Av İlker Öncel 10 Ekim 2006 Gün ve 26315 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan  “KAMU İDARELERİNE AİT TAŞINMAZLARIN TAHSİS VE DEVRİ HAKKINDA YÖNETMELİK” iiğin gereğince, kapatılan eski Erdemir Plajının Ereğli Belediyesine devir edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Sordum, “Yönetmeliğin hangi maddesi” diye.

“Hepsi!” dedi.

Bir kanun veya yönetmeliği vatandaş ve/veya  hukukçu gözüyle okumak  çok farklı.

Ki, aynı maddeyi  yorumlarken bile hukukçular da ayrı görüşleri savunabiliyor ise çok dikkatli olmak gerekiyor.

Eski Erdemir plajının Ereğli Belediyesine tahsis edilmesi için yönetmeliğe gerek var mı?

Çengelburnu ile Alaplı İncivez deresi arasındaki tüm alan zaten  Ereğli Belediyesi’nin. Yani, Ereğli Belediyesine ait alandaki bir plajın, kapatma kararı bulunan ve koskocaman Ereğli’nin bir mahallesinin nüfusu kadar bile olmayan Gülüç’e devir edilmesi hiç akıl kârı mı?

Bunu düşünmek bile tuhaf  ya!

Ama konu siyaset olunca, orada ne mantık  var  ne de yönetmelik ve kurallar.

Bastır yavrum siyaset!

Siyaset bu değil ki.

Siyaset kamu yararına işler yapmalı.

Halkın istekleri dikkate alınmalı.

Bir yerde Gülüç, diğer yarda 120 bin nüfuslu Ereğli.

Pes yani pes!

Ben şunu anlamıyorum; Ereğli Belediyesi Gülüç’ün kapatılması yönündeki mahkeme kararının uygulanması için neden yargıya başvurmaz?

2005 yılında 5393 sayılı kanun çıkarılırken, iki belediye arasında 5 kilometreden az mesafe olmayacak maddesini  bugünkü iktidar koydu.

Ne var Ereğli ile Gülüç arasnda?

100 metrelik bir köprü.

Kapatın Gülüç’ü ve Ereğli’nin 32. Mahallesi yapın da bitirin şu kısır ve saçma çekişmeyi.

Tek doğru var bu.

Doğruluğunu da bu iktidarın yasallaştırdığı 5393 sayılı kanundan alıyor.

Şimdi konunun diğer bir boyutu da,  Ereğli Belediyesinin kullandığı bir özel kamp var orada. O kamp neyin nesi? Kime hizmet ediyor?

Dün Ahmet ile Mehmet keyif çatıyordu, bugün ise Hasan ile Hüseyin!

Nerede Ereğli halkı.

Sürünüyor!

O kampın duvarları derhal yıkılmalı ve  ilçe halkının kullanımına açılmalı.

Ya da, engellilerimiz gibi vatandaşlarımızın kullanımı için rehabilitasyon merkezi olmalı.

Hatırlatırım ki, Ereğli Belediyesi sahil boyundaki tüm reklam tabelalarının kaldırılması için çok doğru bir karar almış ve güzergahı tabela işgalinden kurtararak görüntülü kirliliğinin önüne geçmişti.

Nedir o kamp duvarları.

Batı ile Doğru Almanya arasındaki “Utanç Duvarı” bile 1989 yılında yıkıldı da,  ayrı düşmüş iki ayrı halk buluştu.

Ereğli’de de artık o burjuva anlayışı tedavülden kaldırılsın ve ilçe halkı ile seçkinler (!) arasındaki kamp duvarları bir daha örülmemek üzere yıkılsın.

Son bir konu daha. 10 Km’de (Huzurevi karşısı)  bir tabela vardı hatırlayanlar iyi  bilir. Ruhi Cöbekoğlu döneminde “Su sporları alanı” yazardı o deniz kenarında. Şimdi orada gerçekten de halka hizmet veren bir tesis var. Bu tesise yatırım yapanın da maddi hakkını korunarak, tersaneler bölgesinden Alaplı girişine kadar tüm alan, bütün olarak düşünülerek proje üretilmeli.

Bunu yapacak ve yapması gereken de Ereğli Belediyesidir.

Son söz: Ereğli sahillerindeki tüm duvarlar yıkılmalı, sahiller halkın olmalıdır.