Türk-İş Genel Sekreteri ve Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı iken 6 Ağustos 1999 tarihinde evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda alçakça katledilen işçi lideri Şemsi Denizer’in, ölümünün 17. Yıldönümünde mezarı başında anıldığı bildirildi.

 

GMİS’ten konuyla ilgili yapılan yazılı açıklama şöyle:

 

Denizer, dünya emek cephesinde ve siyasal yaşamda,1990 Madenci Grevi, 4-8 Ocak 1991 Ankara Yürüyüşü, 5 Nisan 1994 Kararları ve Emek Platformu ile, o yıllarda TBMM’de geçirilmeye çalışılan MAİ, Uluslararası Tahkim Yasası gibi yasların geri çekilmesini sağlayan lider olarak anılmaktaydı.

Denizer için Çaycuma’ya bağlı Serdaroğlu Köyü’nde bulunan kabri başında düzenlenen anma törenine GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Sekreter Hakkı Arslan, Genel Mali Sekreter Adnan Tıska, Genel Teşkilat ve Eğitim Sekreteri Satılmış Uludağ, GMİS’e bağlı şubelerin yöneticileri ve temsilcileri, Vatan Partisi Genel Başkan Danışmanı Niyazi Işık, maden işçileri ve Denizer’in dost ve akrabaları katıldı.

Anma töreninde Kur-an ve duaların okunmasının ardından Denizer’in kabrine kırmızı karanfiller bırakıldı ve gül suyu döküldü.

 

Denizer’in mezarı başında bir konuşma yapan GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci şunları söyledi.

“Rahmetli Genel Başkanımız ve Türk-İş Genel Sekreteri, değerli büyüğümüz, ağabeyimiz, sadece bizlerin değil, ülkemiz ve dünya emek sınıfının önder olarak kabul ettiği, madencilerin gururu Şemsi Denizer’i rahmetle ve şükranla anıyoruz.

Değerli Genel Başkanımız aramızdan ayrılalı 17 yıl oldu.

Biz Genel Maden İş camiası ve madenciler olarak onu hiç unutmadık, unutturmadık ve unutmayacağız, unutturmayacağız.

Emek mücadelesi verirken ne zaman zora düştüysek onun söylemlerini ve uygulamalarını kendimize rehber edindik.



Her mücadelemizde yol göstericimiz ve ışığımız oldu.

Ülkemiz 15 Temmuz günü Emperyalizmin ve onun yerli uşaklarının elbirliği ile topyekün bir saldırıya uğradı.  Bir darbe teşebbüsü yaşadı.

Fakat başta halkımız ve demokrasi güçleri sokağa çıkarak bu emperyalist saldırıya geçit vermedi ve demokrasiye sahip çıktı.

Tıpkı bu olayda olduğu gibi, bundan 17 yıl önce de emperyalist güçler ülkemiz bağımsızlığının temel taşlarına egemen olmak için önlerinde en büyük engel gördükleri, emek dünyasının önderine, yerli işbirlikçileri ile birlikte bir suikast düzenlediler ve önderimiz şehit ettiler.

Evet, önderimizi şehit ettiler ama onun fikirlerini yok edemediler, yükselttiği emek bayrağını yere indiremediler ve indiremeyecekler.

Maden işçisi 15 Temmuz saldırısına karşı “maden işçisi demokrasi bekçisi” şiarı ile saldırının ilk saatlerinden itibaren halk ile bütünleşerek, madenci fenerinin ışığında demokrasi mücadelesinde önder olmaya devam etmiştir.



Değerli büyüğümüz, Genel Başkan olarak ben ve yönetim kurulumuz her şart altında senden emanet aldığımız emek ve demokrasi mücadelesini her şart altında sürdüreceğiz.

Sen madencilere “canlarım” diye hitap ederdin.

Canların yine burada seninle.

Rahat uyu Genel Başkanım.

Canların seni unutmadı unutmayacak.

Tekrar, başta 15 Temmuz saldırısında tanklara göğüs gerek şehit düşen Demokrasi şehitlerine, terörle mücadele şehitlerimize, bugüne kadar meydana gelen iş kazalarında yaşamını yitiren başta madenciler olmak üzere  iş kazası şehitlerine ve önderimiz rahmetli Genel Başkanımıza rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun.”