Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı, Ereğli'ye gelerek gündeme ilişkin çeşitli konularda düşüncelerini açıkladı.

Adıbelli, "Eğitim-İş olarak Eğitim-Sen, Türk Eğitim-Sen, Eğitim Bir-Sen Genel Başkanlarına yazı yazdık, sendikalar farklı düşünebilir, çalışan bizim çalışanımız sorunlar bizim sorunumuz. Gelin bir araya gelelim sendika uzmanları buluşsun. Bu vekaletle yönetilen, paralı eğitimden çıkartalım, ortak noktaları oluşturalım Milli Eğitim Bakanının karşısına öyle çıkalım dedik. Bırakın diyalog kurmayı yazımıza yanıt vermediler. Birliktelik çok önemlidir"

Öğrencilerin tarikat yuvalarına mahkum edildiğine dikkati çeken Adıbelli, AKP iktidarının hiçbir sorunu çözmediğini okul larda öğrencilerden çeşitli neden ler adı altında 500 TL'ye yakın paralar talep edil diğini vurguladı.

Eğitim-İş Sendikası Genel Baş kanı Yüksel Adıbelli, Karadeniz Ereğli'ye gelerek Ereğli İlçe Temsilciliğinde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Eğitim ve öğretimin yaklaşık 4 ay sonra başladığını ve Eylül ayının okulların açılıp kapanma kaosları ile geçtiğini belirterek konuşmasına başlayan Adıbelli, yeni eğitim ve öğretim yılının sıkıntılar ile başladığını, bu sıkıntıların sorunların da bitecek gibi gözükmediğini ifade etti. AKP zihniyetinin eğitime bakış açısının iyi olmadığı için, açılım, saçılımlarla gündem değiştirdiğini, eğitim ve öğretimde yaşanan sorunlarla ilgilenmediğine dikkati çeken Adıbelli, 243 bin öğretmenin KPSS sınavına girdiğini Türki-ye genelinde ise öğretmen açığının 157 bin olduğunu, pek çok okulda mevsimlik işçi gibi 300-500 TL. maaşla ücretli öğretmenlik yaptırıldığını ifade etti.

DÜNYADA ÖRNEĞİ YOK
Öğrencinin öğretmenine ilk etapta ücretli misin, vekil öğretmen misin, sözleşmeli misin bakış açısı ile baktığını söyleyen Adıbelli yaptığı konuşmasında, "Bu iktidar işi çok iyi biliyor 2002'den bugüne kadar bütün Milli Eğitim başta olmak üzere vekaleten yönetiliyor Milli Eğitim. Ereğli'de de şube müdürümüz, milli eğitim müdürümüz vardır. Sivas'taki bir kadrolu yöneticiyi başka bir İl'e geçici görevlendiriliyor. Dünyada hiçbir örneği görülmemiş bir uygulama. Eski Milli Eğitim Bakanımız giderayak bine yakın 76'ncı maddeyi işleterek okul müdürlüklerini, milli eğitim müdürlüklerini doldurdular. 76'ncı madde şu Van'daki bir öğretmenimiz köyde ba yandır gidip gelemiyordur, sıkıntısı vardır orada olamayacak biri başka bir yere verilebiliyordu. Bakan yanlış anladı heralde bunu giderayak Eğitim Bir-Sen üyelerini bin atama yaptı. 2007-2008 yılında Eğitim-İş olarak atamaları iptal ettirdik. Arkadaşlarımız göreve dönmesi gerekirken iptal edilen kişiler hem Ereğli'de hem Zonguldak'ta hem Türkiye'de görevlerini vekaleten yürütüyorlar. Biz müdür vekilini bilirdik müdür yardımcısı vekili çıktı. A Okulun-dan B Okuluna sen müdür yardımcısı vekilisin olarak gönderiliyor.

