Zonguldak Diyabetliler Derneği tarafından Belediye Nikah salonunda halk toplantısında çocuklarda diyabet adlı sunum gerçekleştirildi.
Zonguldak Diyabetliler Derneği tarafından Zonguldak Belediye Nikah salonunda halka Zonguldak Kadın Doğum Hastanesi Dr. Çiğdem Sağ Taşdöven tarafından çocuklarda diyabet adlı sunum gerçekleştirildi.
Sunumda konuşan Zonguldak Diyabetliler Derneği Başkanı Çetin Terzioğlu, "31. gerçekleştirdiğimiz toplantıya en az katılım bugün yaşandı. Belki de hava şartlarından dolayı olabilir. Bizler her zaman diyabetin önemini halkımıza anlatmaya çalışıyoruz. Bugün Kadın Doğum Hastanesi Dr. Çiğdem Sağ Taşdöven halkımıza çocuklarda diyabet konulu sunum gerçekleştirecek" dedi.
Ardından toplantıya katılan vatandaşa sunum yapan Kadın Doğum Hastanesi Dr. Çiğdem Sağ Taşdöven çocukluk döneminde diyabet ve özellikleri hakkında bilgiler verdi. Taşdöven, "Diyabet çocukluk çağında görülen kronik hastalıkların başında gelmektedir. Bu çağdaki diyabet vakalarının yüzde 98'inden fazlasını inisüline bağımlı diyabet vakaları oluşturur. Genetik yatkınlık zemininde çevresel (kimyasal veya viral) bir faktörün tetik çekici rolüyle başlamaktadır. Genellikle pankreas beta hücrelerinin yüzde 80'i harap olduğundan klinik diyabet bulguları ortaya çıkmaktadır. Klinik diyabet, hastalığın iyileşmediği ancak belirtilerin kaybolduğu dönem ve kronik diyabet olmak üzere 4 döneme ayrılarak incelenmektedir. IDDM sıklığı bakımından ülkeler ve bölgeler arasında belirgin farklılıklar vardır. 15 yaş altı çocuklarda IDDM sıklığı Japonya'da 2/100.000, Finlandiya'da 43/100.000'dir. İDDM insidansı 10-12 yaş (büyük pik) ve 2-3 yaş (küçük pik) arasında artmaktadır. Diyabete neden olan immünolojik saldırının klinik diyabet bulgularından aylar, yıllar önce başladığı bilinmekte ve son yıllarda hastalığın prediyabet döneminde saptanıp tedavi edilmesi üzerine yoğunlaşılmaktadır. Diyabet soğuk bölgelerde ve kış aylarında daha sık görülür. Diyabet için ailesel bir eğilim söz konusu olmakla birlikte bilinen bir genetik geçiş yoktur. Tek yumurta ikizlerinden birisinde diyabet varsa diğerinde olma riski yüzde 35, diyabetli anne veya babanın çocuğunda görülme riski yüzde 6, genel popülasyondaki risk yüzde 0.5'dir. Diyabetli çocuklar genellikle diyabetin klinik semptonları olan çok idrar yapma, çok su içme ve kilo kaybı bulguları ile hekime başvururlar. Bu bulgular olduğunda genellikle tanı güçlüğü çekilmez. Bununla birlikte hastalığın akla gelmemesi veya atipik klinik bulguların görülmesi tanıda gecikmeye neden olabilir. Bazı çocuklar gürültülü bulgularla ve birkaç gün içinde gelişen diyabetik ketoasidoz tablosu ile başvurabilirler. Çocukluk döneminde diyabetin bulguları, kusma, kronik kilo kaybı veya büyümekte olan çocuğun yeterli kilo almaması, huzursuzluk ve okul performansında azalma. Tekrarlayan deri enfeksiyonlarıdır. Diyabetli çocukların yüzde 50'si diyabetik ketoasidoz adı verilen ağır klinik bulgularla seyredebilir. Zamanında fark edilmeyen ve tedavi edilmeyen diyabetik ketoasidoz vakalarında ölüme yol açan koma tablosu görülebilir. Çoçukluk çağında ketoasidoz dışı diyabet tedavisi başlıca 4 bileşenden oluşmaktadır, diyabet eğitimi, insülin yerine koyma tedavisi, beslenme planlaması ve egzersizdir" dedi.