- Depremzede İlhan Ergelen:"Eşim ve çocuğum benim yanıma sürünerek geliyordu ve ben onları elimden geldiğince teselli ediyordum. Sıkışık olan bendim ama bilincim yerindeydi. Küçük kızımdan ses gelmeyince öldüğünü anladık fakat 6 yaşındaki oğlumuza belli etmemek için 'uyuyor' dedik"

 

Düzce'de 12 Kasım 1999 depreminde ailesiyle enkazda kalan İlhan Ergelen, hem depremde kaybettiği kızı ve kolunun acısını yaşıyor hem de hayata sımsıkı sarılarak ailesinin geçimini simit satarak sağlıyor. 

Depreme, kaloriferci olarak görev yaptığı binanın bodrum katındaki kalorifer dairesinde ailesiyle yakalanan 58 yaşındaki İlhan Ergelen, yaklaşık 12 saat sonra Türkiye Taşkömürü Kurumu tahlisiye ekibince bulunduğu yerden eşi ve 6 yaşındaki oğluyla çıkarıldı. Ekipler, Ergelen'in 3 yaşındaki kızının ise cansız bedenine ulaştı. 

Daha sonra yaklaşık 2 ay yoğun bakımda kalan ve sol kolu kesilen Ergelen, o dönem yaşadıkları ve hala unutamadıkları acıyı ve hayata nasıl yeniden tutunduklarını, depremin 19. yılında AA muhabirine anlattı. 


- "Küçük kızımdan ses gelmeyince öldüğünü anladık"

O gün binanın kaloriferini yakarken sarsıntının meydana geldiğini belirten Ergelen, eşi ve çocuklarının yanına koştuğu sırada göçüğün altında kaldıklarını aktardı. 

Uzun süre göçük altında kurtarılmayı beklediklerini söyleyen Ergelen, şöyle devam etti:

"Üzerimde iki kalorifer borusu vardı. O anda her yer karardı ve 4-5 saat sonra bizden haber alamayan yakınlarımız gelmiş. O saatler içinde eşim ve çocuğum benim yanıma sürünerek geliyordu ve ben onları elimden geldiğince teselli ediyordum. Sıkışık olan bendim ama bilincim yerindeydi. Küçük kızımdan ses gelmeyince öldüğünü anladık fakat 6 yaşındaki oğlumuza belli etmemek için 'uyuyor' dedik. Sadece zemin kat çökünce binanın göçtüğünü anlamamışlar. Yakınlarımız durumu kurtarma ekiplerine bildirmiş. Üzerimizde birileri dolaşıyor biz onları duyuyoruz fakat onlar bizi duymadı. Akşam yemeği için hazırlanan yer sofrası vardı oradan bir bıçak elime geçirdim ve ulaşabildiğim borulara vurdum. O sesi duyunca altta insan olduğunu anladılar ve bir delik deldiler. İlk önce oğlum ve eşimi aldılar onlar sıkışık değildi. Sonra benim kolum sıkışık olduğu için kolumu kesmek istemişler ama olmamış, demirleri kesip çıkarmışlar. Bizi Zonguldak madencileri kurtardı." 



- "Halen eski binalara girmeye korkuyorum"

Depremin ardından çok ciddi sağlık problemleri yaşadığını ve 2 ay yoğun bakımda kaldıktan sonra hayata döndüğünü söyleyen Ergelen, aradan yıllar geçtiğini ve hayata tutunmak için bir şeyler yapması gerektiğini düşünerek vücudunun el verdiğince çalışmaya başladığını ifade etti.

Ergelen, şunları söyledi:

"Belediyeye sokakta simit satmak istediğimi ilettim ve 6 yıldır burada simit satıyorum. Kol ve ayaklarımda sıkıntı olduğu için kış aylarında soğuğa dayanamıyorum ve kışın açmıyorum. Uzun yıllar geçti ama halen eski binalara girmeye korkuyorum. Burada dururken yanımdaki bina eski ve artçı bir deprem olsa kaçabilir miyim diye düşünüyorum. Halen korkuyorum ve depreme karşı bilinçli olmamız gerekiyor." 

 

(AA)