Sokaklar, çöpler, kumsallar, denizler her yer plastiğe boğulmuş durumda. Üstelik bunların çoğu tek kullanımlık plastikler.

Son yarım yüzyılda plastik kullanımı 20 kat arttı. Önümüzdeki yıllarda da bunun iki katına çıkacağı tahmin ediliyor. Sadece beş dakika kullanıp attığımız plastik şişeler, plastik torbalar yüzlerce yıl doğada kalıyor. Üstelik bu plastiklerin karada başlayan yolculuğu mutlaka denizde son buluyor. 

Sanıldığının aksine, denizlere karışan plastiklerin sadece beşte birini denizde kazara kaybolan materyaller, endüstriyel kayıplar ya da yasa dışı çöp boşaltma faaliyetleri oluşturuyor. Denizlere karışan plastiklerin geri kalan yüzde 80’i ise karadan geliyor. Bunun nedeni iyi çöp toplama sistemlerinin olmaması, ya da doğrudan sokağa atılmış plastiklerin rüzgar ya da yağmur yoluyla denize girmesi. 

Araştırmalar, büyük plastik parçalarının deniz yaşamını boğduğunu gösteriyor.  Deniz kuşlarının yüzde 90’ının, deniz kamplumbağalarının üçte birinin midesinde plastik var. Birleşmiş Milletler Çevre Programı, yüzbinlerce deniz canlısının her yıl plastik kirliliği nedeniyle öldüğünü söylüyor. Bu büyük plastik parçaları mikro plastiklere bölünerek deniz canlılarının besin zincirine karışıyor. Hatta deniz mahsülleri aracılığıyla  tabaklarımıza kadar giriyor.


 

Peki çözüm nerede, sorumluluk kimde?

Plastik ayak izini azaltmak için hem bireylerin, hem şirketlerin hem de hükümetlerin üstüne düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekiyor. Ama denizlere karışan çoğu tek kullanımlık plastik oranı inanılmaz bir boyutta. Bu yüzden de sorunu kaynağında çözmek gerekiyor.

Yapılan araştırmalar sahilde ve deniz yüzeyinde bulunan plastikler içinde şişelerin başı çektiğini gösteriyor. Bu yüzden şirketlerin tek kullanımlık plastik üretimini aşamalı olarak durdurması gerekiyor. 

Greenpeace’in yakın zamanda dünyanın en büyük meşrubat içecek şirketleri üzerine yazdığı rapora göre, plastik ambalaj hacmini açıklamayan tek şirket Coca-Cola. Tüm büyük rakipleri kendi verilerini açıklamış olmasına karşın Coca-Cola, bunun ticari açıdan hassas bir bilgi olduğunda ısrarcı. 

Coca-Cola’nın önceki verileri baz alınarak yapılan tahmini araştırmaya göre,



Coca Cola, her yıl 110 milyarın üstünde tek kullanımlık plastik şişe üretiyor. Bu, saniyede 3400 plastik şişe demek.

Üstelik Coca-Cola, ürettiği tek kullanımlık plastik şişe sayısını düşürmek yerine, daha fazla plastik üretimine yatırım yapıyor. Siz bu yazıyı okurken, Coca-Cola 50 bin tek kullanımlık plastik şişe daha üretmiş olacak.

Biz de Greenpeace olarak “Plasiğe Boğma” kampanyası ile dünyadaki en büyük meşrubat içecek markası Coca-Cola’dan taleplerimizi kabul ederek plastik ayak izini azaltıp, denizlerin plastiğe boğulmasını durduracak adımların atılmasında diğer markalara öncülük etmesini istiyoruz. Çünkü Coca-Cola bunu yapabilecek ve dönüşümü başlatabilecek güce sahip.

Coca-Cola, geçmişte iklim değişikliğinde çok büyük faktörü olan florlanmış gazları soğutma ünitelerinden kaldırmak için meşrubat sektörü ve küresel tedarik zincirindeki etkisini kullandı.

Yine aynısını yapabilir. Bu doğrultuda Coca-Cola, tek kullanımlık plastik üretimini azaltmalı, yeniden kullanılabilir ambalajı öncelik haline getirmeli ve yeniden kullanıma dayalı dağıtım sistemleri geliştirmeli.

Denizlerimiz daha fazla plastiği kaldıracak durumda değil.