksinim varken, üniversite mezunu 300 bin öğretmen atanamadığı için işsizdir… 35 Öğretmenimiz atanamadığı için canına kıymıştır…

·         Sınav sistemine dayalı eğitim sistemimiz gençlerimizin yaşamlarını altüst etmekte, okullardan ve sınavlardan nefret edilmektedir…

·         2013 yılında YGS sınavına giren yaklaşık 1.950 bin öğrenciden: ÖSYM'nin verilerine göre:

-          Yaklaşık 900 bin aday fen,

-          420 bin aday da matematik testinde tek bir doğru dahi yapamadı.

-          Matematikte sıfır çekenlerin sayısı geçen yıl 310 binken bu sayının 420 binlere yükselmesi dikkat çekti.

Ancak bizler; Cumhuriyet devriminin ışığında daha güzel günlerde Köy Enstitülerinin çağdaş eğitime yönelik ilke ve birikimlerinden yeniden yararlanılacağına ve laik – bilimsel eğitime yeniden yöneleceğine yürekten inanıyoruz.

 

Bu duygu ve düşüncelerimizle Köy Enstitüleri deneyiminin yaşanmasında emeği geçen başta Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere; II. Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü’yü, Saffet Arıkan’ı, Hasan Ali Yücel’i, İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’u; köy enstitülerini kuranları ve bu okullardan mezun olanları, Köy Enstitülerinde görev yapan yöneticilerimizi ve öğretmenlerimizi saygı ve şükranla anıyoruz.”