Alaplı Eğitim-Sen Temsilcisi Mehmet Salcı, AKP hükümetini bir kez daha uyarıyoruz! Taleplerimiz karşılanmazsa 23 Mayıs'ta GREV hakkımızı kullanacağız dedi.
Salcı, açıklamasında şunlar söyledi: 2001 yılında çıkarılan 4688 sayılı sahte sendika yasası AKP hükümeti tarafından sadece yandaş konfederasyonu korumayı hedefleyen düzenlemeler yapılarak,toplu sözleşme yasası adı altında yeniden çıkarıldı. Bu yasada GREV'den bahsedilmiyor.Bu yasada her sendikanın kendi üyesi adına toplu sözleşme yapabilme hakkı yok sayılıyor.Milyonlarca kamu emekçisinin,emeklisinin ve ailelerinin geleceğine yandaş konfederasyon başkanı karar verecektir.Sendikal yasaklar halen devam etmektedir.Eğitim Sen olarak grev hakkımızın teminat altına alındığı,her sendikanın kendi üyesi adına toplu sözleşme yapabildiği,ekonomik,sosyal ve özlük-demokratik haklarımızın görüşüldüğü bir toplu sözleşme için yasal düzenleme istiyoruz.İnsanca yaşayacak bir ücret istiyoruz. AKP'nin hükümet olduğu son on yıl boyunca kamu emekçilerinin maaşları sürekli olarak eridi. Her yıl yüzde 2-3 gibi zamlar kamu emekçilerine dayatılarak yoksulluk ve sefalete mahkum edildi.2011 yılı başından itibaren doğalgaz, elektrik ve akaryakıtın yanı sıra tüketim maddelerine toplamda  yüzde 30'u aşan oranlarda zam yapıldı.Ekonomimiz büyüyor,Dünya'nın en büyük 17.ekonomisi olduk diyerek övünen hükümet sıra kamu emekçilerine gelince kaynak yokyalanının arkasına sığınmaktadır. Oysa bizim isteğimiz,2012 yılı için en düşük kamu emeklisi maaşı 20145 TL.'ye yükseltilmeli,tüm kamu emekçilerinin maaşlarına %30 zam yapılmalıdır. Güvenceli istihdam istiyoruz. AKP hükümeti döneminde kamuda sözleşmeli,taşeron vb.farklı statülerdeki güvencesiz çalıştırma uygulamaları hızla artmıştır.Devlet eliyle güvencesiz,esnek ve sendikasız çalıştırma özendirilmektedir.Kamuda işçi ya da kamu emekçisi ayrımı yapılmadan  bütün esnek,kuralsız ve güvencesiz çalışma biçimlerine son verilmesini ve tüm emekçilerin iş güvencesine sahip olarak çalıştırılmasını istiyoruz.Tüm ek ödemeleri emekli aylığımıza yansıtılmasını istiyoruz.AKP hükümeti döneminde yaygınlaşan bir diğer uygulama da, ek ödeme adı altında yapılan ödemelerdir.Birçok kamu emekçisinin maaşlarının yarısına ulaşan ek ödemeler ısrarla emekli keseneklerimize yansıtılmamaktadır.ÖRNEĞİN:2000 TL.maaş alan bir kamu emekçisinin maaşı emekli olduğunda 1000 TL.civarına düşmektedir.Yine 3 Kasım 2011 tarihinde çıkarılan 666 sayılı KHK ile kamudaki ücret eşitsizliği daha da derinleştirilmiştir.Eşit işe eşit ücret adı altında,başta öğretmenler olmak üzere yüzbinlerce kamu emekçisi bu düzenlemenin dışında bırakılmıştır.Kamu kurumlarında farklı adlar altında ödenen tüm ek ödemelerin(ek ders ücreti vb.) esas maaşımıza eklenmesini,gerçek anlamda eşit işle eşit ücret ilkesinin yaşama geçmesi için yaratılan mağduriyetlerin bir an önce giderilmesini istiyoruz. Ücretlerimizin vergi dilimi artışından etkilenmemesini istiyoruz. Maaşlarından %15 oranında vergi kesilen kamu emekçilerinin maaşları her yılın ilk yarısında vergi diliminin kademeli olarak önce %20'ye,yılın ikinci yarısında da %27'ye yükseltilmesinden dolayı sürekli azalmaktadır.Kamu emekçileri yılbaşında aldığı maaşı ancak 3-4 aylık sürede alabilmekte,sonraki aylarda maaşları sürekli azalmaktadır.Bu adaletsizliğe son verilmesini,maaşlarımızın vergi dilimi artışlarından etkilenmeden net olarak ödenmesini istiyoruz. Kamu emekçisi kadınlara pozitif ayrımcılık istiyoruz. Son yıllarda kadına yönelik  her türlü baskı ve şiddet çoğalarak artmaktadır.Kadını toplumsal yaşamın dışına iten,eve hapsetmeyi hedefleyen düzenlemeler hükümet eliyle yapılmaktadır.Bu ayrımcı politikaların yansımaları kamusal alanda yoğun olarak yaşanmaktadır.Görevde yükselme başta olmak üzere,işyerlerinde değişik baskılar ve mobbing uygulamaları ağırlıklı olarak kamu emekçisi kadınlara yöneliktir.Kadınlara görevde yükselme sınavlarında,atamalarda ve unvan değişikliklerinde öncelik tanınmasını,kadına yönelik her türlü baskı ve şiddete son verilmesi için önlemler alınmasını,baskı yapanlar hakkında ise etkili hukuksal yaptırımların uygulanmasını ve kreş talebinin karşılanmasını istiyoruz. Sendikalara yönelik baskıların son bulmasını istiyoruz. Kamu kurumlarının idarecileri değişik biçimde sendikalara,üyelerine ve üye olmayan kamu emekçilerine baskı uygulamaktadır.Özellikle yandaş konfederasyonun örgütlenmesi için idareciler seferber olmuş durumdadır.TCK'nun 118.maddesine göre her türden baskı açık biçimde suçtur ve altı aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir.İdarenin işyerinde uyguladığı yönlendirme ve baskı uygulamalarına karşı etkili önlemlerin alınmasını,sendikaların özgürce örgütlenebileceği ortamın sağlanmasını istiyoruz.Çıkarılan yasa uyarınca 30 Nisan tarihinde hükümetle toplu sözleşmegörüşmeleri başlamıştır.Hükümet temsilcilerinin yaptığı açıklamalara bakıldığında  kamu emekçileri yine oyalanmaktadır.Özellikle Maliye ve Çalışma Bakanları bütçe kaynakları sınırlı diyerek %3+3 gibi gülünç zaman oranı ifade etmektedirler.Bu yaklaşım milyonlarca kamu emekçisi,emekli ve onların aileleriyle resmen dalga geçmek  demektir. Yukarıda ifade  ettiğimiz talepler bir toplu sözleşmede olması gereken asgari şartlardır.Yine işkolları ile ilgili birçok sorun bulunmakta ve kamu emekçileri bu sorunların çözümünü beklemektedir.Bu konularda olumlu düzenlemeler yapılmadığı takdirde KESK asla böyle bir sözleşmeyi imzalamayacaktır.Diğer iki konfederasyonun imzalaması halinde bunlara en güzel cevabı kamu emekçilerinin vereceğine inanıyoruz. AKP hükümetini bir kez daha uyarıyoruz!Taleplerimiz karşılanmazsa 23 Mayıs'ta GREV hakkımızı kullanacağız