Eğitim-Sen Çaycuma Temsilciliği, Milli Eğitim Bakanlığının, Aralık ayında atanmak üzere 10 bin yeni öğretmen alınacağını duyurduğu ve binlerce işsiz öğretmenin yine atanma umuduyla başvuruda bulunduğunu, hükümetin yüzbinlerle ifade edilen öğretmen açığını kapatmak yerine, emekli olan öğretmenlerden doğan boşluğun yarısını ancak doldurabilecek sayıda yeni atama yaptığını, öğretmen açığını kapatmak yerine de yıl sonuna göz boyama yoluna gidildiğini belirtildi. Açıklamada, "Sorunları kısmi tedavi yöntemleriyle iyileştirmek arayışları dışında eğitim alanında herhangi bir adım atmaya yanaşmayan piyasacı AKP hükümetine bağlı Milli Eğitim Bakanlığı, her alanda olduğu gibi bu alanda da eğitimin herkes için nitelikli kamusal bir hak olduğu gerçeğini göz ardı etmiştir. Yüzbinlerle ifade edilen öğretmen açığını kapatmak yerine, emekli olan öğretmenlerden doğan boşluğun yarısını ancak doldurabilecek sayıda yeni atama yapan hükümet, öğretmen açığını kapatmak yerine, yıl sonunda göz boyama yoluna gitmiştir. Kaldı ki, ilk kez atanan öğretmenlerin sayısı, daha önce göreve başlayan sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirilmeleri yoluna başvurulduğundan yine oldukça sınırlı kalmıştır. Öyle ki, bakanlık yetkililerinin dünkü açıklamalarına göre, halihazırda görevde olan 6.122 sözleşmeli öğretmen bu atama sonucunda kadroya geçirilmiş ve bu durumda da ataması yapılan 9.820 öğretmenden sadece 3.700'ü yeni öğretmen olarak atanmıştır. Açık biçimde görülmektedir ki, yine dağ fare doğurmuştur. Gözden kaçmaması gereken bir diğer nokta ise, kadroya geçen 6.122 sözleşmeli öğretmenin yerine, önümüzdeki günlerde yeniden sözleşmeli öğretmen alımı yapılacağının bizzat MEB Personel Genel Müdürü tarafından açıklanması olmuştur. Böylece,  Haziran 2009'da "bir daha sözleşmeli öğretmen ataması yapmayacağız, sözleşmeliliğe karşıyım" yönünde açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı'nın sözlerinin aksine, sözleşmeli öğretmen atamasından vazgeçilmemiş; verilen sözler kısa sürede terk edilmiştir. Diğer taraftan ilginç olansa, bir yanda atama bekleyen on binlerce işsiz öğretmenin bulunduğu bir ortamda, hükümet Eğitim Fakülteleri'ni devre dışı bırakarak öğretmenlik mesleğini neredeyse bir kurs ile kazanılabilecek bir duruma düşürecek yeni uygulamaların yolunu açmaktadır. Bu durum da, anlaşılabilir değildir. Eğitim-Sen, nitelikli eğitimin nitelikli öğretmenle mümkün olduğunu belirtmektedir. Bunun yolu ise, öğretmenlerin iş yükünü azaltmak, ücretlerini iyileştirmek ve elbette öğretmen açıklarını kapatmaktan geçmektedir. Öğretmen açığının bu denli yüksek olduğu bir ortamda, alınan tedbirler tedrici ve etkisiz olmaya mahkumdur.  Son yapılan 10 bin öğretmen ataması da bunun bir örneğidir. Bakanlık derhal öğretmen açığını nesnel bir zeminde saptayarak kamuoyu ile paylaşmalı ve bu açığın kapatılması için gerekli bütçe kaynağını yaratmalı; bunun yanında tüm sözleşmeli öğretmenleri kadroya geçirmelidir?