- Down sendromlu kız, kendisini yanına alıp bakımını üstlenen, onu çocukları ile torunlarından ayırmayan, "meleğim" diye seven Sevim Arslan ile adeta dünyaya yeniden geldi


- Arslan:  "Hastalandığım zaman öksürme sesimi duyup gecenin bir vaktinde sessizce yatağıma su getirip bana içiriyor, tekrar yatırıyor. O bir melek. Çok seviyoruz onu. Onun gönüllü annesi değilim, biz onu benimsedik. Evlatlarım benim için neyse Serap da öyle benim için, değişen hiçbir şey yok"


Düzce'de, yaklaşık 4 yıl önce önce annesini, daha sonra babasını kaybeden ve ağabeyi yurt dışında yaşadığı için yalnız kalan down sendromlu 35 yaşındaki Serap Karaman'ın bakımını üstlenen Sevim Arslan, onun yanından bir an olsun ayrılmıyor. 

Down sendromlu Serap Karaman, yaklaşık 4 yıl önce ilk olarak annesini, ardından da kısa bir süre sonra babasını kaybetti. Hayata tek yakını olan ağabeyinin de yurt dışında yaşaması nedeniyle yalnız kalan Serap'ın yakınları onun için "koruyucu anne" aramaya başladı.

Yakın çevrelerinde araştırma yapan yakınları, durumu çevresinde sevecen kişiliğiyle tanınan Sevim Arslan ile paylaştı. Azmimilli Mahallesi'nde 4 çocuğuyla yaşayan Arslan, teklifi seve seve kabul ederek, evine yerleşen Serap'ın bakımını üstlendi.

Geçen zaman içerisinde birbirlerine çok alışan ikilinin arasında güçlü bir gönül bağı oluştu. "Meleğim" dediği down sendromlu Serap ile 3 yıldır hem anne-kız hem de arkadaş ilişkisinde hayatını sürüdüren Arslan, onun hayalleri için tüm imkanlarını seferber ediyor. 

Kendi çocukları ve torunlarından ayırmadığı Serap'ın her türlü ihtiyacıyla ilgilenen Arslan, günlük hayatının tamamında bütün işlerini onunla yaparak kendilerine özgü yeni ve renkli bir sosyal yaşam oluşturuyor. 

Ailenin 5'inci çocuğu kabul edilen Serap, Arslan ailesinin tüm bireyleri ile samimi ilişki kurarak neşe kaynağı oluyor. Kimi zaman bir konserde, kimi zaman çarşı pazarda tebessümleriyle dikkati çeken ikili çevreden büyük ilgi görüyor. 



- "Evlatlarım benim için neyse Serap da öyle" 

Sevim Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 4 çocuğu ve 5 torunuyla yaşadığı eve katılan Serap'ın bu ortamı adeta eğlence yumağına dönüştürdüğünü söyledi. 

Serap'ı önceden tanımadığını belirten Arslan, "Amcamızın kızı, Serap'ın kuzeniyle evli. Onun aracılığıyla bana teklif getirdiler. Ben de seve seve, hiç düşünmeden kabul ettim. Serap'ı tanıdıktan sonra da çok sevdik, bizden bir parça oldu. Onun gönüllü annesi değilim, biz onu benimsedik. Evlatlarım benim için neyse Serap da öyle benim için, değişen hiçbir şey yok." dedi. 

"Meleğim" diye sevdiği Serap'ın çok merhametli olduğunu dile getiren Arslan, "Hastalandığım zaman, öksürme sesimi duyup gecenin bir vaktinde sessizce yatağıma su getirip bana içiriyor, tekrar yatırıyor. O bir melek. Çok seviyoruz onu. Hepimiz benimsedik onu. Serap eğlenceleri, sosyal etkinlikleri çok seviyor. Nerede etkinlik varsa biz oradayız. Düzce'nin tüm insanları bizi tanıyor." diye konuştu. 



- Hayali, gelinlik giymek 

Arslan, genç kızın birçok hayali olduğunu ve bunları gerçekleştirmek için elinden geleni yaptığını aktardı. 

Üniversitede derse girme hayalini gerçekleştirdiğini belirten Arslan, şu ifadeleri kullandı: 

"Şimdi gelinlik giyme hayali var, beyaz gelinliğin içinde Serap'ı görürsek çok daha mutlu olacağız. Kızlarım sabahları işe, torunlarım okula gidiyor, Serap da bana yol arkadaşı oluyor. Serap'la bütün günlerimizi beraber geçiriyoruz. Alışverişe gittiğim zaman bana yardım ediyor, yoldaşım oluyor, bana destek oluyor. Kendim de sosyal aktiviteleri çok severim. Bir etkinlik duyunca ben ona söylerim, o da bana söyler." 



- "Fenerbahçe maçı izlemek istiyorum"

Serap Karaman ise kendisine gönüllü annelik yapan Sevim Arslan ile gerçekleştirmek istediği hayallerinden bahsetti.

Beyazıt Öztürk'ü çok sevdiğini söyleyen Serap, "Beyaz'a gitmek istiyorum. Beyaz, seni çok seviyorum. Fenerbahçe'yi de çok seviyorum, ojelerim, saatim, yatak örtülerim hep Fenerbahçe renklerinden. Fenerbahçe maçı izlemek istiyorum." dedi.


(AA)