Geçmişten günümüze gelen darbelerin sona ermediğini belirten Deliak, AKP'nin darbe karşıtı bir duruş sergiliyor görünürken, ana muhalefetin ise asıl darbenin AKP'nin yaptığı sivil darbe olduğundan bahsettiklerini ifade etti.

Özgürlük ve Dayanışma Partisi Zonguldak İl Başkanı Ali Deliak yaptığı yazılı açıklama ile 'Kim darbeci? Kim demokrat?' sorularına açıklık getirdi.
Deliak, "Darbe deyince sakın yanlış anlaşılmasın, ülkemizde yapılan darbeler genellikle iktidara karşı değil, halkın iktidara yönelik eleştirel duruşunun güçlü bir örgütlülük sonucunu getirmesin diye halk güçlerine ve tabi bu duruma yol açan kendi adamlarından oluşan yönetim zafiyetlerine karşı yapılmıştır" dedi.
Kim darbeci, kim demokrat sorularının yanıtının bulunması için yapılması gereken işlevleri sıralayan ÖDP Zonguldak İl Başkanı Ali Deliak açıklamasında şunları kaydetti:

MEVZİ ALIŞ İÇİNDELER
"İçinde bulunduğumuz günlerde hemen hemen herkesin dilinden düşürmediği sözcüklerden biri  "darbe". 
Ülkemiz darbelerle haşır neşir bir süreçten geliyor ve bu süreç sona ermiş değil. Darbe kavramı üzerinde de bir anlam kargaşası olduğu bir gerçek. Bugün siyasi iktidarı elinde bulunduran AKP sözcüleri ve destekçileri darbe karşıtı bir duruş sergiliyor görünür ve bu doğrultuda demeçler verirken, ana muhalefet ve destekçileri ise; asıl darbenin AKP'nin yaptığı sivil darbe olduğundan bahsetmektedirler. Yani kısaca özetlersek; 12 Eylül 1980 ve izleyen süreçte darbeyi ve darbecileri alkışlayarak onlara biat edenler bugün işlerine gelmeyen darbelere karşı çıkmak gibi bir mevzi alış içindeler diyebiliriz.

ÖNYARGILI İNFAZLAR
Darbe deyince sakın yanlış anlaşılmasın, ülkemizde yapılan darbeler genellikle iktidara karşı değil, halkın iktidara yönelik eleştirel duruşunun güçlü bir örgütlülük sonucunu getirmesin diye halk güçlerine ve tabi bu duruma yol açan kendi adamlarından oluşan yönetim zafiyetlerine karşı yapılmıştır. 12 Eylül 1980 de yapılan darbenin ardından ülkeyi yöneten yapıya göz attığımızda mevcut siyasi iktidarın en has adamlarının bakan haline geldiği hükümetlerdir. Bunların en gözdesi ise Turgut Özal'dır. İktidara emir komuta zinciri içinde el koyan beş generalin bu süreçte yaptıklarını kısaca özetlersek; uluslar arası sermayenin dayattığı 24 Ocak kararlarının harfiyen uygulanmasını sağlamak, etnik ve dinci politikaların devletin tüm organlarıyla desteklenmesi (bu dönemde ülkemizde imam hatip okulları en hızlı gelişim çağını yaşamıştır), 12 Eylül öncesi halkın ilerici  taleplerinin sözcülüğünü yapan devrimci gençlerin yargısız (önyargılı) infazlarla cezaevlerine doldurularak her türlü işkenceye ve insanlık dışı muameleye tabi tutulmaları, birçoğunun faili belli 'meşhur' odaklarca öldürülmeleri, darbenin oluşturduğu hukuksuzluk ortamında onlarca devrimcinin idamı, onbinlercesinin yıllarca zindanlarda çürütülmesi ve daha sayamadığımız birçok demokrasi ve insan haklarıyla bağdaşmayacak uygulama…
KİM DARBECİ? KİM DEMOKRAT?  öğrenmek için
Bugün darbeye gerçekten karşıyım diyen birileri varsa onların yapacakları en önemli şeyler şunlar olmalıdır:
SÜREÇ BAŞLATILMALI
En kolayından başlarsak; darbecilerin simgesi haline gelen beş generalin ülkemizin çeşitli bölgelerinde cadde, sokak, meydan, mahalle, okul ve benzeri yerlere verilen isimlerinin derhal ve koşulsuz kaldırılmasıdır. Bunun için öyle çok uğraş isteyen bir zorluk ta yoktur. Demokrat olduğunu darbe karşıtı olduğunu söyleyen hükümet ve bakanların, tüm yerel yönetimlerin alacakları basit kararlarla bu yüzkarası isimler ülkemizin sokak, cadde ve binalarından silinebilir.
Sonra, halkın tüm kesimlerinin içinde yer alacağı bir demokratik anayasa yapılması sürecinin başlatılması gerekir.
12 Eylül 1980 darbesi öncesi ve sonrasında her türlü işkence ve yargısız infaz uygulamalarının içinde yer alan kişiler (bunların kimlikleri ayan beyan bellidir) derhal yargılanmalı ve hak ettikleri cezaları almaları sağlanmalıdır.
TAVRIMIZI BELİRLERİZ
Özgürlük ve Dayanışma Partisi olarak darbelerden en çok zararı gören bir kesimin siyasi sözcüleri olarak bizler herhalde kim darbeci kim demokrat daha iyi bilir ve ona göre tavrımızı belirleriz. Bugün tüm eski yeni darbecilerin ağızlarında sakız darbe ve demokrasi gibi konularda söyleyecek çok sözümüz var ve önümüzde yaklaşan 12 Eylül günü öncesi ve bu süreçte bu konularda parti olarak bölgemizde de halkı bilgilendirme ve bilgi kirliliğinden kurtarma çalışmalarımız olacaktır.
Darbe karşıtı politikalar,  darbeciler ve onlardan beslenen yapılarla yürütülemez. Tam tersine darbelerle bir şekilde geçmişte uzlaşan ve darbenin bayraktarlığını yapanların bu konularda söyleyecekleri ilk söz suçlarının itirafı ve halktan özür dilemek olmalıdır."