Demokratik açılım ya da ilk deyişle  Kürt açılımı!

Bunu söylediğiniz anda , kardeşi kardeşe düşürmeye hazır olun.Ayrımcılığın ta kendisidir bu ifade.
Bu ifade kimin tarafından bulunmuş, söylenmiş, dayatılmış ve şimdi de düzeltilmeye çalışılıyorsa beni bir yurttaş olarak ilgilendirmiyor.
Beni ilgilendiren tarafı;  bu planın , yol haritasının  ve her ne ise yapılmak  istenenin , dünyanın jandarması yayılmacı Amerika ile , ekonomik birlik safsatası ile bir başka küresel yayılmacı Avrupa Birliğinin Türkiyeyi  bölüp parçalayarak yok etme planının ilk adımıdır.
Dışarıdan bize bakan ülkeler , bizim bir zamanlar Yugoslavya'ya baktığımız gibi bakıyolar büyük olasılıkla. Biraz vah vah diyerek , biraz da ellerini ovuşturarak.
Demokratik açılım dersek var olan demokrasi ile ilgili sıkıntılarımız ya da bir diğer deyişle sorunlarımız var demektir.
İçeriden bakarsak;  son iki aydır yazılı ve görsel basın  , kurumlar , sivil toplum örgütleri sendikalar ve en acısı da hükümet kanadı ,hükümlü birinin "yol haritası"nın reklamnı yapıyorlar.

Olan biten ne ?
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti bir  hükümlünün elinde oyuncak olmuş  top gibi sektiriliyor.
Hükümet zaman ve prestij kaybediyor, Terör örgütü zaman kazanıyor ve bu arada yığınak yapıyor. Mevsimi de uygun , geçmişi hatırlayın.
Sonra da bu yapılanları ben söylemedim kürküm söyledi diyecekler.
Nasreddin Hoca'nın kürküne yüklediği itibardan yola çıkarak.

Bundan böyle cinayetleri çözmek için de  cinayetten hükümlü birilerinden yol haritası istemeye kalkışırsak hiç şaşmayın.
Haa şimdi şehit aileleri dernekleri ile gazilerden önce,  askerde evladı bulunan ya da gelecekte askere evlat gönderecek analar babalar ayağa kalksın ki testi kırılmadan tokadı atabilelim. Nasreddin Hoca hesabı.

Vatan savunmasına evet, kardeş kavgasına hayır.
Tehlikenin Farkındamısınız ?!
Tehlike hiç bu kadar yakın olmamıştı !

24.08.2009 Emin Semih ÖZKÖK

Sevgili Dostlar bu yazıyı  24 Ağustos 2008 günü yazmıştım.
Bugün geldiğimiz noktada, terör saldırısı denildiğinde  en son akla gelecek yerlerden biri olan Tokat'ta pusuya düşürülen 7 askerimiz şehit oluyor.
Kan ve gözyaşı dinsin demekle olmuyor. Somut ve fakat DOĞRU adımlar atılması gerekiyor.
Bunun için ihtiyacımız olan tek şey ; BAĞIMSIZ ULUSAL İRADE.
Bu ne demek derseniz; Amerikadan kontrol ve kumanda edilmeyen , yüz yıla yakın dış ve iç güvenlik  politikalarımızın dayandığı temel felsefe olan Yurtta Barış , Dünyada Barış idealinin arkasından kararlılık ve titizlikle giden bir idari yapı.
Umuyor ve diliyorum ki; Bu söylediklerimiz ete kemiğe bürünüp yaşama geçer ve artık vatan topraklarına düşen askerlerimiz ve sivillerimiz için de ağlamak zorunda bırakılmayız. 
Toprağa düşen her vatan evladına tanrıdan rahmet, kederli ailelerine ve büyük Türk ulusuna sabırlar diliyorum.