MAĞDUR OLUNUYOR
Çok ilginç olaylar oluyor 17 milyona yakın öğrencimizi 700 bine yakın çalışanı olumsuz yönde etkiliyor. Başka sorunlara bakıldığında yurt sorunumuz var. Orta öğretim ile ilgili sorunu daha kimse bilmiyor. Okul müdürü bizim yurdumuz yok İmam Hatip'in yeri varsa diyor pansiyonda kalabiliyorsun diyor. Milli Eğitim Müdürü bizim yararlı cemiyetlerin yurdu var diyor yani tarikatların yurdu var orada olur mu diyor. Üniversitelere bakın devletin 230 bin kişilik yurt kapasitesi var öğrenci sayısı ise 2 milyon 300 bin civarında. Otobüslerden inilince o yararlı cemiyetler mi dernekler mi tarikatlar mı karşılıyor hemen, benim yurdumda kalabilirsin, ekmek verebilirim, aş verebilirim, harçlık verebilirim bizde diyoruz ki anne baba çocuğunu okutmakta zorlanırken yararlı tarikatlar neden karşılıksız çocukları barındırıyor, yok diyorlar art niyetimiz.
Oralardan gelenler Vali, kaymakam, öğretmen oluyor. Laik eğitim ile, Cumhuriyetin temel nitelikleri ile sorunu olan öğrenci ya da kadro yetiştirme aracılığı devam ediyor.

ELEKTRİKLER KESİK
Taşımalı eğitim nedeniyle pek çok okul atıl durumdu, biz Eğitim-İş olarak bu okulların tadilatlarının yapılmasını ve eğitim öğretime açılmasını önermiştik. Türkiye'de olduğu gibi burada da duyduk ki Zonguldak'taki 218 köy okulunun acil para lazım ki milli eğitime satılığa çıkarmışlar. Bu yapılanı biz çok görmüyoruz çünkü Başbakan her şeyi sattığı için Milli Eğitim örnek almış. Elektrik borcunu okul ödeyememiş okulların elektriği kesilmiş. İktidara soruyoruz eğitim yapılan yerin elektrik suyu neden kesiliyor bunu araştırmak lazım. Bedava kitap veriyoruz diyorlar, kitaplara bakıldığında öğretmen verilen bedava kitapları kenara koyuyor çünkü içi düzgün değil, hurafelerle dolu bilimsellikten uzak. Bir yılda öğrenciden enaz 500 TL para toplanıyor ne için elektrik, yakıt, temizlik, memur yok hizmetli alınacak maaşı parası toplanıyor. Okul Müdürleri diyor ki biz okulun müdürü müyüz eğitim öğretimi planlayacağız yoksa Ziraat Bankası müdürü müyüz gelir gideri denk tutacağız. Kendi bütçemizi unuttuk okulun bütçesini denk tutmaya çalışıyoruz. Son 7 yılda Milli Eğitim'deki yatırımlara bakıldığında 2002'de yüzde 17.5 şimdi gelinen noktada yüzde 4,5. Haritaya açtığımızda bulmada zorluk çektiğimiz ülkelerin bile gerisinde düşmüşüz.
7 Yılda gelinen nokta 30 Bin gencimiz ÖSS'de ilk defa oluyor sıfır puan almış. 250 bin gencimiz matematik, 750 bin öğrenci fen sorularının yanına yanaşamamış. Sendikaların da eksiklikleri var. Biz Eğitim-İş olarak Eğitim-Sen, Türk Eğitim-Sen, Eğitim Bir-Sen Genel Başkanlarına yazı yazdık, sendikalar farklı düşünebilir, çalışan bizim çalışanımız sorunlar bizim sorunumuz.
Gelin bir araya gelelim sendika uzmanları buluşsun. Bu vekaletle yönetilen, paralı eğitimden çıkartalım, ortak noktaları oluşturalım Milli Eğitim Bakanının karşısına öyle çıkalım dedik. Bırakın diyalog kurmayı yazımıza yanıt vermediler. Biran önce sendikalarımız üye olan arkadaşlarımız üye olmayan arkadaşlarımız örgütlenmeliyiz. Tek başımıza sorunlarımızı çözemiyoruz. Birlik içerisinde hareket edilmeli" sözleri ile düşüncelerini açıkladı.