5 Ekim Dünya Öğretmenler Gününü kutlayan Eğitim-İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Metin Kahveci ülkede eğitim konusunda yaşanan eksikliklere dikkati çekti.

Zonguldak Eğitim-İş Şube Başkanı Metin Kahveci, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü nedeniyle, 5 Ekim, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) tarafından 1994'te Dünya Öğretmenler Günü olarak ilan edilirken, dünya çocukları için daha iyi bir gelecek hazırlanmasında öğretmenlerin rolünün dünya halklarınca daha iyi anlaşılması ve dikkatin öğretmen ve eğitim sorunlarına çekilmesi hedeflendiğini belirterek başladığı açıklamasında "ülkenin geleceği yönünden önemli sorumluluklar taşıyan güçlüklerle karşılaşsa da görevlerini yerine getirirken hiçbir özveriden kaçınmayan öğretmenlerimiz, hak ettikleri yaşam koşullarına kavuşturulmalı, öğretmen açığını kapatmak için uygulanan "sözleşmeli ve ücretli öğretmen" politikası derhal terk edilmeli ve bu açık kadrolu personel ataması ile  tamamlanmalıdır" dedi.
Bu değerli mesleği böylesine zor koşullar altında, yılmadan, yorulmadan büyük bir fedakarlıklarla sürdüren öğretmenlerin 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü'nü kutlayan Kahveci konu ile ilgili yaptığı yazılı açıklamasında şu görüşlere yer verdi:  "Günümüzde ise ülkemizin çağdaş geleceğini hazırlamak için emek veren öğretmenlerimiz, Dünya Öğretmenler Gününü her gün biraz daha zorlaşan özlük ve ekonomik sorunlarla karşılamaktadır. AKP iktidarı ile birlikte öğretmen, yoksulluk sınırına mahkum edilmiş, ekonomik ve özlük konularda hak kayıplarına uğratılmıştır. Eylül ayı itibari ile 1/9 derecedeki öğretmen 1300 TL maaş almaktadır. Türk-İş'in verilerine göre Eylül ayı itibariyle açlık sınırı 846 TL, yoksulluk sınırı ise 2 bin 757 TL''dir. Bu rakamlara göre, Türkiye'de öğretmenler yoksulluk sınırının altında maaşlarıyla yaşamaya çalışmaktadır. Mevsimlik tarım işçiliği yüzünden, okulunda olması gereken birçok çocuğumuz eğitimine başlayamamış, birçok il ve ilçemizde okulların boş olması sebebi ile eğitim-öğretime hala fiilen başlanamamıştır. Eğitim öğretim paralı hale getirilmiş, özel okulların ve dershanelerin bütçesi 10 Milyon dolarları bulmuştur. Günümüzde okullarımızın pek çoğunda yeterli öğretmen bulunmamaktadır. Hala öğretmensiz okul, okulsuz köyler bulunmaktadır. Normal eğitim düzenine geçmek, sınıf mevcutlarının 30 kişilik olarak düzenlenmesini sağlayabilmek için daha 150 bin öğretmene ihtiyaç bulunmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı 2009 -2010 İstatistiklerine göre; ilköğretimde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı İstanbul'da 46, Ankara'da 36, Bursa'da 38, Adana'da 39, Van'da 45, Şanlıurfa'da 53'tür. OECD ülkelerinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilköğretimde 16.4, ortaöğretimde 13.7 iken, Türkiye'de ilköğretimde 22, ortaöğretimde ise 18'dir.
Öğretmen açığı her yıl katlanarak büyürken, eğitim fakültelerinden mezun olan gençlerimizden binlercesi artık öğretmen olarak atanabilmekten umudunu kesme noktasına gelmiştir. "İşsiz öğretmen" sayısı çığ gibi büyüyerek 300 bini aşmıştır.
Emekli olan öğretmenlerimizin yerine kadrolu öğretmen ataması yapılmamakta, bunun yerine iş güvencesinden yoksun sözleşmeli öğretmenler atanmaktadır. Öğretmen açığı, geçici olarak ücret karşılığı derse giren öğretmenlerce doldurulmaktadır. Ücretli öğretmen, vekil öğretmen, sözleşmeli öğretmen, kadrolu usta öğretici gibi görevlendirme çeşitliliği AKP döneminde yaygın hale getirilmiştir."