Eğitim-İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Metin Kahveci, iktidarın eğitim politikasını eleştirdi, 26 Şubat Çarşamba günü iş bırakacaklarını duyurdu.  

 

Milli Eğitim Bakanlığında (MEB) uygulanacak olan torba yasaya karşı tüm gün iş bırakacaklarını açıklayan Kahveci, MEB’in eğitimde tarihin en kapsamlı tasfiye operasyonuna yol açacak yasa tasarısını meclisten geçirmek istediğini vurguladı. Bu yasanın endişe verici olduğunu defalarca anlatmalarına rağmen geri çekilmediğini, dershanelerin sınavlara endeksli eğitim sisteminin bir ürünü olduğunu, ezberci, eleyici, seçkinci bir eğitim anlayışında dershanelerden kurtulmanın mümkün olmamakla birlikte dershane sayısının AKP iktidarı döneminde hızla arttığını kaydederek şunları söyledi:

 

TORPİL VE KAYIRMA

AKP hükümetinin, bu tasarı ile kamusal eğitim alanını daha da daralttığını, özel öğretimin doğrudan desteklenmesi eğitimin özelleştirilmesine yöneliktir. Oysa eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması için devlet okullarının güçlendirilmesi gerekmekten uzak olan AKP kendi bildiğim eğitimi uygulayacağım diyor. Dershane öğretmenlerinin KPSS siz mülakatla MEB kadrosuna alınması fikri başta ataması yapılmayan 350 bin öğretmene haksızlık olacağını gibi MEB’de zaten var olan torpil ve yandaş kayırmanın öğretmen atamalarına da sıçrayacaktır. Torba Yasa Tasarısı yasalaştığında okul yöneticilerinden 4 yılını dolduranların görevlerinin sona ereceğini ve 100 binin üzerinde okul yöneticisinin kıyıma uğrayacağı açık olup bu durumun MEB’de kadrolaşma hamlelerinin doruk noktası olacaktır.  Bu tasarıda, yeni yönetim kadrolarının valiler aracılığıyla okul ve kurumlarda görevlendirilmesi öngörülerek, kadrolaşmanın yanı sıra eğitimde yerelleşmenin de önünde açılacaktır.

 

ÇİFTE STANDART

Tasarı ile öğretmenlerin iş güvencesinin yok edilecektir. “Tasarıda, aday öğretmenlerin en az bir yıl fiilen çalışması, adaylık döneminde herhangi bir disiplin cezası almamış olması ve performans değerlendirmesine göre başarılı olmak şartlarını sağlamak kaydıyla, yapılacak yazılı ve sözlü sınava girmeye hak kazanacağı belirtilmiştir. Bu düzenleme ile aday öğretmenlerin asil kadrolara geçişi zorlaştırılmaktadır. Yani siyasi iktidar istemediği öğretmenin stajyerliğini kaldırmayabilecektir.  Talim Terbiye Kurulu’nun görev ve yetkilerinin de budandığı MEB’de tek adamlık anlayışının yerleştirilmeye çalışılacaktır. AKP iktidarının dershanelerin kapatılması konusunda “çocukların sosyalleşmesini engellediği” gerekçesini öne sürmesi diğer taraftan okullarımızda beden eğitimi, müzik ve resim derslerini kaldırmak istemesi AKP'nin ne kadar çifte standart olduğunu göstermektedir. Bu derslerin kaldırılması demek çocuklarımızın estetik, sportif, işitsel, duygusal ve sosyal gelişimini sekteye uğratmaktır. Kafalar bilimsel değilse eğitimde de bilimsel olmayacaktır.

 

“FIRSAT EŞİTLİĞİ SAĞLANMALI”

Eğitimin sistemden kaynaklı sorunları karşısında çözüm üretmekten daha çok sorun üreten MEB’in, yaşanan sorunların kaynağını öğretmenlermiş gibi göstererek öğretmenleri hedef tahtasına koymak abesle iştigaldir. “Eğitimin kilit taşı öğretmen olduğunu bilmeyenler öğretmene değer vermeyen AKP yönetim anlayışından kaynaklanmaktadır. Öğretmen hasımlığı yaratarak eğitimi yok edenler gelecek nesilleri daha şimdiden köreltmektedirler. Eğitim-İş olarak öğretmenlerimizin haklarının gasp edilmesine izin vermeyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti, sosyal bir hukuk devleti ise sosyal devletin gereği olarak vatandaşın eğitiminden sorumludur. Piyasacı ve özelleştirmeci eğitim anlayışı terk edilmeli, eğitimin her aşaması parasız olmalıdır. Bilimsel, laik, demokratik, kamusal ve parasız eğitim her yurttaşımızın ayağına eşit bir şekilde götürülmeli, eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalıdır.  İşte bu ve buna benzer nedenlerle 26 Şubat Çarşamba günü iş bırakarak uyarılarımızı ve tepkilerimizi diğer sendikalarla belirtmeye çalışacağız”