Kdz. Ereğli Müftülüğü tarafından "Sağlığın önemi, domuz gribi ve korunma yolları" konulu konferans düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) Öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Nefise Öztoprak katıldı. Öztoprak, din görevlilerine hastalık hakkında bilgi verirken korunmanın yollarını anlattı.
Türkiye'de şimdiye kadar 415 kişinin domuz gribi hastalığından hayatını kaybettiğini belirten Öztoprak, onun dışında tanı konulmayan henüz örnek alınamayan pek çok hasta olduğunu söyledi. Pandemi gribinin domuzdan bulaşmadığını anlatan Öztoprak, sulardan da bulaşmadığını belirterek "Yıllardan beri grip geçirirdik ve grip çok da önemsemediğimiz bir hastalıktı. Birkaç gün evde yatar dinlenirdik geçerdi. Çoğu sağlıklı kişiler için böyle olmasına rağmen, özellikle kronik hastalığı olan kişilerde grip o kadar masum bir hastalık değildi zaten. Solunum yetmezliği olup ölümlere neden oluyordu" dedi.
KITALAR ARASINDA
YAYILAN BİR SALGIN
Öztoprak, daha önce kuş gribinin ortaya çıktığını hatırlatarak şöyle konuştu:
"Kanatlılar arasında yayılan bir virüs insanlara bulaşma özelliği yoktu. Sonra insanlara bulaşma özelliği kazandı. Grip virüsünün özelliği çok hızlı değişim göstermesi. Kanatlılar arasında yayılan virüs insanlara bulaşınca ölümcül seyredince ortalık birdenbire karıştı. Pandemi grip diyoruz. Pandemi nedir? Kıtalar arasında yayılan salgına biz pandemi diyoruz. Bu grip virüsü de tüm dünyada kıtalar arasında yayılan bir virüs ve
milyonlarca kişiyi etkileyen hastalık yaptı. Halen ülkemizde de 10 binlerin üzerinde kişi enfekte olmuş durumda. 24 Şubat'ta ilk oldu Meksika'da ortaya çıktı. Altı aylık bir kız çocuğunda saptandı. İnsanların seyahat etmesi çok kolaylaştı,  herkes her yere seyahat etme pozisyonunda ve en çok seyahatlerin buluşma noktası da Amerika ve ilk oldu 15 Nisan'da oraya ulaştı. Bizim ülkemizde 15 Mayıs'ta saptandı. Amerika'dan gelen bir vatandaşımızdı."
  Öztoprak, 11 Haziran'da kıtalar arasında büyük bir salgın olduğunun fark edilip pandemi ihbarı yapıldığını belirterek şunları söyledi: "Temmuz ayından itibaren Dünya Sağlık Örgütü vaka sayımını bıraktı. Çünkü; sayılayamayacak kadar çok vaka oluştu. Dolayısıyla 'Vaka saymayı bırakalım sadece biz nasıl önlem alabiliriz ona bakalım' dendi ve Türkiye'de de artık vaka sayımı yapılmıyor. 10 binlerin üzerinde olduğu gözlendi. Özellikle Ankara ve İstanbul'da çok sayıda yayılım söz konusuydu."
Türkiye'de kesin pandemi girip olduğu saptanan ölen vaka sayısının 415 olduğunu anlatan Öztoprak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fakat size şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim çok düşük bir rakam. Çünkü; bizim hastalarımız arasında ölen ama pandemi grip virüsü saptayamadığımız büyük olasılıkla pandemik gribe bağlı öldüğünü düşündüğümüz çok hasta var. Tüm Türkiye genelinde bunu söylemekte mümkün. Dolayısıyla bu 415 kesin tanı koyulabilen ölüm sayısı. Onun dışında tanı konulmayan, henüz örnek alınamayan pek çok hasta var. Bunu çok rahatlıkla 4-5 katı düşünebilirsiniz. Dünya da yaklaşık 5 bin ölü oldu."
ZKÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nefise Öztoprak, aşının öneminin burada ortaya çıktığını belirterek "Biz bu değerlere ulaşmak istemiyoruz. Onun için toplumun ne kadar çoğunu aşılayabilirsek bu değerlere ulaşmadan salgını daha az kişiyle atlatma şansımız var" dedi.
Pandemi gribinin domuzdan bulaşmadığını söyleyen Öztoprak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu virüse yakalandıktan 1 ila 4 gün sonra hastalık belirtileri ortaya çıkıyor ve bu süre bazen bir haftaya kadar uzayabiliyor. Bu hastalık insandan insana bulaşıyor. Domuz gribi deyince sanki domuzlardan insana bulaşıyor diye algılanmış. Hatta bu yıl insanlar kestaneleri toplamamışlar.
Domuzdan bulaşması söz konusu değil, sulardan bulaşması, dağ sularıyla bulaşma söz konusu değil. Kış mevsimlerinin de gelmesiyle birlikte kapalı mekânların havalandırılmamasıyla bu virüsün insanlara bulaşması çok daha kolay olacak."